İbrahim Hacıosmanoğlu…. Görünürde Trabzonspor başkanı… İcraatları ise hiç de öyle göstermiyor. Neden mi? Öze dönüş politikası başlatırken ve bir yandan da ekonomiyi düzeltmesi gerekirken, Malouda, Bosingwa ve Aykut gibi oyuncular için 10 milyonlarca lirayı ortaya saçtı, kulübü ekonomik olarak büyük bir yükün altına soktu. Tolunay Kafkas,  Fatih Tekke, Özkan Sümer, Ömer Eyuboğlu, Ünal Karaman, Sinan Zengin ve daha birçok önemli görevdeki isimlerle yolları ayırdı. Kulübe ödettiği tazminat miktarı boyunu aştı, daha da milyonlarca lira ödenmek için gün sayılıyor. Sürekli çatışma, kavga havası yarattı.  Camiada barışık olduğu neredeyse tek bir kişi kalmadı.  Şike davasında hakkı teslim etmeye direnen asıl sorumlu Başbakan ve TFF yönetimi olmasına rağmen, durmadan Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’ye saldırdı, hedef şaşırttı.  Yöneticileriyle kavga etti. Birçoğunun istifasına neden oldu.

Hiçbir bilgisi, ön görüsü olmamasına rağmen hep ‘Ben bilirim, ben yaparım’ havasını estirdi. Mitinglere katıldı, başbakanı sevmeyenleri vatan haini ilan etti, kulübü tek partinin şemsiyesi altına sokarak siyasal bir cinayete sebebiyet verdi.  Ve artık bundan fazlası olmaz derken, bir önceki başkan Sadri Şener’i mahkemeye verdi. Hem de neden? ‘Sahtecilik’ten.  Trabzonspor tarihinde bu ilktir.  Daha önce bir Mehmet Ali Yılmaz olayı yaşanmıştır. Ancak orada da, mahkemeye başvuran Sayın Yılmaz olmuştur ve tüm davaları kaybetmiştir. Bir de sahte imzalarla 20 milyon dolarlık bir temlik olayı vardır ki, normalde DGM’de yargılama yapılacaktı ama Özkan Sümer ve ekibi anlaşma yoluna gitmiştir. Ve Trabzonspor eski başkanını DGM’de yargılatmamış, kulübün tarihine de kara bir leke düşürmemiştir. Hem de inanılmaz bir çatışma ortamı yaşanırken ve Mehmet Ali Yılmaz, kulübü teslim almak için her yolu denerken!...  Gelelim bugüne!..   Düşünebiliyormusunuz, Sivasspor başkanı Mecnun Otyakmaz, ‘Trabzonspor da teşvik verdi’ diyerek, Sadri Şener ve yönetimini tam da köşeye sıkıştırmaya çalışırken, Fenerbahçe’yi yönetenler bunun üzerine balıklama atlarken, kendine Trabzonspor başkanı diyen bir isim, ‘Sahtecilik yaptı’ diyerek eski başkanı hakkında suç duyurusunda bulunuyor. 

Şu anda kim bayram yapıyor biliyormusunuz? Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım!  İbrahim Hacıosmanoğlu’nun bu eylemi ile Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım’ın şike ve teşvik vererek Trabzonspor’a ödettiği bedelden çok daha ağır ve vahimdir.  Şimdi Aziz Yıldırım haklı olarak, ‘Sadri Şener’i kendi kulübü sahtecilikten mahkemeye verdiğine göre, bizim tezimiz haklıdır. Yani Trabzonspor da teşvik vermiştir, şike yapmıştır’ derse kim karşı çıkabilir, ya da ne kadar karşı çıkılabilir? Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin eline böyle bir kozu ancak ve ancak Trabzonspor düşmanları verebilir.  Kaldı ki, İbrahim Hacıosmanoğlu’nun sahtecilik olarak nitelendirdiği ve avukata verildiği söylenen para, büyük ihtimalle Galatasaray eski başkan yardımcısı Prof. Mehmet Helvacı ile ilgilidir.     

SAHTECİLİK DEDİĞİ  OLAYIN ASLI BUDUR!  

Hacıosmanoğlu, bilmeyebilir, çünkü Trabzonspor’u tanımaz, bilmez, öğreneceği de yoktur. Neyin ne olduğunu biz not düşelim de o da belki öğrenmiş olur.  Hatırlarmısınız, Trabzonspor’u Atay Aktuğ’un başkanlığı döneminde Borsa’ya sokmak için büyük çaba harcayan isim Burak Gürdal’dı. Dönemin genel müdürü, şimdinin asgari ücretli CEO’su Gürdal öyle bir Borsa’ya giriş gerçekleştirmişti ki, adeta kulübün iflasına zemin hazırlamıştı. Borsa’ya açılan hisselerden 33 milyon lira gelmiş ama masraflar çıktıktan sonra kasaya 27 milyon lira girmişti. Fakat öyle bir Borsa’ya açılma hikayesiydi ki, Trabzonspor zarar etse bile hisse sahiplerine bütçesinin yüzde 10’u kadar temeddü ödeyecekti.  Bu da o günlerde yıllık 7 milyon liraydı. Bugünün bütçesine göre de 11 milyon lira… Ve bu tam 36 yıl hiç aralıksız olarak ödenecekti.  Kasaya giren para 27 milyon lira, 36 yılda belki de 1 trilyon lira kulübün gelirlerinden çıkacaktı.

Bunun altından kalkılamayınca Sadri Şener ve ekibi çeşitli yollar aradılar. O günlerde Galatasaray Başkan Yardımcısı Hukuk Profesörü Mehmet Helvacı, kendi kulübüyle ilgili olarak Borsa’daki şirketleri birleştirme çalışması yapıyordu. Şirketler birleşecek, sürekli gelir gösterilen Sportif A.Ş ile durmadan zarar eden Futbol A.Ş’nin birleşmesi sonucunda bunların yıl sonunda kar mı zarar mı ettikleri ortaya çıkacaktı ve buna göre de temeddü dağıtıp dağıtmayacağına karar verilecekti.  Prof. Helvacı, Galatasaray’da bu işi başarınca, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener de kendinden yardım talep etti. Helvacı bir yandan Galatasaray’ın önemli ismiyken, diğer yandan da Trabzonspor’un avukatı olarak gözükmek istemedi. Kendisi profesyonel yardımını yaklaşık 4 milyon lira civarında bir rakama yaparken, perde arkasında kalmayı tercih etti.  Ve yapılan çalışmalar sonunda Trabzonspor Futbol A.Ş ile Sportif A.Ş birleşti. Şirket hep zarar ettiği için de hissedarlarına temettü, yanı kar payını uzun süredir dağıtmıyor. Trabzonspor’un son 4 yılda kasasından çıkacak en az 30 milyon lira da, kulüpte kaldı.  Bugün İbrahim Hacıosmanoğlu, personel maaşını bile vermekte zorlanırken, bütçenin 100’e 10’u olan 10 milyon lirayı acaba nasıl dağıtacaktı?  Neyi satacaktı acaba?     

BU TAKIM DEVLER LİGİ’NE  NASIL GİDİLDİ BİLİYOR MU?  

İbrahim Hacıosmanoğlu’nun, ‘Bunlar da şike yaptıysa yakacağız, yıkacağız’ dediği günlerdi. Bugün peşine düştüğü ama hala alma başarısını gösteremediği 2010-2011 şampiyonluğu hikayesinin en kızışmış günleri… Şike ve teşvik iddiaları ortaya atılmış, gözaltına alınanlar, tutuklanıp, hapsi boylayanlar ülkede birinci gündem maddesi haline gelmiş…

Trabzonspor’dan gözaltına alınanların hepsi serbest bırakılırken, davanın savcısı;  “Bunlar şike yapmamış, teşvik vermemiş” notunu düşmüştü. Ama iddianame henüz açıklanmadığı gerekçesiyle kimseye ceza verilemiyor, Avrupa’dan men edilmesi gereken Fenerbahçe alttan alta büyük oyunlar oynuyordu.   O gün Trabzonspor başkanı Sadri Şener ve ekibi, FİFA, UEFA ve CAs konusunda uzman bir avukatlık bürosuyla anlaştı. Seçilen isim Levent Bıçakcı’ydı. Çünkü Bıçakcı CAS eski hakimlerinden biriydi ve UEFA nezdinde de saygın bir yeri vardı. Kendisine yüklü miktarda paralar ödendi. Onun çabaları sonucu, UEFA Komiseri Türkiye’ye geldi. Dönemin şike savcısı Mehmet Berk ile gizli bir görüşme yaptı. Dosyaları incelemek istedi, sadece Trabzonspor bölümüne bakmakla yetindi ve yeniden UEFA’nın merkezi Nyon’a döndü. Trabzonspor, UEFA Avrupa Ligi ön elemelerini oynarken, bir anda, ‘Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nden ihraç edildi, Trabzonspor bu büyük organizasyona katılacak’ kararı çıktı.  Ve Trabzonspor taraftarı tarihi boyunca hep TV’lerden izlemek zorunda kaldığı o Devler Ligi’nde oynayan takımlarını canlı izleme gururunu yaşadı. Kulübün kasasına da 50 milyon liranın üzerinde para girdi.  Eğer Levent Bıçakcı’ya yüklü bir para ödenmemiş olsaydı, UEFA o kararı zor verir, Trabzonspor da Şampiyonlar Ligi’ne katılamazdı.  Ama siz Hacıosmanoğlu, bu camiaya o kadar uzak ve öylesine kendi dünyanızdaki halüsinasyonlarınızla yaşıyorsunuz ki bunlardan haberiniz olmayabilir.     

AZIZ YILDIRIM SIZDIRSAYDI BU  KADAR ZARAR VEREMEZDİNİZ! 

  Sonuç; artık diyorum ki İbrahim Hacıosmanoğlu; Siz sahtecilikten dolayı Sadri Şener hakkında suç duyurusunda bulunacak yerde, bu kulübe 36 yılda 1 trilyon liraya yakın para ödetme karşılığı ucube bir şekilde Borsa’ya açan CEO’nuz Burak Gürdal’dan hesap sorun.  Sonra aynaya bakın. Hangi kulübün taraftarı olduğunuzu en azından kendinize haykırın!  İnanın, Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım sizi Trabzonspor’un içine sızdırsaydı bugüne kadar yaptığınız tahribatların yarattığı zararların yüzde birini bile veremezdiniz.  Asla ve asla böylesine işbirlikçi gibi algılanacak pozisyonuna düşmezdiniz. Yaptıklarınızla artık buna inandım ki, Trabzonspor’u imha etmekte kararlısınız! Ama bu camia büyüktür; Sizin gibileri çok gördü ve her biri tarumar oldu. Merak etmeyin, sizin de akıbetiniz onlar gibi olacak!  Buna inanıyorum ama bir şey daha söylemek istiyorum;  Yaptıklarınızın sorumlusu siz değilsiniz aslında!..  Yazıklar olsun; Sizi o koltuğa layık gören, bugün ‘pişmanım’ diyen ve bu kulüpte çeşitli görevlerde bulunmuş, her şeyi bildiğini sanan ancak sadece kendi çıkarları için Trabzonspor’u kullanan küçük beyinlilere!..   

***  

MUSTAFA R. AKÇAY VE SAYGI MESELESİ   

Mustafa Reşit Akçay… Tırnaklarıyla kazıyarak teknik adam olarak zirveye tırmanan bir isim… Çok çalışkan, mücadeleci, paylaşmacı ve aynı zamanda okuyan bir insan! Mevlana’dan Yunus Emre’ye, Aristo’dan Hegel’e kadar tüm felsefecileri ve futbolun tüm ilmi kitaplarını didik didik etmiştir. Kendini geliştirmeye çalışmıştır.  Dün Trabzonspor’a tırmandı, şansını erken yitirdi, istifa etti. Bugün Akhisar Belediyespor’u çalıştıracak. Yüreğimiz onunla olacak. Tek düşüncemiz başarılı olması!  Olabilir de!...  Ama saygıyı öğrenebilir mi?  Onca kitap, onca hayat tecrübesi ona bunu öğretemediğine göre…  Bundan sonra da zor gözüküyor!...

KUZEYEKSPRESS