Şöyle başlayalım. Yusuf Yazıcı ve Rodallega’nın takımdan ayrılmaları Trabzonspor’u olumsuz yönde etkilemiş.

Abdülkadir Parmak, Yusuf Yazıcı’nın yerine 10 numara olmuş ama pasif kaldı.

Ekuban’da Rodallega’nın yerindeydi. Orta sahada Sosa döküldü, yüksek tecrübeli Obi Mikel’de hazır değildi.

Kaleci Uğurcan’ın yediği gole gelince, şaşırtıcıydı. Kısacası Trabzonspor’u hiç hazır görmedim ama umutsuz da değilim.

Yusuf Yazıcı’nın gidişi Trabzonspor takımının DNA’sını bozduğu kesin. 

Sanki takımın genetiği ile oynanmış gibiydi. Şehrin gardının düşmesine de sebebiyet verdiğini unutmayalım.

Diyeceksiniz ki ‘erken eleştiriyorsunuz’, olabilir ama ilk görüntüler benim hoşuma gitmedi. O dikine oynayan, harika paslaşmalar yapan takım yoktu sahada.

Abdülkadir Ömür dışında farkındalık yaratan oyuncu ben göremedim. Maçın ilk yarısında. Yanılıyor muyum?

Sparta Prag’e gelince, lige erken başladıkları için Trabzonspor’dan daha iyi görüntü verdiler.

4 hafta olmuş ligleri başlayalı. 2 galibiyet, bir beraberlik ve bir kez de mağlup olmuşlar. 7 gol atıp, 4 golde yemişler.

Trabzonspor hiç resmi maç oynamadığı için Sparta Prag’ın üstün olmasını ben gayet normal karşılıyorum fakat Trabzonpor’un umut verici futbolu ortalıklarda yoktu, sinir bozucu olanda zaten buydu.

Taki, Ünal Karaman kritik değişiklikler yapıncaya kadar..

Ünal Karaman kötü oynayan takımına ikinci yarıda müdahale etti.

Neler oldu bir bakalım.Sorloth, Mikel’in yerine oyuna girdi, Ekuban sağ çizgiye çekildi.

A.Ömür’ 10 numara oldu, A. Parmak da Sosa’nın partneriydi. Bu yeni düzen Trabzonspor’a hareketlilik getirdi denebilir.

Sörloth’u değerlendirelim. Güçlü oyuncu, ayağında topu çok iyi saklıyor fakat, etrafına bakınması sanki bir başka golcüyü daha yanında istiyor havasını verdi bana.

Gol atmasına rağmen. Sörloth’un Trabzonspor’a katkı sağlayacağı kesin gibi gözüküyor.

Maç 2-0 olunca Ünal hoca, A.Ömür değişikliğine gitti, yerine Avdijaj girdi. Çok yetenekli oyuncu.

Ekuban bu sefer 10 numara oldu ve Sörloth’a da destek olması hedeflendi. Dediğimiz anda Nwakaeme harika pasında Norveç’li forvetin yarım volesi süperdi ama golle sonuçlanmadı.

Son diyeceğim şudur: Takımdaki yeniler, takımın tecrübeleriyle yanyana oynayamadıkları için acemilik çektiler.

Sonuç olarak,maçın sonlarına doğru Ekuban ve Sorloth attığı harika gollerle karşılaşmaya damga vurdular ve 2-0 mağlubiyetten maçı 2-2’ye getirmeyi başaran isimler oldular.

Rövanş maçı için de büyük avantaj elde ettiler.

Bence bu maçı Ünal Karaman’a yazalım.

Yerli yerinde değişiklikler yaptığı için. Son sözümüz de şu olsun.

Sörloth ve Ekuban bundan sonra yanyana oynasınlar!