Geleceğimiz tarımı hangi kriterler ve kavramlar çerçevesinde şekillenmeli.

Başka ülkeler bu konuda ne yapıyor , hedefleri nelerdir, neler öngörülmekte ve hangi araçlardan yararlanılmaktadır.

Ülkemiz bu konuda nerede, hangi planlar, hangi stratejiler ve hangi politikalar etrafında orta ve uzun vadede tarımsal kalkınma planları proğramlamaktadır.

Geleceğin tarımı once Bilgi, Çiftçiler, Araştırma Enstitüleri ve Kamu kurumu disiplinine dayalı bir temel üzerinde şekillenmelidir.

Burada sayılan ve görev sorumlulukları toplum için önemli rolleri olan bileşenler bu sorumluluklarını kesintisiz yerine getirmelidirler.

Bu iş birliğinin hedefi çevrenin(Ekosistemin) korunması açısından olumsuz sonuçlardan kaçınararak ülkenin tarım ürünlerinin dünya ölçeğinde rekabet edebilirliğini güvence altına almak önem arzetmektedir.Onun için uzun erimli bir tarım politikası olsuşturarak uygulanmasını kesintisiz sürdürmek hayati önem taşımaktadır.Ayrıca kaynakların verimli kullanılması uluslararası rekabette ülkemizin önünü önemli ölçüde açacak ve tarımsal gelirlerimiz çiftçinin refah seviyesinde belirleyici olacaktır.

Burada bilginin temel ve vazgeçilmez kaynağı Araştırma Enstitüleri olmalı zira yürütülecek bilimsel ve teknolojik araştırmalar geleceğin tarımının şekilmesini temin edecektir.İş bu kadarla kalmayıp enformasyon ve uydu teknolojilerinden de yararlanarak elde edilen bilgileri kullanıp tarımsal üretimin hizmetine sunmak olmalıdır.Şayet bunlar yapılmazsa sözü geçen teknolojileri üretemezsek diğer sektörlerde olduğu gibi bu teknolojileride ithal etme durumunda kalırız.Halbu ki uzaydan algılama yöntemiyle coğrafi bilgi sistemlerini kullanarak her türlü planlamayı yapan ülkeler mevcutken, ülkemizin bu işleri başaramaması anlaşılabilir değildir.

Bu husus gerçekten çok önemli bir nokta olup, tarımsal risk algılamalarını minimize etmek ve ortaya konacak üretim ile bu üretimin oluşturacağı ekonomik büyüklük toplumsal gelişme gibi olayların önünde ciddi temel teşkil edecektir.

Bunun için; bu görevi Üniversitelerle Araştırma Enstitüleri stratejik araştırma proğramlarını hazırlayıp Devlette bunun finansmanını sağlayarak sorunlar ortadan kalkmış olacaktır.

Buradaki temel sorun tarımda rekabet edebilir ve sürdürülebilir bir üretim sisteminin geliştirilmesi işin ana karakterinin vaz geçilmezidir.

BUNUN İÇİN;

●-- Daha yüksek düzeyde her türden besin maddesinin artırılmasının temin edilmesi,

●--Daha az gübre ve daha az ilaç kullanılması,

●- Daha az su ihtiyacı duyan tarımsal ürünler geliştirilmesine yönelik araştırmaların yapılması,

●-- Bilgi ve teknolojinin tarımsal üretimin hayatında süreklilik kazanması,

●--Gen kaynakları kullanılarak verimi yüksek ürünler gelıştirilmesine yönelik araştırmalara yoğunluk verilmesi,

●-- Topraktaki mikrobiyal aktivitenin bitkilerin verime katkısına yönelik araştırmalrın yapılması,

●-- Tarımsal teknoloji ile diğer teknolojilerin toplum yararına sağlayacağı potansiyelin araştırılması,

●-- Kent ve Kır toplulukları arasında gittikçe açılan bilişimin olumsuz etkisinin ortadan nasıl kaldırılmasına yönelik çalışmaların devreye sokulması,

●--GDO(Genediği Değiştirilmiş Organizmalar) ın ekimleri, üretilmeleri ve pazarlanmaları gibi konularda toplum sağlığı açısından sonuçlarının kesinlikle ortaya konulması,ve ekosistem üzerindeki etkilerinin araştırılması,

●-- Daha güvenli , sağlıklı ve kaliteli gıda ürünlerinin üretiminin artırılmasının araştırılması,

●-- Yenilenebilir kaynak oluşturulması ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasına yönelik araştırmaların yoğunlaştırılması,

●-- Bitkilerde ve hayvanlarda gittikçe artan hastalıkların önlenmesine yönelik araştırmaların yapılarak sonuçlarının ilgililerle paylaşılması,

●--Özellikle iklim değişikliklerinin bitkisel ve hayvansal üretim üzerindeki güvenliği tehdit etmesi dolayısıyla alınması gerekli önlemlerin acılen devreye sokulması,

●-- Gıdalardan kaynaklı hastalık riskleri gittikçe arttığından bu hususa gereken önemin en üst düzeyde verilmesi.

Sonuç olarak bilgi bütün ekonominin özellikle üretim ekonomisinin en önemli dinamiği olup, bilgiyi kullanarak teknolojide yetkinleşmiş devletler bu olayı üretim sürecine kattıkları için üstünlükte öne çıkmışlar ve uluslararası pazarlarda hakim duruma gelmişlerdir.

Onlarda olduğu gibi bizde su var, toprak var, yetkin insan ve para varolduğu halde önümüzde tarımsal üretim kültürü olan yığınla çiftçi varken bizler neyi beklemekteyiz.

BİLGİYİ KULLANARAK TEKNOLOJİYİ ÜRETİM SÜRECİNE KATMAK EN DOĞRU VE EN EVRENSEL EYLEMDİR.