Bugün biraz sert yazacağım.

Önce Zeki Mazlum’u anlatacağım.

Son birkaç günden bu yana Trabzonspor’un bir dönem yöneticiliğini yapmış Zeki Mazlum ile ilgili olarak bazı internet sitelerinde haber okuyorum.

Ben Zeki Mazlum’u tanımazdım.

Merhabalığım öylesine vardı.

Kader birliği yapmamıştım.

İş ortaklığım da yoktu.

Ortak tek yanımız Trabzonspor’du.

Zeki Mazlum ile aynı masada zamanımı harcamadım.

Zeki Mazlum ile Trabzonspor genel kurullarında aynı kulvarda dolaşmadım.

Kol kola olmadım.

Karşı karşıya da kalmadım.

Ben Zeki Mazlum’un ne yaptığını da bilmedim.

Bilmek de istemedim.

Ama Allahın bir selamı vardı onu birbirimizden esirgemedik.

Ben Zeki Mazlum’un hiçbir karar anında bulunmadım.

O da benimkinde bulunmadı.

Ben Zeki Mazlum’a özellikle Trabzonspor’un yönetimlerinin şekillenmesinde akıl sormadım. İstihbarat toplanamadım. O da aynısını yaptı.

Yani anlayacağız Zeki Mazlum ile o bir iş adamı ben bir gazeteci olarak uzak mesafede kaldık.

Belki Zeki Mazlum’un bazı yakınları benim için O’a “Aman bu heriften uzak dur” dedi. Belki de bana aynısı dendi.

Anlayacağınız bizi Zeki Mazlum ile bir araya getirecek, üst üste koyacak, çakıştıracak hiçbir kader anamız olmadı.

Taaaaaa ki…

16 Ağır ceza mahkemesi salonunda ki o ona kadar.

Başta Ali Koç olmak üzere bütün Fenerli fanatiklerin, Koç’un korumaları ve Avukatları olmak üzere mahkeme salonunda üzerime yürüyüp, linç etmeye kalktığında Zeki Mazlum, beklide araya en son girmesi gereken kişiyken kontrolden çıkmış o insanlarla arama gerdi.

Dik ve delikanlıca durdu.

Set gerdi.

Saldırganları püskürttü.

O gün Zeki Mazlum bu hareketi yapmasaydı ne benim ona küsmeye hesap sormaya hakkım vardı ne de Zeki Mazlum’un delikanlılığını bilenlerin bu delikanlılığını sorgulamaya.

Ama o ortak özelliğimiz Trabzonsporluluğundan hareketle mahkeme koridorunda göğsünü siper etti.

Aynısı Zeki Mazlum’a yapılsaydı ben aynısını yapar mıydım.. Yapardım diyemiyorum. Yapmazdım da.

Ama o hiç tereddüt etmedi. Yaptı.

Trabzonspor sevgisinde kararlılığında mücadelesinde delikanlılığında böyle bir tavır takınan adamı şimdilerde Trabzonspor’a alicengiz oyunları ile kendisine ayrıcalık tanınması için varyasyonlara girdiği şeklindeki iddialara sadece gülüp geçiyorum.

Zeki Mazlum, Trabzonspor’un tarihine şike sürecindeki mücadelesi ile kim ne derse desin önemle yazılacak bir isim olmuştur.

Kendisinin Trabzonspor sevdasındaki sorumluluğu, dik duruşu, mücadelesi, o mücadele esnasında zig zag yapmaması, yolunu değiştirmemesi, dün dündür bugün bugündün dememesi, örnek alınacak bir tavırdır.

Hani Trabzonspor’da herkes Zeki Mazlum gibi olsa

Gölgesinde palazlananlar. Güneşinde ısınanlar, yağmurda korunanlar da.



Adnan Günnar ve kafa kol…!

Ak Parti Trabzon il başkanı Adnan Günnar son il danışma kurulu toplantısında aklında belediye başkan adaylığı olanlara bir mesaj vermiş.

Demiş ki..

“Çok iyi seçim yapacağız. Kendi adıma söz veriyorum, kafa kol ilişkileri ile aday belirlenmeyecek, belirleyeceklere de fırsat vermeyeceğim…”

Güler misin, ağlar mısın

Ne kadar soyut bir kavram.

Başkan iki kere iki dört eder dememiş te üç ile beş arasındaki bir rakam eder demiş.

Merak ettim, bu tanımlamasına büyükşehir belediye başkanı OFG’de var mı?

OFG’nin adaylığı nasıl belirlenecek?

Kafa kol ilişkilerinin soyut anlamında kimin kafası kimin kolu bu da belli değil.

Başkan sadece güç bende diyebilmek için bunu demiş.