ANITKABİR SENİ BEKLİYOR
Sevgili şampiyon kızımız Busenaz.
Bize çok büyük bir mutluluk yaşattın.
Türk kadınının adını dünyaya duyurdun.
Trabzon’un ilk olimpiyat şampiyonu oldun.
4 bin yıllık tarihi olun bu şehrin tarihine altın harflerle yazıldın.
Atatürk’ün Türk kadınına verdiği bütün imkanları sonuna kadar kullandın..
Aklın, cesaretin, yeteneğin ve inancın ile zirveye oturdun. Cumhuriyet rejiminin sana tanıdığı imkanları çok iyi kullandın.
Sağ ol, var ol.
Şimdi yapacağın bir şey var.
O madalyan ile Anıtkabir’e Atamızın huzuruna çıkman.
O’nun bize emanet ettiği Cumhuriyet olmasaydı, senin değil spor yapman hayatın içinde bir fert olman bile imkansızdı.
Atamız seni kabrine bekliyor..
Hadi Busenaz..
MOLDE İLE TRABZON'UN ORTAK YANI
Dün geceki maçın yorumuna girmeden, önce her iki takıma ev sahipliği yapan şehirlerin benzerliklerinden bahsedeyim.
Hem Trabzon hem de Molde, ülkelerinin deniz şehri.
Boydan boya denizle haşır neşir.
Her iki ilin yerleşiminde deniz dolgusundan kazanılan alanlara yapılmış.
Molde’de de arazi kıt.
Trabzon’da da.
Molde’de stada giderken deniz dolgusu ile yapılan yol kullanıyorlar , biz de de..
Ve en önemlisi iki takımında stadı deniz doldurularak(!) inşa edilmiş.
Molde stadının adı Aker..
Bizimkisi de bir zamanlar; Avni Aker’di..
Molde’de stadın yanı başında çok katlı ultra lüks otel var.
Bizim stadın yanında da Şehir hastanesi inşa ediliyor.
Ama gelin gören elin malı güzel görünür.
Bizimkisi tu kaka.
Molde stadını görenler, müthiş ne stat der..
Akyazı Stadı ile ilgili herkes laf eder.
DOKUZ DOĞURDUK
Dün geceki maçta, Abdullah Avcı’nın kendini bir resetlemesi gerekiyor.. Kendi istatiki bilgilerini ele alıp değerlendirmesi de.
Bir teknik adam maçta, oyuna nasıl müdahil olur?
Nasıl, oyunu yönlendirir?
Nasıl maçı kopartır?
Nasıl taktik değişiklikler yapar?
Nasıl oyunun tablosuna fırça darbesi ile renklendirecek hamleler yapar?
Rakip, takımını çözmüş ise buna karşı nasıl önlem alınabilir.
Avcı tüm bunları, maçın kasetini tek başına izleyerek kendi eksiklerini görüp özeleştirisini yapmalı.
Futbolcularına dün geceki maçın bütün detayları ile analizini yaparken, yaparken kendini de tartışmalı.. Diyebilmeli ki, sizin maçta şu pozisyonlarda eksiğiniz benim de şu görüntüde hatam vardı.
Tur geldi ama, dokuz doğurduk.
Oyuna müdahalede Avcı, taraftar gibiydi.
Oyunu yönlendirmede Avcı, hamleleri geç aklına gelen teknik adamdı.
Zor oldu, turu geçtik ama Acvı’nın bu maçın bütün detayları ile enine boyuna masaya getirip değerlendirecek ya..O istatiki bilgi ve verilen kendi payına düşenini de tartışmaya açmalı..
AH BAKASETAS!
Zar zor turu geçtik de bunun müsebbibi bence ilk maçta penaltı kaçıran Bakasetas’tı…
O ilk maçta bence oyuna tam motive olamayan Bakasetas, penaltı kaçırarak dün geceki rövanş maçını zora soktu.
O penaltıyı Akyazı’da atsaydı, dün gece daha rahat bir maç olacaktı..
Dünya futbol tarihi büyük oyuncuların kaçırdığı penaltıların dramatik öykülerle doludur.
Ama o oyuncular takımlarına kaybettirdiklerinde, kazandırmasını da bilirler.
Artık kendine gelen Bakasetas, Trabzon’da atamadığı penaltıyı Norveç’te atarak, takımına turu getirdi.
Komşu, artık kıvamına gelmiş.
Oyuna da ağırlığını koyuyor.
Senden hep böyle akıl dolu oyunlar bekliyoruz.
SERKAN ÇOCUK!
Dün gece elinden geleni yaptı. Ağır hatası olmadı. Gördüğüm kadarı ile bazı hataları kendi bireysel eksikleri ile değil takım arkadaşlarının zorlamaları ile yapmak zorunda kaldı.
İyi pas alamadı.. Savunmada yalnız kaldı.
Sonuçta Edgar ve Hogo’dan daha az hatalı maçı bitirdi.
Serkan, giderek daha iyi olacak. Giderek takımına daha fazla katkı sağlayacak
Sana da güveniyoruz.
Kendine takımına güvenmeye devam.
Tribün vızıltıları ile soysal medya zirzopları moralini bozmasın.
