Bir musibet, bin nasihat…!

KTÜ’den bir iktisatçı hocam ile telefondan sohbet ediyorduk.. Son derece ilginç bir tespit yaptı… Pandemi, en çok üniversite kentlerine darbe vurdu dedi.. Üniversite öğrencisi temelli bütün işletmeler zor duruma düştü.. Trabzon örneğinden hareketle, Kalkınma Mahallesi sadece biz üniversite hocaları ile Farabi hastanesine çalışır oldu.. Söğütlü’de kriz pik yaptı.. Bütün yeme içme sektörü tam dibe vurdu.. Diye de tespitine nokta koydu..

Bende ilave ettim..

Sadece yeme içme mi?

Konfeksiyon da yerle bir.

Şehrin bütün canlılığı yok oldu.

Yani, Üniversite kentlerinde, özel olarak Trabzon’da da hayatın ve ekonominin çarkını büyük çoğunlukla öğrenciler döndürüyordu.

Oysa, velinimet olan öğrenciler; yontulacak kaz olarak görüldüler.

Evini kiralayan; öğrenci ise çak üzerine

Bir tabak yemeğe; vur fiyatı

Dolmuşçunun; bana mecbursun havası..

Öğrenci, resmen hor görülüyordu.

Konu ile ilgili bir çok sosyal araştırma var.. Ne yazık ki, Trabzon’da öğrencinin hor görüldüğüne dair inanç var.

Nasıl olsa bana mecbur mantığı.

Ve gün geldi..

Pandemi ile öğrenciler şehri terk etti.

Şimdi, dört gözle öğrenci bekleniyor.

Hani gelseler.

Hani alış veriş yapsalar

Hani maliyetine satsak.

Hani çarkı döndürseler

Umarız pandemiden ders çıkartırız.

Öğrencilerimizi yontulacak kaz değil, evlat olarak görmeliyiz.

Çok haber yaptık.. Çok konuştuk.. Çok yazılar yazdık.. Hassasiyeti yüksek insanlar çok uyardı.. Öğrencilere hor bakmayın diye..

Allah, dersini işte böyle verdi..

Kimin aklına gelirdi, aylarca KTÜ ve Trabzon Üniversitesi öğrencisiz kalacak diye..

Ama oldu.

Ama dersi verdi yüce Allah..

Kazık atanın yanına kar kalmıyor.. Bilesiniz..

Ayhan Sürmen ve Deva partisi..

İş adamı, dostumuz Ayhan Sürmen, Deva partisinin gönüllüler hareketinde.. Gönüllüler hareketi partinin en önemli unsuru.. Teşkilatlanma sürecinde gönüllüler partinin bel kemiği.. Ali Babacan da gönüllüler hareketine çok önem veriyor.

Ayhan Sürmen’in Ankara odaklı gönüllüler hareketinde olması, Trabzon’da birilerini ürkütmüş.. Trabzon ile ilgili hiçbir planı olmadığını söyledi.. Buna rağmen sosyal medyasında parti ile ilgili paylaştıkları Trabzon’a il başkanı olarak atanıyor algısı oluştu.. Ve tabi Trabzon’un bilinen o özelliği hemen harekete geçti..

Sürmen ile ilgili hemen dedikodu yalan ve iftira dolu söylemler genel merkeze bile iletildi… Deva Partisi genel merkezi bu tür hilaf-i hakikatlere hiç pirim vermiyor.

Yeniden belirtelim.

Ayhan Sürmen, bize göre başarılı bir iş adamı… Siyasi geçmişi, parti değişiklikleri yapmış olsa bile bu asla kendinden kaynaklanmamış, partide yıldızı parlayınca tavsiye edilmiştir.. Bunu Trabzon bilsin.. CHP’de de öyle oldu.. MHP’de de..

Şimdi, Deva partisinin gönüllüler hareketinde.. Trabzon ile ilgili bir planlaması yok.

Babacan’ın Ankara ekibinde yer almayı planlıyor..

Trabzon rahat olsun…

Bu arada Sürmen’in medya danışmanlığını yapan arkadaşları da uyaralım.. Gazetecilere öyle mail atıyorsunuz ki, sanki Trabzon Deva partisinin kurumsal mail adresi izlenimi veriyorsunuz.. Bundan da Sürmen’e bilmeyerek kötülük yapıyorsunuz… Burak kardeşim sen bu işleri bilirsin, böyle hata sana yakışmadı.. Siyaseten de yanlış anlaşılmalara sebebiyet veriyorsun.. Böyle hata yapmayın..

Eyy ilçemin belediye başkanı…!

Anne ve baba tarafından Artvin, Arhaviliyim..

1974’den beri de Trabzon’da yaşarım.

Eşim, Bahçecik kızı.

İki oğlum, Trabzon’da doğdu, nerelisin dendiğinde Trabzonluyum diyor.

Arhavi, memleketim.

Bağım da var.

Büyüklerimin mezarı orada.

Birkaç günden bu yana ilçenin;

En güzel

En yeşil

Vadisi, Kamilet vadisi resmen katlediliyor..

Türkiye’nin en zengini, MNG’nin patronu memleketine resmen kıyıyor. O da Arhavili ama, para gözünü bürümüş..

Memleketim tepkili.

Memleketim ağlamaklı.

Gürül gürül akan ırmakları, kirli.

Doğal yaşam ölüyor.

Doğal yaşam isyan ediyor

Doğal yaşam çığlık atıyor.

İnsanlar duyuyor.

Ülkeyi yönetenler, Arhavi’yi yönetenler sessiz.

Kaymakam, sin külahlımı oynuyor.

Ya belediye başkanı.

O da sessiz.

MNG’den bağış koparırım diye ölüm sessizliğinde.

Çok yazık..

Memleketimin çığlığını kulak tıkıyor.

Üstelik de CHP Belediye başkanı.

İnsan bir iki laf etmez mi..?

Yazık oluyor doğama, memleketime.. İnsanıma.. Bitkilere, canlılara..

Durdurun bu kıyımı.

Liverpool’u yenen takım, sonra bakın aynı sahada kime yenildi

Şimdilerde Trabzonspor alt yapısında iletişimci olarak çalışan, gazeteciliğini de taktir ettiğim, kalemini beğendiğim Sertaç Hellaç, geçen çok güzel bir yazı kaleme aldı..

Bir solukta okudum..

Liverpool’u, Trabzon’da yenen takım, çift kale imden maçında aynı kadro ile Trabzonspor genç takımının karşısına çıktı ve yenildi..

O anı, yaşananları bakın Hellaç ne güzel kaleme aldı..

“Takvim yaprakları 27 Ekim 1976 Çarşamba gününü göstermekte… Dönemin en iyi takımı Liverpool’u devirerek tüm dünyanın dikkatini üzerine çeken Trabzonspor takımı, aynı 11 ile Avni Aker’deki yerini aldı. Bu kez rakip, cılız bir Türk takımı.
Karşılaşmayı, kasketli bir Türk hakemi yönetiyor.
Maç başlıyor ve Liverpool’a sahayı dar eden 11, bu kez rakibi karşısında varlık gösteremiyor…
Derken, karşılaşmanın ilk yarısında, rakibin uzun boylu santrforu sağ taraftan gelen ortayı harika bir kafa vuruşuyla gole çevirerek deniz tarafındaki kaleyi koruyan Şenol Güneş’i avlıyor.
Bu dakikadan itibaren karşılaşmada tansiyon iyice yükseliyor ve bir nevi ateşi dindirmek isteyen kasketli Türk hakemi, maçın bitimine iki dakika kala Trabzonspor lehine penaltı çalıyor.
Topun başında, Liverpool maçında attığı penaltı golüyle Trabzonspor’a galibiyeti getiren kaptan Cemil Usta… Cemil Usta tıpkı Liverpool maçında olduğu gibi topu yine aynı yere gönderiyor ancak top bu kez yandan dışarı çıkıyor!
Karşılaşma, rakibin 1-0 üstünlüğü ile tamamlanıyor.
Liverpool’u yenen takımı tüm dünya konuşuyor ama Liverpool’u yenen takımı Trabzonspor Genç takımının yendiğinden kimsenin haberi yok.
Yarım asırdır ülkenin vitrini aynı!
Maça dönelim…
Şenol Güneş’i avlayan santrfor, sonraları Trabzonspor A takımı ve A milli takımın formalarını terleten Cengiz Akçay’dı. Şenol-Turgay-Necati-Kadir-Cemil savunmasına zor anlar yaşatan hücum üçlüsü, Cemil-Galip Cengiz’di.
Üçü de A takım forması giydi.
Ali Kemal-Ahmet Ceyhan-Hüseyin Tok ve Necmi Perekli hücumuna nefes aldırmayan savunma ise, kalede Alptekin, sağ bek Yusuf, sol bek Cengiz, libero Yaşar ve stoper Mithat’tı.
Karşılaşmayı yöneten kasketli hakem, büyük teknik adam Ahmet Suat Özyazıcı’dan başkası değil.
Genç takımın antrenörü de 1972 yılında Türkiye’de ilk kez futbol altyapısını kuran Özkan Sümer’in ta kendisi.
O genç takım kadrosunun çoğu Trabzonspor A takımında, kalanları da liglerde forma giydi. Bugün tüm dünya altyapıya dönüşü konuşurken, Trabzonspor dönülen yolun devrimcisiydi.
Yarım asır evvelden el alarak devrimin özgüveni, bayram tadı ve coşkusuyla diyebiliriz ki;
Altyapı emek, Trabzonspor da emekçidir.
Herkese mutlu bayramlar dilerim…”

ZAYTUNG

Komik Karadeniz Şarkıları Üreticileri Birliği, Korona ile ilgili neden henüz şakalı bir şarkı yapılmadığı konusunda sessizliğini koruyor...