Öncelikle bugün ebediyete uğurlayacağımız sevgili kardeşim İbrahim Usta'ya Yüce Allah'tan rahmet diliyorum.

Mekanı cennet olsun...

Usta ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyorum.

Gelelim dün akşama oynanan maça.

Trabzonspor maçın 3-2'lik diliminde komşu Giresunspor'u güle oynaya mağlup ederken uzun zamandır deplasman galibiyeti ile birlikte kendinden beklenen oyunu da sergilemiş oldu.

Buraya kadar her şey tamam güzel de kime karşı demekten de kendimi alamıyorum.

Küme düşüyorum değil de adeta düştüm psikolojisi içerisinde olup bırakın mücadele etmeyi koşmakta dahi zorlanan bedenleri sahada beyinleri bilmem nerelerde olan Giresunspor'a karşı!

Bakın formaları tanımayanlar olsa Trabzonspor'un küme düşmeme cenderesinde olduğunu sanırlar.

Başka bir söze hacet var mıdır, bilmiyorum!

Şimdi bazı futbol ulemaları için tekrar etmek istiyorum dün akşam ki oyun tamam.

Galibiyete eyvallah da dün akşam ki maçtan sonra abartılı methiyelerden bir tutam bahsetmeden de geçemeyeceğim.

Efendim futbol dahisi gittikten sonra takımın başına Hırvat hoca gelseymiş belki de Avrupa kupalarına da katılabilir mişiz!

Bakın bakın kuşun aklı yemde derler ya hala aklı Avcı'da olanlar var.

Ne buyuruyorlar söyleyeyim Avcı'da geldiğinde şampiyonluk denemelerine böyle başlamıştı.

Bir efsane Trabzonspor geri geldi demedikleri kaldı.

Sözün özü biz ne menem insanlarız.

Biraz kötü olunca yerden yere vururuz ufak bir ışık görünce göklere çıkarmada üzerimize yoktur.

Bakın diyorum ki arkadaşlar biraz daha sabır dereyi görmeden paçaları sıvamayalım yoksa üzülürüz.

Bilirsiniz bir çiçekle bahar gelmiyor.

Giresunspor'a da son maçlarında başarılar dilerim.

Umarım isterim de ligde kalsınlar unutmasınlar ki onlar hapşırınca bizler nezle oluruz.

Bilirler bilmezler ben bizden bahsediyorum.