Bu köşe, gündemi yorumlamak için açılmadı.
Çünkü gündem değişir.
Ama insanın yön kaybı kalır.

Burada yazacaklarım;
bir ideolojinin,
bir grubun,
bir tarafın savunusu olmayacak.

Bu köşe, Allah’ın insana söylediklerini yeniden duymak isteyenler için var.

Çünkü bugün insan, bilgiye boğulmuş durumda ama
söze muhtaç.

Ve Allah, insanla konuşurken söze hep en sarsıcı yerden başlar:

Zamandan.

xXx

Allah Şöyle Der: Zamana Yemin Olsun

1) “Asr’a yemin olsun.”

(Asr: zamanın akıp gidişi, çağ, ikindi vakti, ömür sermayesi, tarihsel akışın kendisi.)

Mesaj Derinliği

“Asr” burada sadece saat değil, insanın elinden kayıp giden sermaye. Yemin, Kur’an’da “dikkatini buraya kilitle” çağrısıdır. Yani Allah, insanın en büyük yanılgısını hedef alıyor:
İnsan, zamanı sınırsız sanır, oysa zaman, geri gelmeyen tek şeydir.

  • Zaman, görünmeyen bir mahkeme gibidir: Kim neye yatırım yaptıysa onunla yüzleştirir.

  • “Asr” aynı zamanda çağ demektir. Yani bu sûre sadece bireye değil, insanlık dönemlerine de konuşur: Her çağın bir hesabı vardır.

Nüzûl Sebebi: Bilinmiyor / kaynaklarda yer almıyor.

xXx

2) “Gerçekten insan, kesin bir kayıp içindedir.”

(“lafî” ifadesi: “tam içine batmış” gibi, kaybın çevrelediği bir hâl.)

Mesaj Derinliği

Bu âyet bir teşhis değil, varoluş raporu:
İnsan, kendi hâline bırakıldığında “kayıp” üretir. Çünkü:

  • Ömür, eriyen bir buz gibi azalır.

  • Arzular sınırsızdır ama zaman sınırlıdır.

  • İnsan, en çok “önemsiz şeyleri önemli sanarak” kaybeder.

Buradaki “kayıp” sadece ahiret değil. Dünya kaybı da: huzur kaybı, anlam kaybı, ilişki kaybı, karakter kaybı.
Kur’an’ın bu kadar kısa bir sûrede bu kadar sert konuşması şu yüzden:
Zaman geriye alınamaz.

Nüzûl Sebebi: Bilinmiyor / kaynaklarda yer almıyor.

xXx

3) “Ancak şu kimseler hariç: iman edenler, doğru ve onarıcı işler yapanlar, hakkı birbirlerine tavsiye edenler ve sabrı birbirlerine tavsiye edenler.”

Mesaj Derinliği

Bu âyet, kaybın içinden çıkış için 4 basamaklı bir kurtuluş mimarisi kurar. Sadece “inanmak” yetmez, sadece “iyi olmak” da yetmez. Çünkü insanı kayba iten şey bireysel zayıflık değil, aynı zamanda çevre ve çağ baskısıdır.

1) İman

İman burada kuru bir kabul değil, kalbin yönünü sabitlemek:
Zaman akarken insanın pusulası olmalı.

2) Salih Amel

“Salih”: bozuk olanı onaran, işe yarar hâle getiren.
Yani sadece “iyi niyet” değil, düzeltici eylem.

  • Aileyi onarmak

  • Haksızlığı azaltmak

  • Kendini disipline etmek

  • Gönül almak

  • Emaneti korumak

3) Hakkı Tavsiye

Bu, tek kişilik dindarlığın ötesi: toplumsal omurga.
Hak, sadece “doğru bilgi” değil; adalet, dürüstlük, ölçü.

Birbirine hakkı tavsiye etmek demek:

  • Yanlışa sessiz kalmamak

  • Doğruyu güzellikle hatırlatmak

  • Hakikati çıkar için eğip bükmemek

4) Sabrı Tavsiye

Sabrı “beklemek” sanıyoruz. Kur’an’daki sabır çoğu zaman:

  • direnç

  • sebat

  • istikamet

  • öfkeyi yönetme

  • zorlukta çizgiyi bozmama

Ve burada sabır da “tavsiye” ile geliyor:
Çünkü en zor anlarda insan, tek başına dayanamaz. İnsan, birbirine dayanma ahlakıyla kurtulur.

Nüzûl Sebebi: Bilinmiyor / kaynaklarda yer almıyor.

xXx

Asr Sûresi, insanın elindeki tek sermayeyi ortaya koyar: zaman.
Ve net hükmü verir: İnsan kayıptadır.
Kayıptan çıkış ise dört sütunla mümkündür:

  1. İman: yön ve pusula

  2. Salih amel: onarıcı eylem

  3. Hakkı tavsiye: toplumsal doğruluk omurgası

  4. Sabrı tavsiye: zorlukta istikamet dayanışması

xXx

Asr Sûresi’nin büyüklüğü şu:
İnsana “ne kadar dindarsın” diye sormuyor, “zamanını neye dönüştürdün” diye soruyor.

Bu sûre, insanın hayatına şu cümleyi kazır:
Zaman akarken, karakter inşa etmeyen herkes kaybediyor.
Ama imanla yön bulup, onarıcı işler yapıp, hakikati ve sabrı birlikte taşıyanlar…
Zamanın içinden, kayıp değil, anlam çıkarır.

xXx

Bu Köşe Ne Yapacak?

Bu köşe;
insanı suçlamayacak,
ama uyandırmaya çalışacak.

Slogan atmayacak,
ama rahatsız edecek.

Çünkü Allah’ın sözleri,
insanı rahatlatmak için değil,
yerine oturtmak içindir.

Zaman geçiyor.
Ve Allah hâlâ aynı şeyi söylüyor:

Kaybolma.