Zeki, sende “vefa” semt adı bile değilmiş..
Niye Mehmet Cengiz?
Muhalefet etmenin de bir sınırı, olmalı.
Muhalefet edeceğim diye her şeye de muhalif olunmaz ya.
CHP’nin ve İYİ Parti’nin Belediye meclis üyesi arkadaşların muhalif duruşlarını çoğu zaman taktir etmişimdir. Cüneyt Zorlu, Oktay Söğüt, Berrin Tezel Erkuloğlu, çoğu zaman şehrin sesi olmuş, cesur tespitlerde bulunmuştur.
Ama, ancak, fakat, lakin.
Bazen, baltayı taşa vuruyorlar.
Büyükşehir tarafından Beşirli’de yaptırtılan Kadın Yaşam Merkezine bu dostlar niye Mehmet Cengiz’in adının verildiğini sorguluyorlar.
Bakın "Büyükşehir tarafından yaptırtılan" dedim.
Adam, bu merkezi Büyükşehir’e ben yaparak, teslim edeceğim demiş.
Merkez kısa sürede yapıldı.
Bütün ince detayları da düşünerek.
Merkezi gittim göndüm..
A klas malzeme ve işçilik var.
Masraftan hiç kaçınmamış..
Hatta inşaat süresince Büyükşehir’in projede olmayan ek bazı taleplerini bile karşılamış.
Asırlık bir bina yapmış.
Her şey düşünülmüş.
Adam rica etmiş "benim ismimi koyar mısınız?" demiş.
Konmuş.
Yığınla iş adamının benzer, binalarda ismi var.
Okulda, kütüphanede, yurtta, sanat merkezinde, spor salonunda.
Bu doğal bir şey
Mehmet Cengiz’in adına bu anlamda muhalefet etmek, muhalefetlik değil,
Gidersin merkeze, görürsün eksik, bunu dillendirirsin.
Ha bir de bu arkadaşlara ricam, benzer hayırsever bulsunlar Yomra ile Beşikdüzü’nü de kadın yaşam merkezi yaptırsınlar, adını ne koyarlarsa koysunlar.
Var mısınız?
XX
Mehmet Cengiz’e açık çağrı…
Evet, yaptığın tesislere adının verilmesini istemek en doğal hakkın.
Ama size bir çağrım var.
Ailenizin en saygın, sevilen bir kadınının isminin de konulmasın isteyebilir siniz..?
Annenizin.
Anneannenizin.
Babaannenizin.
Hatta, eşinizin.
Bunu yapın..
XX
Avcı’nın iletişim zaafı..!
Abdullah Avcı basın toplantısında "verim alamadığım futbolcular var" dedi..
İşin içinden sıyrıldı.
Bütün futbolcuları topun ağzına attı.
Bu bir iletişim zaafadır.
Ya genel tanımlama yapmayacaksın, ya da açık açık verim alamadığın futbolcuları söyleyeceksin.
Şimdi, ortalıkta yığınla doğru olmayan tahmin yürütülen haberler var.
Her kafadan bir haber.
Her kafadan bir futbolcu gündeme oturtuluyor.
Oldu mu şimdi?
Madalyonun öbür yüzünde de Avcı’nın ben merkeziyetçi mesajı var.
Trabzonspor yarışmacı takım diyor.
Doğru.
Sonra kendini de tanımlayarak “Ben de yarışmacı teknik adamın” diyerek, Trabzonspor ile eş değer olduğunu söylüyor.
Bu da iletişim zaafı.
Trabzonspor, teknik adamı yarışmacı yapar.
Bunu bilmiyor mu?
Bir zaafı da var.
Eğer bazı futbolculardan verim alamıyorsan, bu konuda senin ne kadar hatan var.
Bir futbolcu veriminin üzerinde değilse evet kendi zaafı da teknik adamın o futbolcuyu veriminin üzerine çıkarmak için emek sarf etmesi gerekmiyor mu..?
Bu konuda Avcı kendini nereye koyuyor..
XX
Zeki, vefa ne vefa
Cevat Kol’u kaybetmenin şokunu ve üzüntüsünü yaşıyoruz.
Cevat, uzun yıllar Sabah gurubunda çalıştı. Fotomaç’ı Trabzonspor taraftarlarına tanıttı. Gazetenin Trabzonspor sayfasını uzun yıllar o hazırladı. Şimdilerde Yunus Emre Sel gibi,..
Cevat uzun yıllar Fotomaçı marka eden ekibin içindeydi.
Cevat’ı kaybetmemizden sonra, Fotomaç’ın arkadaşımız için ölüm haberi, Cevat’ a hiç yakışmadı.
Trabzonspor sayfasının altında iki sütün iki satır haberle geçiştirdi. Haberi öylesine konulmuş gibiydi.
Bir gün bekledim, belki cenaze törenini Cevat’ın adına ve hizmetine yaraşır şekilde verirler.
Töreni, hiç görmediler.
Zeki Uzundurukan, Fotomaç’ın genel yayın yönetmeni.. Üsteli de Trabzonlu. Zeki, Cevat’a yaptığın ayıp.. Vefa senin kafanda, semt adı bile değilmiş.
Cevat’la problemin olabilir, bu emeğinin hakkını teslimine görmene engel değil ki.
Bil ki vefasızlık ettin.
Vefasızsın..
XX
Erdal Aydemir “Dam otomatik..”
Erdal Aydemir, HDP Milletvekili...
Salih Cora’yı resmen tehdit etti..
Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz’ın bıçaklanması olayı ile ilgili AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Meclis’te geçmiş olsun dileğini iletirken, HDP Milletvekili Erdal Aydemir “skandal” bir çıkış yaptı. “Darısı Salih Cora’nın başına.” Dedi.
Rezilce bir ifade.
Hüseyin Örs’ün suratına yumruk indi. Salih Cora’ya da..
Arasında bir fark yok.
Biz, Erdal Aydemir’e Salih Cora’nın, memleketi Tonya’dan bir fıkra anlatalım.
Anlayacağınız olaya Tonya’dan mizah katalım hem bu ABD çocukları meselesi hem de tehdit olayı üzerine…
Tonyalı usta, eli ile yaptığı yapma 14’lüyü pazarda satıyor.
Alıcı, orijinal midir diyor.
Usta, “ dabi” diyor. Bak markasına.
Usta kabzaya lehçesi ile aynen şöyle yazmış.
“Madein USA, dam odomadik..”
XX
ZAYTUNG
EYT'de mutlu sona yaklaşıldı. Emeklilikte yaşa takılan milyonları yeni bir yaşa takacak yasa tasarısı Erdoğan'ın masasında...
