Karadeniz’i hiç bu kadar dalgalı görmedim.

Adeta tsunami olup Sivas sahillerine vurup vurup durdu.

Daha ilk dakika da başladı fırtına esmeye, gol gelmese de geleceğini belli etti.

Adrian ,Halil ikilisi istekli, birbirlerinin dillerinden anlayan futbolcu ikilisiydiler.

Sivas’ın defans bloğunu adeta şaşkına çevirdiler.

Adrian ya golün adı ya da pas vereni oluyordu.

Volkan Şen de onlara ayak uydurmaya başlayınca,trübünler adeta şaşkına döndü.

Hani kışın kar ilk yağarken neşe duyarsınız ve bir anda çocuk olursunuz ya ,gol yağmurundan sonra trübünler işte öyleydi ,bu sezon bu kadar renkli tribün görmemiştik.

Allaha şükür onu da görmüş olduk.

Gollerden sonra gelen özgüven bir anda takımın oyununa yansıdı.

İkinci devre üst üste ataklar yapılıyor, akıl dolu goller geliyordu.

Halil Altıntop’un Adrian’a yaptığı bir asist var ki  hem akıl dolu hem de bir o kadar estetik duruyordu.

Oyun,mücadele,gol üçlüsü müsabakanın özeti gibiydi.

Sezonun en iyi futbolu ve en iyi sonucuydu bu.

Taraftar aslında çok şey istemiyordu.Alınan bu müsabaka belki de bir sezonun günahını affettirmiş oldu.

Avrupa’ya giden bu yolda artık tek bir mücadele kaldı.

 Türkiye Ziraat Kupası’nı alırsa bordo-mavili ekip bu sezonu en azından karlı bitirecek.

Kongre rüzgarının, şehrin sokaklarını sardığı bugünlerde gelecek kupayla  yeni yönetime de hoş geldin

denmiş olacak.

Karanlık bulutların bu takımın üzerinden kalkması çok önemli.

Maç sonrası,Hendekten,Gebze’den ,Sakarya’dan gelen taraftarları görünce inanın gözlerim doldu.

İşte bu takım bu taraftardan dolayı büyük.

 Trabzonspor için kalbi çarpan bu  taraftar oldukça, bu takım elbette şahlanacaktır.