Trabzonspor’un Çaykur Rizespor ile oynadığı karşılaşmada görüldü ki, Bordo Mavili taraftarlar en büyük görevi olan motivasyonu yerine getirmekte zorlanıyor. Şampiyonluğa giden takımın taraftarı futbolcularını motive etmek yerine aksine motivasyonuna olumsuz etki edecek davranışlarda bulunuyor. 

Trabzonspor’da yönetim kurulu görevini yapıyor, futbolcu görevini yapıyor, teknik heyet görevini yapıyor, fakat taraftar… Taraftar görevini yapıyor diyebilir miyiz? Trabzonspor 15 resmi maçta sadece 1 mağlubiyet almış ama taraftar üzerine sinmiş ölü toprağından sıyrılamıyor. Sanki 15 maçta 15 mağlubiyet almış takımın taraftarı gibi tribünde oturuyor. Takımı ateşlemek ve futbolcuna moral vermek yerine neredeyse var olan moralin de yerle bir edildiği bir karşılaşma izledik. 

Maç boyunca Hüseyin Türkmen’e, Kamil Ahmet Çörekçi’ye ve daha pek çok futbolcuya karşı tepki gösteren, hatta bir süre kötü oynayan Sosa’ya karşı bile homurdanan Trabzonspor taraftarını anlamak gerçekten çok zor. Böyle mi şampiyon olunacak? 60 dakika boyunca sadece oturduğu koltuktan yeşil sahaya bakan, her pas hatasında oyuncuyu yuhlayan taraftarla mı şampiyon olunacak? Durum bir süre o kadar kötü bir hal aldı ki, Trabzonspor’un golcü oyuncusu Alexander Sörloth bile duruma müdahale ederek, tribünlere “Kamil Ahmet’i yuhlamayın, destek olun” işareti yaptı. 

Artık Trabzonspor tribünlerinde değişim başlamak zorunda. 300 tane Rizespor taraftarının 30.000 Trabzonspor taraftarından daha coşkulu, daha motivasyon dolu ve takımını daha çok sahiplenerek ses çıkarttığı yerde Trabzonspor tribünleri de dönüp kendini sorgulamalı. Trabzonspor’un tribünlerin etkisiyle kazandığı bir maç hatırlayan var mı? Belki Alanya maçı söylenebilir, koskoca sezonda akıllarda kalan 1 yada 2 maç… Çünkü Trabzonspor neredeyse kendi tribünlerine rağmen maç kazanmaya çalışıyor. 

Taraftarın görevi motivasyondur. Takımı ve futbolcuyu motive ederek, konsantrasyonunu üst seviyeye taşımaktır. Ne yazık ki Trabzonspor tribünlerinde bunu görmek mümkün değil. Trabzonspor’da oyuncu, takım ve teknik heyet kendi kendini motive ediyor. Futbolcu devre arasında soyunma odasında kendi kendine motive oluyor. 1-0 geride olan Trabzonspor’un ikinci yarıya coşkuyla başlaması gerekirken, taraftar sessizce olan biteni izliyor. Maç 1-1 olduğunda, 2-1 olduğunda herkes ayağa kalkarak sevinci yaşıyor. Trabzonspor kazanırken herkes destek olur, önemli olan takım gerideyken destek olup futbolcuların maçı kazanmasını sağlayacak motivasyonu oluşturmak. 

Yeni bir aya girdik, baharın habercisi Mart ayında Trabzonspor’un takvimi de oldukça yoğun. Birbirinden önemli karşılaşmalar oynayacak Trabzonspor’un iç sahadaki coşkusu olmazsa, taraftar takımını ateşlemezse şampiyonluk yarışında istenmeyen kayıplar yaşanabilir. Trabzonspor her maçını kazanacak, Trabzonspor’un futbolcusu her attığı pası isabet ettirecek diye bir şart yoktur. Dünyanın en iyi takımları, en iyi futbolcuları bile “hatalar oyunu” olarak futbolda basit hatalar yapabilirken, mutlak Trabzonspor’da da bazı hatalar yaşanacaktır. Ama önemli olan Trabzonspor taraftarının hep birlikte bu hataları görmezden gelebilecek, olumsuz durumları olumluya dönüştürebilecek coşkuyu yaratmasıdır. 

Unutmayın ki futbolda sadece saha içinde şampiyon olunmuyor. Sahada, masada, kasada güçlü olan Trabzonspor’un en güçsüz gözüktüğü yer tribünler olarak dikkat çekiyor. Artık Trabzonspor tribünlerinin de güçlenme zamanı geldi. Futbolcuyu yuhlayarak, hakaret ederek, homurdanarak, küstürerek gidilebilecek hiçbir yer yok. Coşkuyla, sevgiyle, motivasyon ve konsantrasyonla Trabzonspor şampiyonluk yolunda daha emin adımlarla ilerleyecektir.