Millet ittifakının Trabzon hedefi ne..?

Ak Parti Trabzon il başkanı Sezgin Mumcu, erken ya da normal seçimde hedeflerinin Cumhur ittifakı olarak 6 milletvekili çıkarmak olduğunu söyledi.

Çıtayı yüksek tutan Sezgin’in elbette bildiği bir şeyler var.

Trabzon’a özel genel merkezin yaptırdığı anket sonuçları elinde olabilir. O sonuçlara göre de bu hedefi kendine koymuş da olabilir.

Teşkilatı motive etmek izin de çıtayı yüksek tutmuştur.

Siyaseten hedef koymak siyaseten bir gereği.

Sezgin Mumcu’nun 6-0 olarak belirlediği hedef doğal olarak muhalefet cephesinde deyim yerindeyse gülünç karşılandı.

Hatta, CHP’nin Büyükşehir Meclis üyesi  Turgay Şahin, AK Parti Trabzon’da 3 çıkarsın siyaseti bırakırım dedi.

Muhalefetin de böyle çıkış yapması normal.

Normal olmayan, muhalefetin yani Millet İttifakının erken ya da normal seçimde hedefinin ne olduğu..?

Bunu, ne CHP il başkanı söylüyor.

Ne, İyi Parti il başkanı.

Sahi, Turgay Şahin, Millet İttifakı kaç milletvekili çıkaramazsa, siyasete bırakır merak ettik.

xXx

Gelir Getirici Senet..!

Hükümetin aldığı bütün ekonomi tedbirler yoksul kesim için çözüm olmuyor. Son olarak memurların ek göstergelerine yapılan düzenleme biraz(cık) olsun insanlara nefes aldıracak gibi ama akaryakıta zam bir türlü durmuyor.

Şimdi, Gelir Getirici Senet olayı geldi.

Kaç kişiyi ilgilendiriyor.

Kimsesizlerin kimsesizi R.Tayyip Erdoğan’a GES nasıl anlatıldı ki, kabul etti.

Dar gelirli insana GES ne kazandıracak?

Yanından bile geçemeyecek.

Sistem parası olmayana uygun değil.

80 Milyonun kaçı GES’den yararlanır ki.

Tıpkı, kur garantili mevduat gibi.

Bu da servet transferi.

Sokakta GES’i , çay ocaklarındaki issiz dar gelirli insanlara soruyorum, suratımı sinfak edecek gibi bakıyor.

Hiç ilgilerinde  değil.

Hiç umursamıyor

Ve hiç de bu uygulamadan umutlu değil.

Ekonomik önlem paketleri, dar gelirlilere dönük olmalı.

Ve, gerekirse temel gıda maddelerinde tıpkı kira uygulamasında olduğu gibi tavan fiyat belirlemeli.

Şu yaz aylarında da en azından Güney’den Kuzey’a nakledilen yaz meyve ve sebzeleri taşıyan kamyonlardan köprü geçiş ücretleri de alınmamalı.

xXx

İlk adını duyduğumuzda..!

Nihat Özdemir başkanlığında TFF yönetim listesini gördüğümüzde orada Mustafa Hacıkerimoğlu diye bir Trabzonlu hemşerimizi gördük. Trabzon özelinde yeterince tanınmıyordu. Trabzonspor kurmaylarına sorduk, onlar da bizim önerimiz değil dediler.

Bunun üzerine ilk tepkimiz, “Vay be, yine yalnız kaldı” oldu.

Süreç içinde Mustafa Hacıkerimoğlu’nu tanıdık.

Orada olmasında Trabzonspor’un bir dahli olmamıştı ama Trabzonspor’un tam bir kalkanı olmuştu.

Baktık ki, bundan önce Trabzonspor’un lobi yaparak TFF’ye Trabzonspor adına yönetime aldırdığı isimlerin her birinden;

Trabzonspor adına daha fazla

-Atak

-Koruyucu

-Kollayıcı

- Hamleci

-Masada inatçı

-Doğru bildiğini söylen

-Daha fazla riske giren

Bir çıktı karşımıza. Futboldan yeterince anlamıyordu ama hak ve hukuk mücadelesinde Trabzonspor’un mağdur olmaması için elini değil vücudunu taşın altına soktu.

Ve doğal olarak bazı güçlerin oyununu bozdu.

Şimdi, Ali Koç efendi, Hacıkerimoğlu’nun TFF’nin yeni listesinde yer almaması için 40 takla atıyor.

Sonunda işin oluru bulunmuş gibi.

Futbol kulislerinde şöyle konuşuluyor.. İşaret edilen başkana güya Reis eski yönetimden kimseyi alma demiş.

Hayda, işi Reise kadar getirdiler.

Sırf Hacıkerimoğlu’nun kulvar dışına çıkarılması için.

Trabzonspor eğer böyle bir operasyon varsa seçimlerden önce bunu kamuoyu ile paylaşmalı, tepki vermeli. Hacıkerimoğlu’nun adını sonuna kadar savunmalıdır.

xXx

O şerh orada durdukça

Bazı dostlar Trabzonspor’un 2010-11 sezonunun artık kapandığını, camianın eforunu bu sezona harcamaması gerektiğini, o defterin rafa kaldırılmasından bahsediyor.

Geçen zaman insanları bezdirdi.

Ya da son şampiyonluktan sonra milletin 2010-11 sezonu mücadele gücü kalmadı.

Ama, fakat, lakin.

Ne olursa olsun.

Bu mücadele o kupa bizim müzeye gelinceye kadar sürecek.

Ve en güçlü dayanağımız ne UEFA, ne CAS ne mahkeme kararları.

Sezonun tescillendiği TFF kararında şerh imzası ile zamanın TFF yönetim kurulu üyesi Süleyman Atal’ın alkışlık duruşudur.

O imza, hala yerinde dim dik duruyor

Ve bizim haklı mücadelemizin en güçlü silahıdır.

xXx

Sana bir kere daha hayran kaldım, dostum!

Üniversite yıllarımız 70 yıllardı.

Ülkücü Devrimci ayrımında ortam gergindi.

Kavga gürültü ve ölümle sonuçlanan dramatik hayatlara şahitlik oldu.

Okula her gidiş ve gelişimizde eve dönmüşsek, çok şükür diyorduk.

Böyle yıllarda Trabzon Fatih Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünde bir grup arkadaştık.

Kızlı erkekli.

Musa Alioğlu, Adnan Özyurt,Fatma Samancı, Yüksel İskender, Nadire Ören, Aynur Seymen, Ercan Toker, Nuran Emir,(Detay bilgi kız arkadaşlarımızın kızlık soyadları ile yazdı)

Ganita’da sohbet eder.

Zaman zaman kız arkadaşlarımızın evine gider orada sınavlara hazırlanırdık.

Aramıza siyaset girmedi.

O fırtınalı yıllarda özlemle andığımız güzel günlerimiz oldu.

Bu arkadaşlarımızın arasından bir yazar çıktı.

Yüksel İskender Aksu.

Öğrencilik yıllarında da çok yönlüydü.

Çok kitap okurdu.

Hepimiz gibi şiir de yazardı.

Kadın hakkı savunucusuydu( Asla feminist olmadı)

Ve sevgili dostumuz bir kitap yazdı.

Kendi hayatından kesitler, duyduğu yaşanmış öyküleri kaleme aldı. Karadeniz Kadınını yazdı.

Önceki gün kitap imza günündeydik.

Eski günleri yad ettik.

Kucaklaştık.

Dertleştik.

Karayemiş Kuşları’nı bir çırpıda okuduk.

Sürükleyici.

Bizim Üniversite yıllarından anıları da usta bir dille kaleme almış.

Kendimi de gördüm orada.

Ve kitabında nesiller boyu söyleneceğine inanacağım bir tespiti var Yüksel kardeşimin..

“Doğdun şehir, tanıdığın hali ile senindir..”

Kalemine yüreğine sağlık.

Aydınlık fikirlerini alkışlıyorum.

Yaz yazabildiğin kadar sevgili can dostum, arkadaşım. Yoldaşım.

xXx

ZAYTUNG

Trabzon’da müşterisinin araçta unuttuğu yoğurt ve sütü karakola teslim eden dolmuşçu G.D.(32), ''İnsanlık ölmemiş'' dedirtti...