Bereket, insan hayatı açısından çok önemli bir kavramdır. Bereket, az malın çok fayda vermesi, çok işe yaraması, Allah’tan gelen nimetin farkında olunması ve devam etmesi, artıp çoğalması, yaratanın ihsanı, nimet, feyiz, bolluk, saadet gibi anlamlara gelir. Bereket, sadece maddi değil, manevi olarak da insanın hayatını zenginleştiren bir lütuf ve nimettir.
Bereketin kaynağı sadece Allah’tır. Allah, Kur’an’da yeryüzünü, yağmuru, zeytin ağacını, Kur’an’ı, Kabe’yi gibi pek çok şeyi bereketli ve mübarek kıldığını bizlere bildirmiştir. Allah, ayrıca kullarına bereketi yakalayabilmeleri için bazı emir ve tavsiyelerde bulunmuştur. Bunlar arasında namaz kılmak, zekât vermek, sadaka vermek, helal kazanç elde etmek, israf etmemek, akrabalarla ilişkiyi kesmemek, anne babaya iyilik etmek, hayvanlara merhametli olmak, ilim öğrenmek ve öğretmek, evlenmek, oruç tutmak, dua etmek, şükretmek gibi ibadet, ahlak ve sosyal ilişkilere dair hususları sayabiliriz.
Bereketin alametleri ise, insanın hayatında, ailesinde, evinde, işinde, malında, sağlığında, huzurunda, mutluluğunda, ilminde, amelinde, sevgisinde, saygısında, güveninde, dostluğunda, kardeşliğinde, yardımlaşmasında, dayanışmasında, sabrında, şükründe, tevekkülünde, rızasında, teslimiyetinde, ihlasında, takvasında, kısacası her halinde görülen güzellik, iyilik, hayır, fayda, huzur bereketin eserleridir.
Bereketin zıddı ise bereketsizliktir. Bereketsizlik, çok malın az faydası olması, yeterli iş görmemesi, Allah’ın bereketinin bir nimette görünmemesi ve devam etmemesi, eksilip azalması, imkanların bela, musibet, darlık, sıkıntı, şer gibi huzursuzluklara sebep olması anlamlarına gelir. Bereketsizlik, sadece maddi değil, manevi olarak da insanın hayatını fakirleştiren, zorlaştıran, bir ceza ve azaptır.
Bereketsizliğin sebebi ise Allah’ın razı olmadığı işler yapmaktır. Allah, Kur’an’da kullarının bereketsizliğe düşmemeleri için bazı yasak ve uyarılarda bulunmuştur. Bunlar arasında şirk koşmak, Allah’ın ayetlerini inkâr etmek, nankörlük etmek, zulmetmek, haksızlık yapmak, faiz yemek, haram kazanç elde etmek, israf etmek, cimrilik yapmak, akrabalarla ilişkiyi kesmek, anne babaya kötülük etmek, hayvanlara eziyet etmek, ilimden yüz çevirmek, evlilikten kaçınmak, iftira etmek, yalan söylemek, gıybet etmek, dedikodu yapmak, fitne çıkarmak, halinden çok şikâyet etmek gibi ibadet, ahlak ve sosyal ilişkilere dair hususlar sayılabilir.
Bereketsizliğin alametleri ise, insanın hayatında, ailesinde, evinde, işinde, malında, sağlığında, huzurunda, mutluluğunda, ilminde, amelinde, sevgisinde, saygısında, güveninde, dostluğunda, kardeşliğinde, yardımlaşmasında, dayanışmasında, teslimiyetinde, ihlasında, takvasında, kısacası her halinde görülen sahtelik, riyakarlık, gösteriş, rol yapmak, çirkinlik, kötülük, şer, zarar, bereketsizliğin eserleridir.
Bereket, İslam dini açısından insanın hem dünya hem ahiret saadetinin temelidir. Bereketli olmak, Allah’ın rızasını kazanmak, O’nun emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmak, O’na şükretmek, O’na tevekkül etmek, O’na dua etmek, O’na güvenmek, O’na teslim olmak demektir. Bereketli olmak, aynı zamanda insanlara iyilik yapmak, onlara merhametli olmak, onlara adaletli davranmak, onlara yardım etmek, onlara sevgi ve saygı göstermek, onlarla kardeşçe yaşamak demektir. Bereketli olmak, hayatın her anında, her yerinde, her işinde, her halinde Allah’ın lütfunu, nimetini, ihsanını, hayrını görmek, hissetmek, yaşamak demektir.
Bereketli olmak, insanın hem dünyada hem ahirette mutlu olmasının, huzurlu olmasının, başarılı olmasının, saygın olmasının, sevilen olmasının, örnek olmasının, övülen olmasının, ödüllendirilen olmasının anahtarıdır. Bereketli olmak, insanın hem dünyada hem ahirette Allah’ın rahmetine, mağfiretine, cennetine, cemaline kavuşmasının yoludur. Bereketli olmak, insanın hem dünyada hem ahirette Peygamberimizin şefaatine, komşuluğuna, arkadaşlığına, dostluğuna, kardeşliğine erişmesinin vesilesidir. Sizlere günümüzde biraz zor hale gelse de bereketli bir yaşam dileklerimle kalınız sağlıcakla…