Süper Lig’in 32. Haftasında Trabzonspor’un Gaziantep’e konuk oldu. Oldukça çekişmeli bir ilk yarı oldu. Futbola adına gol hariç her şeyi izledik. Trabzonspor ile Gaziantep FK'yı karşılaştırdığınızda oyuncu kadrosu olarak Bordo-Mavililerin çok daha yetenekli ve yaratıcı isimlere sahip olduğunu görüyoruz. Fakat sahada tam kapasitenizi göstermez, rakibinizin mücadele gücüne yanıt veremezseniz istediğinizi alamazsınız. Trabzon'un defas hattı ve orta sahası bu maçta farklı formasyondaydı. Bunun sebebi de uzun zamandır yoklukları hissedilen, sakatlıktan dönen Vitor Hugo ve Marek Hamsik’i Teknik direktör Abdullah Avcı tarafından bu zor deplasmanda ilk 11’e monte edildi. 

 

Vitor Hugo’nun dönüşü ile Puchacz kulübeye, stoper mevkiinde hafalardır yükü çeken Stefano Denswil ise sol bek mevkiine geçti. Avcı bu yeni dizilişte Hüseyin Türkmen ile zaman zaman 3’lü savunmaya dönerek Bruno Peres’i sık sık ileri attı. Orta sahada Bakasetas’tan formayı kapan Marek Hamsik bıraktığı yerden başladı, gözlerimizin pasını silmeye devam etti. Türkiye’nin en iyi hücum oyuncuları Trabzonspor'da da ama taktik ve mevkii disiplinine uymuyorlar. Soldan Nwakaeme, sağdan da Visca sürekli içeri girerek Andreas Cornelius 'un ihtiyaç duyduğu alanları dolduruyorlar. Bu nedenle Andreas Cornelius, istediği toplarla buluşamadı. Trabzonspor Dirençli ve dinamik rakibe karşında topa fazla sahip olsa da iki takımda fazla pozisyonlar buldular ama istenen golleri de bulamadılar. Bunda kalecilerin üstün performansının da etkili olduğu düşünüyorum. Taraflar ilk yarının sonunda golsüz berberlikle soyunma odasının yolunu tuttu.

İkinci yarda da Gaziantep FK'nın sol kanadı Trabzonspor’un sağ tarafında bulduğu madeni işlemeye devam etti. Ev sahibi maçın sonuna kadar  Ángelo Sagal ve Alexandru Maxim ile  bu kanatta cirit atmaya devam etti. Bordo Mavililer ısrarla geçiş oyunu oynadılar. Kazandıkları toplarla çabuk kontralar denediler. İki hocada elindeki tün kozları sahaya sürse de bir türlü sonuca gidemediler. Gaziantep deyip geçmeyin, kendi sahasında çok zor bir takım. Çok etkili pozisyonlar buldular. Trabzonspor savunması da gol yememek için müthiş bir mücadele sergiledi. Bu saha içindeki gel-giti ve oyun dengesizliğini bordo-mavililerin çözmesi gerekir. Trabzonspor, 3-4 maçtır hücum futbolu ile kontrollü oyun arasında gel-gitler yaşıyor. Eldeki kadro, hücum futboluna daha yatkın. O zaman bu takım önde baskı yapıp, hücum futbolu oymamalı diye düşünüyorum.

Trabzonspor sanki bir hafta içinde 3 maç oynamış gibi yorgunluk ve boş vermişlik var. Sanki şampiyonluk garantilenmiş te formalite maçları oynanıyormuş gibi. Bunu kimse kalkıpta, bahar yorgunluğuna bağlamasın. Esas sebep bana göre rakiplerin puan kaybı, ligin boyunun kısalması ile strese girilmesinin yanında puan farkının getirdiği bir kendine aşırı güven hissi olabilir. Bu noktaya teknik heyetin dikkat etmeli. Diğer taraftan son maçlarda Trabzonspor’un kanat hücumcuları oldukça düşüşte. Edin Visca ve Anthony Nwakaeme fark yaratamıyorlar son tercihleri başarısız. Trabzonspor camiası, başkanı ve teknik direktörü geçmişten alacağı dersler ile adım adım yürümenin ne olduğunu bilmeli. Puan cetveli, rakiplere konan fark kimseyi yanıltmasın. Aksi taktirde bundan böyle oynanacak maçlarda puanın aslanın midesinde olduğunu da unutmamak gerekir.