Sözümün sonunda söyleyeceğimi başında söyleme ihtiyacını duydum...

Zira, söyleyeceğim konu maçtan çok daha önemlidir diye düşünüyorum.

Trabzonspor'un olmazsa olmazı zırhı, tek güvencesi olan, taraftarları maçlarını evlerinde, çeşitli mekanlarda izliyor...

Tribünler harabe gibi...

Nedeni nedir derseniz, onu yöneticilere soracaksınız.

Takım daha önce kötü oynuyordu, kişiliksiz oynuyordu da o ezilmiş halini taraftarlar içine sindiremediği için ar edip maçlara gitmiyordu; bunu biliyorum...

Haklılar mıydı? Yerden göğe kadar...

Ancak son 3 maçta o çirkin görünümünden eser yok şimdi.

Takım, önünü de görüyor artık. Yine taraftar yok.

Neden, niye diye soran da yok...

Araştırma ihtiyacını da duyan dahi yok.

İsterseniz gelin dercesine suskunlar...

Niye suskun olduklarını bende sormak istiyorum.

Nedenlerin köküne neden inmiyorsunuz işte bu önemli.

Derdiniz nedir diye niye sormuyorsunuz? Bu suskunluğun bir veya bir kaç sebebi olmalıdır elbet. Tüm ev ve mekanlar ana baba gibi dolu.

Onunla ağlayıp onunla gülüyorlar ancak stada gelmiyorlar.

Bunu fare dağ küsmüş da dağın haberi yokmuş misali değerlendirmeyin.

Bu takımı sevda yapan onlardır. Trabzonspor'un medyası, yatı, katı, arabası kısacası her şeyi onlardır.

Onları biran önce Avni Aker'e getirmek için artık ne gerekiyorsa lütfen yapın.

Bu boş tribünler ne bu takıma ne de bu taraftara yakışıyor. İnsanın içini acıtıyor adeta bu manzara...

Trabzonspor taraftarı takımı gibi şehri gibi, ayrıcalıklıdır. Bir dahaki maç ve maçlara dolu tribünleri zevkle izlemek tem menisi ile...

XxX

Elmanın bir yarısı bu!

Diğer yarısına gelince...

Gençlerbirliği karşısında bordo mavililer adeta tat verdiler.

Rakibine haddini bil!', 'Ben büyüğüm', 'Ağabeyiyim' dedirttiler...

Her ne kadar G.Birliğinin hocası, 'Trabzonspor göründüğü gibi öyle ağımşağım oynamadı. Biz oynattık onları' gibi acze düşen tahlisiz açıklamalar yapsa da onun çaresizliğine bağışlıyorum.

Bordo mavililer 1 dakikadan 90'ınca dakikaya kadar oyunu kendi inisiyatif yönlendirdiler.

İstediklerinde oyunu hızlandırıp, istediklerin de yavaşlattılar.

Eskide olduğu gibi yana geriye değil, öne oynayıp çoğaldılar; paslaştılar, yardımlaştılar G.birliği neler olduğunu anlayamadan devreyi 3-0 geride kapattı.

İkinci yarıda tek değişen şey Trabzonspor'un bu kadar yeter dercesine oyunu rölantiye almasıydı.

Ne diyelim, gemici tabiri ile 'Via böyle'...

Sefa'sı, Özer'i, Mehmet Ekici'si, Yusuf'u, Bosingwa'sı, Cardozo'su kısacası yedeği asılı ile bordo mavili oyuncular oynadıkları oyundan zevk aldılar, zevkle seyrettirdiler...