Facebook denilen şu alameti,  Mark Zuckerberg.  garaja girip icat etmeseydi, klavye kahramanları hayatımızın hiçbir yerinde olmayacaklardı.

İyi ki garaj çocuğunun sayesinde, klavye kabadayılarına gördük, tanıdık.

Bunlardan Trabzon’da çok var.

Özellikle de bizim meslekte, kulvarda, medyada.

Bugünlerde gündem ne; Siyaset.

Bunun en önemli argümanı kim; Siyasetçiler.

Siyasetçiler, yani milletvekili aday adayları ne yapıyor?

Kendini tanıtıyor.

Piyasa ekonomisinin, siyaset kulvarındaki bütün kuralları işliyor.

Peki, biz gazeteler ne yapıyor?

Kendini tanıtma ihtiyacı olan siyasiler için elverişli bir zemin.

Tanıtım için türlü araç ve gereçlerin içinde;

Gazeteler, internet siteleri, TV’ler radyolar vb var.

Şimdi bizim, meslekte ulema(!) modunda olanlar, para ile haber yapılıyor diyor.

Valla, ben bizim sitede, 61saat.com’da para ile haber yapıldığına şahit olmadım.

Ama bakın buna şahit oldum.

Bizzat bunu adaylara ben söylüyorum.

Deyin ki bu işte bir yanlışlık var.

Bir aday adayı karşıma geldiğinde, O’na şunu diyorum.

“Sizin aday adaylığınızın haber değeri var. Aday adaylık müracaatı yaptığınızın da. Yani siz, iki kere benim için haber değeri taşıyorsunuz. Habersiniz yani. Sizin bu haberinizi vermek meslek etiği açısından benim görevim. Bu haberi verdikten sonra, devamında  vereceğiniz  mesaj ve açıklamalar tamamen sizin tanıtımınızla ilgili, o nedenle bunun bir bedeli vardır..”

Bu kadar basit bir piyasa ekonomisi gerçeğini, alıp, gazetecilik etiği ile tartan arkadaşlar, Eğer, garaj çocuğu facebooku icat etmeseydi, klavye kabadayılığı da yapamayacaklardı.

Bir partinin milletvekili aday adayının yukarıda sözünü ettiğimiz iki haber değeri olan girişimlerinden sonraki bütün siyasi çalışmaları, mesajı ve açıklaması resmen reklama girer.

O partinin haber değeri olan açıklamalarını zaten il başkanı, genel başkanı milletvekili yapıyor,kimse bu açıklamalara haber değerinin ötesinde bir anlamlandırma yapmıyor.

Elmalar ile armutları aynı sepete koyan garaj çocuğu klavye kabadayılarına diyeceğimiz tek şey var; Yolunuz açık olsun.. Allah kazadan beladan korusun.

Ve bir ayrıntı.

Elbette milletvekili aday adayları resmileştiğinde artık partinin bütünsel faaliyetleri de haber değerindedir ve meslek etiği seçime giren her partiye eşit davranmayı gerektirir.

………………………

Mehmet Atalay alınganlıkta haklı mı?

AK Parti’nin bana göre seçilebilecek sırada yer alacak isimlerinden biri de Mehmet Atalay. Şu süreçte kendisi ile hiç karşılaşmadık. Taaa ki, il başkanı Revi’nin milletvekili aday adayları ile basını buluşturduğu toplantıya kadar.

Orada ayak üstü yaptığımız sohbetten anladım ki, Atalay, hem Gençlik ve Spor hem de Basın ilan Kurumu genel müdürü olarak, Trabzon’da gördüğü yakın ilginin benzerini de siyasette görmek istiyor. Bu konuda ölçüsü ne anlayamadım ama doğal olarak herkesin ilgi gösterdiği aday var ve bu anlamda bütün adaylarda bir hayal kırıklığı yaşanıyor.

Milletvekili aday adayı Atalay olarak yaptığım kısa sohbette şunu da anladım..”Atalay, hakkında doğru olmayan süpekilasyonlarla  yayan kimse”, onun  yüzüne  bunu rahatlıkla söylüyor ve karşısındakini mahcup ediyor.

Canlı olarak bunu bizzat gördüm.

Bana da bir serzenişte bulunarak, istifa ile görevinden ayrılmasına Bakan Yalçın Akdoğan zaten görevinden alacaktı onun için istifa eddi iddiasını yalanladı ve kendi ile ilgili bir gerçeği de şöyle açıkladı..

“Emekli oldum. Yani bürokrasiye geri dönmeyeceğim…”

Mehmet Atalay, emekli olmuşsa hakikatten köprüleri yaktı ve yıktı.

O’nun makamına geri dönmeyecek olusu, basın ilan kurumundaki Trabzon lobisinin tasfiyesine bir yol aralar mı?

7 Haziran’dan sonra göreceğiz.

7 Haziran’dan sonra hükümetlerde ne kadar Trabzonlu bürokrat olacak onu da gözlemleyip, mahalle baskısı yapacağız..

Ancak, Atalay’ın sitemkarlığına hak veriyorsam da siyasetin ilginç yüzü ile karşılaşmış olmasından da pek fazla etkilenmemesi gerektiğini düşünüyorum.

………………………………………………………….

Revi’nin mektuplu mesajı..!

AK Parti il başkanı Haydar Revi, partisinin Trabzon’da hedeflediği oy oranını açıklamıyor. Ancak ısrarla bir şey diyor;  6-0 yapacağız.

Bunun için de hiçbir il başkanının bugüne kadar yapmadığını yaptı, 6-0 banırının önünde bütün aday adaylarının  fotoğraf çektirdi. Sonra bu fotoğrafları mektupla aday adaylarına verdi.

Mektupta, sıralama belli olduktan sonra yine bizimle birlikte olacaksınız dedi.

Yani, bir anlamda mahalle baskısı yaptı.

Öyle listeye girmeyen çekip gitmeyecek diyerek, onları fotoğrafları ile bağladı.

Ancak, ilginçtin bazı aday adayları o fotoğraflı mektupları, kendilerine teslim edilen salonda unuttular.

Kimler olduğunu Revi biliyor.

Daha ilk günden fire verenlerin genel merkezden istenen adaylarla ilgili raporda durumu iyi değil.

Benden duymuş olmayın.

……………………………………………………

İHO’ya karşı muhalif olmanın ince çizgisi..

 Trabzon’daki spor camiası;

İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetiminin yaptığı yanlışlara karşı duruşunda şu gerçekçiliğini ortaya koyacak.

Hacıosmanoğlu gökten zembille inmedi. Darbe ile de gelmedi. Seçimle geldi. Seçilirken, bir çok grup, kişi, duayenin de desteğini aldı. Ben bunlara ilk grup diyorum.

Bu grup;  İHO’ya desteği kısa sürede çekti.

Neden?

Niye?

Niçin?

Sadece Hacıosmanoğlu kötü yönettiği için mi?

Taktir kamuoyunun.

Seçimlerde, Hacıosmanoğlu yönetimine destek vermeyen bir çok akil insan da vardı. Bunlara ikinci grup diyorum.  Bu grup da yönetimin yanlışlarına karşı duruyor.

Ancak, sözünü ettiğim ikinci gruptakiler, ilk gruptakilerle ;  aralarındaki farkı ortaya koymamılar. Topluma kendilerini bu  farkları ile  anlatmalı.

Hacıosmanoğlu’na karşı oluşan cephede ne yazık ki, at iti it izine karıştı.

İkinci grubun kuşkuları, tahlilleri, önerileri, hassasiyetleri; ilk gruptakilerin ki gibi çıkara, sosyal ranta dayalı değil.

Hacıosmanoğlu gitsin yerine bize göbekten bağlı birileri gelsin diyen ilk gruptakilerin, Trabzonspor gibi oyuncakları elinden gittiğ için bağırıp çağırmalarının gürültüsünde, ikinci gruptakilerin aklı selim tespit ve duruşları ne yazık ki, gündem olmuyor.

Doğal demokratik hakları ile genel kurul için imza toplayan her bir kişiye son derece saygılıyım. Ama bu masum onurlu ve gururlu hareketin içinde; Trabzonspor’dan öyle ya da böyle sosyal rantı kesilenleri de görünce, ha işte o zaman insanın şunu demesi geliyor.

Trabzonspor bizin deneme yanılma tahtanız mı?

İHO’yu destekledik yanıldık. Şimdi devirelim.Yarın yerine destek verdiğiniz adam için yanılmadığınızın garantisi ne..

O nedenle diyorum ki..

Bu ilk gruptakilerin derdi, bin gül açsın bin fikir yarışsın değil. Bir ve tek gül açsın bana baksın.