TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu Türk Ticaret ve Sanayi Odası-Türk Odalar Birliği Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu.

Hisarcıklıoğlu ilk genel kurullarını yapdıklarını dile getirirken, Büyükelçi Bagdat Amrayev'e katkılarından dolayı teşekkür etti.

Türk Ticaret ve Sanayi Odası'nın daimi sekreteryasının bulundukları binada olacağını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, ofis ve personel konusunda her türlü desteği sağlayacaklarını belirtti.

Gerçekleştirdikleri işbirliğini daha sağlam temellere oturtacaklarını açıklayan Hisarcıklıoğlu, daha kurumsal hale geleceklerini söyledi.

Açıklamalarına devam eden Hisarcıklıoğlu'nun konuşmasından satır başları ise şöyle;

"Sayın Bakanım, Türk Keneşi Genel Sekreteri Sayın Bagdat Amrayev, ATAMEKEN Başkanı kıymetli kardeşim Ablay Mirzahmedov, ASK Başkanı değerli kardeşim Memmed Musayev, Kırgızistan TSO Başkanı kardeşim Marat Şarşekeev, Özbekistan TSO Başkan Yardımcısı kardeşim Fazılcan Atahanov
Sayın Büyükelçiler, Değerli misafirler, Hanımefendiler, Beyefendiler, Saygıdeğer Basın mensupları Sizleri saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum. Medeniyetlerin beşiği, ticaretin kalbi İstanbul’da sizleri ağırlamaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyorum.
Burada sizlere ev sahipliğiniz, Ticaret Bakanımız sayın Ruhsar Pekcan ile birlikte yapıyoruz. Sayın Bakanımız, camiamızdan ve iş dünyamızdan gelen biri. Başarılı bir iş kadını ve yönetici. TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nda birlikte çalışarak, Türkiye’nin en büyük kadın girişimcilik ağını kurduk. Bugün de toplantımıza teşrifiyle, bizlere moral ve cesaret verdi. Sayın Bakanım, değerli dostlarım Yaklaşık 13 yıl önce, 17 Kasım 2006’da, Zat-ı devletleri, Nursultan Nazarbayev, Antalya’daki Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesinde bize bir görev tevdi etmiş ve şöyle demişti; ‘Ülkelerimizin işadamları arasındaki yakın işbirliğini sistemli bir hale getirmek görevimizdir. Bu çalışmayı, TOBB’un, Türk dili konuşan ülkelerin ticaret ve sanayi odalarıyla birlikte ele alması yararlı olacaktır’. Çok şükür, bu büyük projeyi gerçekleştirdik. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi) bünyesinde, Büyükelçi Bagdat Amrayev ve değerli kardeşim Ablay beyin büyük destekleriyle, Türk TSO kuruluş tüzüğünü Mayıs’ta imzaladık. Birliğimiz ile birlikte, Azerbaycan İşverenler Konfederasyonu, Kazakistan Ulusal Girişimciler Odası, Kırgız Cumhuriyeti TSO, Oda’nın ilk üyeleri. Onların da başkanları bugün bizimle. Türkmenistan ve Özbekistan ise henüz üye olmadı. Ama çok yakın bir zamanda onları da üye olarak göreceğiz inşallah. Özbekistan bugün aramızda. Zaten imzalamış olduğumuz Tüzüğü, Türkmen ve Özbek Odalarının katılımına açık olacak şekilde hazırladık. Böylece ilk fazda; Türk TSO; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan’dan oluşacak. Sonra daha başka katılımlar da olabilir. Bu 6 ülke, 1,1 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklük ve 160 milyonluk bir nüfus demek.
Bugünde ilk Genel Kurulumuzu yaparak faaliyete geçiyoruz. Büyükelçi Bagdat Amrayev’in vizyonerliği sayesinde, çalışmalarımız neticeye ulaşmış oldu. Sayın Amrayev ve ekibine, bu vesileyle yürekten teşekkür ediyorum. ATAMEKEN Başkanı kıymetli dostum Ablay Mirzahmedov’a, Azerbaycan Sanayicileri ve İşadamları Konfederasyonu Başkanı Sayın Memmed Musayev’e ve değerli dostum Marat Şarşekeev’e de katkılarından dolayı ayrıca şükranlarımı sunuyorum.
Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın daimi sekretaryası bu binada TOBB İstanbul Hizmet Binasında olacak. Biz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak, ofis ve personel konusunda, her türlü desteği sağlamayı da taahhüt ettik. İşbirliğimizi daha sağlam temellere oturtacak ve daha kurumsal hale getireceğiz. Buna ihtiyacımız var. Zira kalkınma ve zenginleşme için, özel sektörün gelişmesi şart. Güçlü özel sektör için de, güçlü bir oda sisteminin varlığı gerekir. Türkiye, güçlü bir Oda sisteminin özel sektörü nasıl destekleyip geliştirdiğine dair çok güzel bir örnektir. Biz, bu yönde destek vermeye, deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız. Kazak-ATEMEKEN, Kırgız, Türkmen, Özbek Odaları ile birlikte, ikili olarak, Ticaret ve Sanayi Oda Forumlarını (ortak Palataları) kurduk. Tecrübelerimizi buralarda da paylaşmaya devam edeceğiz.
Değerli dostlarım, Dünyadaki gelişmeler şunu çok açık gösteriyor. Doğal kaynaklara sahip olmak, kalkınma için artık yeteli değil. Bu gerçeği artık hemen her ülke görüyor ve petrol/doğalgaz dışı alanlar daha fazla öne çıkarılıyor. Bizler de, ekonomik yapımızı çeşitlendirmeli ve gelişmeliyiz. Bunun için, sanayi ve ticarete yönelerek, girişimciliği güçlendirmeliyiz. Ülkelerimizi, halklarımızı, daha zengin kılmanın tek yolu budur. Bu süreçte ilk olarak, aramızdaki ticaret hacmini artırmalıyız. Ticarette önemli konulardan biri gümrük geçişleri. Bizim coğrafyamızda, kara gümrük kapılarının önemi büyük. Tarihi İpekyolu üzerinde oturuyoruz. TOBB olarak, bunları yenileme ve işletme konusunda, büyük tecrübemiz ve başarımız var. Devletimize tek kuruş harcatmadan, Türkiye’nin en büyük 10 kara gümrük kapısını yeniledik. Yaptığımız projeler, Birleşmiş Milletler tarafından da başarı hikâyesi olarak kabul edildi ve dünyaya örnek gösterildi. Bu konudaki tecrübemizi sizlere aktarmaya hazırız. Türkiye olarak, önem verdiğimiz bir diğer konu girişimcilik. Girişimcileri artırmak ve özel sektörü geliştirmek suretiyle, 2 alanda küresel bir başarıya imza attık. Turizmde son 30 yılda, büyük ilerleme gösterdik. Dünyanın ilk 6 turizm destinasyonu arasına girdik. Yurtdışı müteahhitlik sektöründe, dünyada 2. sıraya yükseldik. Müteahhitlerimiz bugüne kadar 400 milyar dolarlık projeyi başarıyla üstlendiler. Dünya markası haline geldiler. Küresel ekonomiye entegre olmanın, uluslararası ticarete ve küresel rekabete açılmanın, ne kadar önemli olduğunu gördük. 1980’de Özal, reformlarıyla ülkeyi dışa açarken, iş dünyası olarak sürece destek verdik. 1990’ların ortasında AB ile Gümrük Birliği’ne girerken, Avrupalı şirketlerle rekabetten kaçmadık. Bu sayede, otomotivden, beyaz eşyaya kadar birçok sektörde Avrupa’nın en önemli tedarikçisi arasında girdik. 2002’den sonra, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yapısal reformları cesurca hayata geçirdik. Sonuçta 2009’daki küresel krizden en hızlı çıkan ülkelerden biri olduk. Son 20 senede, ülkemize gelen uluslararası sermaye 210 milyar doları aştı. Yine bakın, 2 büyük dünya savaşı sonrası harabeye dönen Avrupa, nereden nereye geldi. Kendi aralarında ekonomik birlik kurdular. Aralarındaki ticareti geliştirdiler. Hep birlikte büyüdüler ve zenginleştiler. Ticaret, en büyük barış ve refah kaynağıdır. Biz de önce, ülkelerimiz arasındaki ticari engelleri kaldırmalı, birbirimizle ticareti artırmalıyız. AB benzeri bir başarı hikâyesini, biz de yazmalıyız. Türk İş Konseyini ve
Türk TSO’nı, bu hedefe ulaşmamızı sağlayacak, stratejik önemde adımlar olarak görüyorum. Böylece, aramızdaki dayanışma daha da artacak ve yeni işbirliği imkânları gelişecektir. İnanıyorum ki, el ele verirsek, hükümetlerimiz ve iş dünyası birlikte çalışırsa, yeni başarı hikâyelerini, Türk dünyası da yazacaktır"
diyerek sözlerini noktaladı.