Masallarda vardır ya hani;  ‘günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalar’ diye…
Bizler de aynı bu masallar ritmini aratmayacak günler yaşadık…
Mart 2020’de başlayan bu illet hastalığın (Covid-19) 2. normalleşme günlerine geldik.
 

Başınızı ağrıtmak istemem lakin şöyle kısaca özetlersek;
Bu süreçte nice canlar ayrıldı aramızdan.
Dostlarımız, büyüklerimiz tanıdıklarımız,
onlar aramızdan ayrıldılar ayrılmasına da,  bizler de adeta kalan sağlar bizimdir dercesine yaşama tutunmaya devam ediyoruz, mecburuz da!
Ayakta kalabilenler işine döndü.
Kalamayanlar enkazını toplamaya gayret ediyorlar.

Memur maaş artışı ile ters orantılı gelen zamların yaşam standartlarındaki dengesini korumaya,
siyasiler ise sürecin etkilerini azaltmaya çalışıyorlar.
Özel sektör çalışanları Haziran ayında bitecek kısa çalışma ödeneği sonrası süreci merak ediyorlar.(…)

Bugünkü konumuz ayakta kalmaya çalışan esnaf ile vatandaşı yakından igilendiren fiyat artışları ve bu konudaki eleştriler olacak.
Kasım 2020’de kapandığımız evlerimizden 1 Haziran itibari ile kısmen de olsa dışarı çıktık.
Çıktık çıkmasına, normalleştik normalleşmesine de dışarda değişen fiyatlar,  birçoğumuza  ‘keşke  çıkmaz olaydık’  dedirtti .
Çünkü çıktığımızda, restoranlar, kafeler aynı yerlerinde duruyordu ancak geçen zaman diliminde gelen zamlar sektörü fiyat düzenlemesi yapmak zorunda bırakmıştı.
Elbette bu tartışılacak ve çok dillendirilecek bir konuydu.

Peki…
Suçlu kim?

Tabi ki esnaf!
Acaba öyle mi?
Empati yaparak değerlendirelim.
Esnaflar, Pandemi döneminin zararını vatandaştan mı çıkarıyorlar!
Kısa sürede çok para kazanmayı mı hedefliyorlar!
Fırsatçılık mı yapıyorlar!
Değil dostlar değil !
İşi fırsatçılığa çevirmeye çalışanların mevcudiyetini bir kenara koyalım; ancak esnafımızın hakkını yemeyelim.
Çünkü Kasım 2020 de evlerimize kapanırken:
- 2.324,70 olan asgari ücretin Haziran 2021 de 2825 ₺ olduğunu unutmayalım,
-Bağkur priminin 868,19’dan 1055,36 ‘a çıktığını
-elektriğe gelen zamları
- doğal gaza gelen zammı
- finansman maliyetlerinde ki artışı
- hammaddeye gelen zamları
-ve daha birçok kalemdeki fiyat değişikliklerini(…)

 
Bu bahsettiklerimizin gölgesine sığınarak işi fırsatçılığa çevirenleri Allah’a havale etmek kaydı ile birkaç durumu özellikle takdirlerinize sunmak istiyorum.

Değerli okurlarım;
bu zamlar karşısında esnafın fiyatlarını revize etmemesini beklemek yanlış olur.
Tüm bu zamlar karşısında sessiz kalırken, esnafın menüsünde fiyat artışı yapmasını ağır ithamlarda eleştirmek, aklıllsrı zorlayan bir durum  olur.
Fiyat artışlarından etkilenen vatandaşının çığlığına kulak vermemek insafsızlık olur!
Esnafın zamlı fiyatlarının yazılı olduğu fiyat tarifelerini dağıtan kurumların, bu durumu halka izah etmeyişi anlamsız olur!
Her esnafın aynı zamanda bir tüketici olduğu ve onlarında bu zamlardan etkilendiğini düşünmemek manasız olur!
Kısacası neresinden bakarsanız bakın iki ucu zamlı değnek.
Hem tüketici haklı hem de esnaf.

Bu durumda, üyelerine fiyat tarifesi dağıtan kurumlar daha ön planda rol almalıdırlar.
Binlerce esnafın ve şirketin savunucusu olan bu kurumlar, fiyat artışının sebebinin, pandemi döneminde gelen zamlar ile doğrudan ilişkili olduğunu halka anlatmalıdır.

İşi fırsatçılığa çevirenleri tespit edip bunları ifşa etmelidirler.

Böylelikle bu yük esnafın sırtından bir nebze olsun alınmış olur.

Çünkü esnaf gelinen süreçte eleştrilerle mücadele edecek ruh halinde olmayabilir.esnafın büyük bir çoğunluğu (turizm sektöründe faaliyet gösterenler) pandemi bitse işleri açılsa bile, en az iki yıl bankalara çalışacak durumdadırlar.

Esnaf zor durumda!
(…)

Yaşadığımız süreçte elde avuçta olanı bitirdikten sonra arabasını, evini satan mı ararsın, bilgisayarını satanı mı ararsın, yüklü faizlerle kredilere sığınanları mı ararsın…

Anlayacağınız esnafın derdi esnafa yeter!
 
 Bizlere de bu süreçte esnafa sahip çıkmak düşer.

Şeyh Edebali’den alıntılarsak;

Esnafı yaşatalım ki ekonomi yaşasın,
Ekonomi yaşatalım ki millet yaşasın
Milleti yaşatalım ki devlet yaşasın
 
“Allah yardımcımız olsun.”