Trabzon’da gün geçmiyor ki yeni bir kriz doğmasın. Trabzonspor’da yaşananlar bir tarafa bürokratik anlamda da her gün yeni bir kriz, yeni bir kaos baş gösteriyor. Nedense şöyle bir algı oluştu. Tüm atamalar siyasilerin kontrolünde olacak.
Siyaset isteyecek, milletvekilleri ve bakanlar onaylayacak atamalar gerçekleşecek.
Performans önemli değil, liyakat önemli değil, görevden alınanın başarısız veya başarısızlığı ya da göreve gelecek olanın başarısı veya başarısızlığı önemli değil.
Onlara bu sorumluluğu ya da amirlerinin görüşü önemli değil.
Peki bu il müdürlükleri neden var?
Madem atanan il müdürlerinin bir tasarrufu olamayacak, madem bürokrasi tamamen siyasetin emrinde olacak, devletin yönetim kadrosuna neden ihtiyaç var?
Bağlayalım tüm kamu kurumlarını ve yerel yönetimleri siyasetin emrine, olsun bitsin.
Ama gelin görün ki il müdürlerinin bir çoğu da ki hepsini kast etmiyoruz, makamlara gelebilmek için siyaseti aracı kullanıyor. Hal böyle olunca da siyaset ile devlet işleri birbirine giriyor. Bırakın il müdürlerini şehirde Cumhurbaşkanının temsilcisi olan Vali İsmail Ustaoğlu’nun da attığı her imza tartışmaya açık hale getirildi. İdarenin sorumlu olduğu olaylarda, atamalarda idarenin tasarruf etkisi sıfırlandı. Atılan her imza sonrası idare ‘Acaba Ankara’dan kim arayacak?’ telaşına kapılmaya başladı.
Maalesef memur oldukları için de ne valisi, ne müdürü, ne amiri yaşanan bu süreçte sessiz kalmak zorunda kalıyor.
Belkide içlerinde fırtınalar kopuyordur. Bilemeyiz…
“Yetkimiz yok ise biz bu koltuklarda neden oturuyoruz?” diyenlerde olabilir.
Belkide atmak istemedikleri birçok imzayı, sırf siyaset istedi diye, istemeye istemeye atıyor, hak etmeyen birçok kişi görevinden alınıyor veya hak eden birçok isim gelmesi gereken yere gelemiyor.
Bırakın performansı il müdürü değerlendirsin, bırakmayacaksanız o kurumlarda yaşanan aksaklıklardan da müdürleri sorumlu tutmayacaksınız.
Eğer böyle olacaksa bu makamlara, bu müdürlüklere ne ihtiyaç var?
Madem kurumundaki işleyişi yönetmesi için sorumluluk verilen idarecilerin bir tasarrufu olmayacak, o zaman il müdürlüklerini pasifize edelim.
İş artık bu noktaya geldi.
Olan yine Trabzon’a oluyor.
Yazık gerçekten çok yazık
#yanındayıztrabzon
Son günlerde bir furya almış başını gidiyor.
Trabzonspor’da bir kriz oluyor, #yanındayızünal hashtagları ile bir hamle başlıyor.
Sonra biri başka bir şey diyor #yanındayızağaoğlu oluyor.
Ardından başka bir şey oluyor yanındayız bakanım, yanındayız vekilim oluyor.
Neden bir gün olsun bu şehrin sorunları için bir hashtag açamıyoruz.
#yanındayıztrabzon diyemiyoruz.
#yanındayızşehirhastanesi diyemiyoruz
#yanındayızraylısistem diyemiyoruz
#yanındayızgüneyçevreyolu diyemiyoruz
Neden hep kişiler mağdur olduğunda topyekün harekete geçiyoruz da;
Birçok yatırımı bekleyen ve mağdur edilen Trabzon için #yanındayıztrabzon diyemiyoruz.
İleride bunu diyemeyişimizin bedelini bizler ödeyeceğiz, siyasiler gelip gidecek, bürokratlar değişecek ama Trabzon bize kalacak.
Bunu unutmayın.
TİSKİ, İBB GİBİ YAPABİLİR Mİ?
TİSKİ ihtiyacı olan birimlerde işe alımlar için süreci başlattı.
İlk gününde tam 3173 kişi TİSKİ’ye iş başvurusunda bulundu.
Ama bazı evrakların eksik olduğu görüldü. TİSKİ hemen bunun uyarısını yaptı 10 puanı kaptı. Kurnazlık yapayım dese hiç haber vermeden sınav günü eksik evrakla bu kişileri eleyebilir. Ama bunu yapmadı gereğini yaparak taktir kazandı. Trabzon’da işe ihtiyacı olan herkes önce TİSKİ’nin sitesine başvuru yaptı ardından sağa sola özgeçmiş atmaya başladı. İl başkanına, yardımcılarına, yöneticilerine, vekillere hatta bakanlara kadar.
“Ben bu mülakat işine çok güvenmiyorum, uygulamalı sınav tamam ama birçok mülakatta saçma sapan anlamsız işle alakası olmayan sorular sorularak insanların elendiğini biliyorum”
Ama Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu bu konuyu kesinlikle tartıştırmayacağını defaten söyledi. Zorluoğlu’na güveniyoruz ve gerekiyorsa bu mülakatlar İBB’de yapıldığı gibi kamera önünde yapılsın, kayıtları dursun bir kenarda ve bir itiraz falan olduğunda dönüp bakabilsin itiraz edenler.