Trabzon’da dün muhteşem bir gece daha yaşandı. 

Başlama düdüğü ve bitiş düdüğüne kadar sahada genç oyuncuların temiz oyunları ve buna gölge düşürmeye çalışan bir hakem vardı.

Maça tutuk başladı Bordo Mavililer. 

Şaşırmadım doğrusu..

Çalımbay döneminden bu yana Bordo Mavililer ilk yarılarda kontrolü elinde tutup ara ara kaleye gidiyor. Belki bir duran top veya defansın arkasına atılan bir top..

Bursaspor’da Trabzonspor ile aynı oyunu oynamaya çalışınca ilk yarı garip bir hal aldı.. 

Gol yememek için direnen 2 takımın ilk yarısı oldu.

Başka bir deyişle oyun kilitlendi.

2. yarıda beklendiği üzere Rıza Çalımbay’ın bildiğimiz tempolu oyun sistemi ile Yusuf daha efektif oldu. Pas alışverişlerinde büyük başarı sağlayan Bordo Mavililer dağınık Bursa savunmasını Yusuf’un mükemmel golü ile açtı.

Bu golün ardından yüklenen Bursaspor, Trabzonspor kalesine çok rahat gelmeye başladı. Orta saha ve defans bloğunda kopukluk yaşayan Bordo Mavililerin gol yemesi an meselesiydi.. 

Çalımbay’da bu sinyali görmüş olacak ki, oyuna Olcay’ı aldı.. 

Castillo’ya nazaran daha defansif mücadele etmeyi seven bir oyuncu öyle de oldu. 

HAKEM ŞİRİNLİK PEŞİNDE..

Maçı dengeleyen Trabzonspor kalite farkını hissettirmeye başladığı anlarda maçın hakemi Özkhaya devreye girdi.

Hop dedi! 

Biraz canınızı acıtayım! dedi.

Niye mi? Hafta içinde Guardian’da şike dönemi ile ilgili bir haber yayınlandı.

Haberde TFF, Fenerbahçe ve FIFA’nın skandal ilişkileri ortaya saçıldı.

Hakemler de patronları olan TFF’ye şirin görünmek amacı ile Trabzonspor’un 2 net penaltısını yedi yuttu. 

Bakalım daha neler göreceğiz. 

BURSALI SAVUNMACILAR PERİŞAN OLDU

Abdülkadir'i savunan Bursasporlu oyuncuların bugünki hallerini de merak etmiyor değilim. 1-2 gün kendilerine gelemezler. Hiç durmadı bir orda bir burda.. 

TARAFTAR GÖREVİNİ YAPTI

 Unutmadan taraftarı tebrik etmek gerekiyor. 32-33 bin kişilik bir taraftar topluluğu tribünlerdeydi. Böylesine maçı alev topuna döndürmek isteyen hakeme izin vermedi. Vakur duruşlarından ödün vermediler. Bu neden mi önemliydi. Bir daha ki maç Fenerbahçe ile Akyazı’da oynanacak. Ceza almamak için önemliydi. 

Özetle mücadeleye gelirsek, Bir Rıza Çalımbay takımı oluşuyor.  Kontra atak futbolunu benimseyen, özel oyuncuları ile sonuca gitmeye çalışan, forma giyen oyunculardan tam verim almaya çalışan, saha içi ve dışı dengelerini de oluşturabilen bir takım haline geliniyor.

Mücadeleci bir takım oluşturan Rıza Hoca artılar ve eksiler ışığında kazanarak bu noktaya kadar getirdi.

KAPTANLIK MESELESİ

Karakterli oyunculardan kurulu bir takım, bunu neden mi diyorum. 4 aylık bir ödeme sorunu vardı, takımda. Sahaya yansıdı mı bu sorun hayır! Çıktılar çatır çatır toplarını oynadılar.  İşin özü burada sahiplenme ve aidiyet duygusu.. 

Bu duyguların başrolleri de 2 kaptan Burak ve Onur’dur..

Ödeme sorunu çeken oyuncuları frenleyen oyunculardır, bir başka tabirle takımı derleyen toplayan, kaptanlık görevini ifa eden…

MAÇ MAÇ İLERLEMEK

10-12 günlük bir kamp dönemi yaklaşıyor. Burada Bordo Mavililerin gerçek oyunu şekillenecek ve ortaya çıkacaktır.

 1-2 takviye ile bir oyun sistemini oturtup ligin tozunu attırabilecek bir kadro mevcut.

Ancak bunları konuşmadan önce maç maç bakma mantığı ile ilerleyip hocası olmayan Karabük maçına kilitlenmek daha doğru olacaktır.

MAÇIN ADAMI :

Buraya Kucka, Okay veya Hubocan’ı da yazabilirdim. Saydığım üçlü maçın iyilerindendi.. Ancak, takımda haftalardır düşüşte olan Yusuf Yazıcı yeniden doğdu.  İsteğini ve kalitesini aklı ile buluşuturan genç oyuncu mücadelenin her anında sahada vardı. Bu da onu özel yapan durum. Alkışlar Yusuf’a..

MAÇIN KÖTÜSÜ

Sahada adeta yokları oynadı.. Haftalardır süren istikrarı bu mücadeleye yansımadı. Belki de maça konsantre olamadı ya da yeni sözleşme işi kafasını karıştırdı. Dame N'Doye Maçın kötüsüydü…

BİR ÇİFT SÖZ...

Maç sonu çekilen bu fotoğrafı çok beğendiğim doğrusu.. Bana güzel hisler yaşattı. 

Bu fotoğraf Trabzon'dur.. Trabzon'un yüzüdür.. Bu fotoğraf bir şehrin ayağa kalkışımın simgesidir..

Bu fotoğraf Trabzonspor'suz Trabzon'un bir öneminin olmadığıdır. Bu fotoğraf bakkal Köksal abidir.. berber Ömür'dür..

Bu fotoğraf çocuğunu büyüklerin yanında sevemeyen babaların doyasıya çocuklarını sevdiği andır..

Babaların yeminidir.. Oğlum da kızım da seni sevecek diye haykıranların fotoğrafıdır.