Son yıllarda dünya ölçeğinde en fazla konuşulan konuların başında kuraklık yer almasına karşın hala önleuici tedbirlerin alınmaması ve gayret sarfedilmemesi çok garip görünmektedir.Küresel iklim krizinin hiç olmadığı kadar gittikçe artması karşısında atmosferi kendi çıkarları pahasına kirleterek OZON tabakasının delinmesine sebep olanlar hala ses çıkarmadan faaliyetlerine devam etmektedirler.

Buradan çağrışımla geriye yönelik bir akıl yürütülüp tarihi incelediğimizde kuraklıktan dolayı dünya üzerinde 24 medeniyetin yıkıldığını ve göç eden isanlardan milyonların yollarda can verdikleri bilinen çok acı bir gerçektir.

Durum manzaradaiken ekolojik döngünün sağlanabilmesi için insanoğlu tarafından yapılan tahribatların oluşturduğu engeller ve tehlikeler gittikçe azalacağı yerde artmaktadır.

Kuraklık ve iklim değişikliğini su kıtlığı gibi düşünmek büyük hata olabileceği gibi suları nasıl tükettiğimize bakarsak önlem almamakta o derece bir tehlikedir.

Bir veya birden çok mevsime yayılan ve azalan yağışlar artan sıcaklıklar nedeniyle bir doğal afet olarak kendisini göstermektedir.Ancak çevrenin ve tüm canlıların yaşam garantisi olan su döngüsü ( Buharlaşma, Yağış, Eriyen buz ve kar,Yüzey akış, Akarsuların beslenmesi, Toprağa sızma, Tatlı su, Bitkiler tarafından kullanım, Ywraltı suyu birikimi, Göller, Denizler ve Okyanusların oluşumu vs.) sağlanmalı ki ekolojik hayat devam etsin.Sanayinin doğaya olan etkisi devasa bir hal alırken insan etkinliklerinin su döngüsünün bozulmasına sebep olması ile birlikte nüfus artışı,çevre kirliliği , bilinçsiz sulama ve toprak kullanımı gibi eylemler en büyük baskıyı oluşturmaktadır.

Kuraklık hem yüzey ve hemde yeraltı suları ile içme ve kullanma sularını azaltarak kalitesini düşürmektedir.

Ayrıca tarımsal üretim ve rrkoltenin düşmesi ile hidroelektrik üretiminde azalma sulak alanların ve ekosistemin zarar görmesi gibi sosyal ve ekonomik olaylara sebep olmaktadır.Onun için iklim ve kuraklık sadece sosyoekonomik sonuçlarıyla Meteoroloji, Hidroloji ve Tarımcıları ilgilendiren bir konu olmayıp İklim bilimcileri, Sosyal bilimcileri, Akademik camiayı, Sivil toplum örgütleriyle Kamu yönetimi kadar toplumsal bütün tarafların bilgi sahibi olması ve çözüm önerileri üzerinde çalışması gereken çok önemli bir konudur.

Zaman içerisindebütün bu olaylar neticesinde milyonlarca insan kırsaldan kentlere göç ederek  şehirlerde yaşanmaz hale gelmiştir.Neticede gıda sorunu ortaya çıkarak ortalama nüfusun 0/0 30'u yoksulluk sınırının altına düşmüştür.

Bu bağlamda; Yağışlar uzun yıllar ortalamanın altına düştüğünde özellikle tarımda bitkilerin su ihtiyacı karşılanmadığı hallerde " SU STRESİ" denen olay yaşanmaktadır.Bu durum ürünün rekoltesini ve kalitesini düşürür gıda krizide böyle başlar.Onun ićin kuraklık diğer krizlerden farklı olup ne zaman başlayıp ne zaman biteceği kestirilemez.Bu durumda kuraklık; başta insan yaşamı olmak üzere, Fiziksel doğal çevre, Şehir yaşamı, Kalkınma  Ekonomi, Teknoloji', Tarım , Gıda, Temiz su ve Sağlık olmak üzere her aşamayı çok umsuz etkiler.Kısacası su hsyat olup bitkilerin gelişme döneminde toprakta bulunması gereken su eksik ise bu kuraklığın ve iklim krizinin en belirgin gösterkesidir.

ONUN İÇİN;

●-- İçme ve kullanma suları çok ekonomik kullanılmalı ve israfdan kaçınılmalıdır, 
●--Akarsuların su akış rejimleri çerçevesinde ileriye yönelik arak planlanmaları,
●--Belediye şebekelerindeki kayıp ve kaçakların minimize edilmesi için son teknoloji yöntemlerinin kullanılması,
●-- Özellikle ilkouldan başlayarak lise bitimine kadar su kullanımı ve istikrarı konulu ders okutulması,
.●--Meteoroloji sisteminin çok etkin hale getirilmesi, 
●--İklımsel olaylarla ilgili ülkemiz muhakkak uzaydan algılama sistemine geçmrli
●--Damlayan bir musluk milli servetimizi eritoyor Ata sözü unutulmamalı,
●--Su havzaları planlanmalı ve koruma altına alınmalı,
●--Her ilin su yasasına bağlı olarak bir su planlama yönetmeliği olmalı ve tüm ihtiyaç buna göre belirlenmeli, 
●--Dağınık olan su yönetimi için bir su bakanlığı kurularak olayın tek rlden yürütülmesi sağlanmalı,
-- Tüm kaynaklardan fizibil yararlanmaya yönelik stratejiler geliştirilmeli
●--Yeraltı(AKUFER) stratejik rezervler olduğundan kuraklık durumunda kullanılmaları için özenle korunmalıdırlar,
●-- Öncelikle her ilde acılen arıtma tesisleri acilen kurulmalıdır,
●--Tarımsal sulamada aşırıya kaçılmaması için yeni teknolojiler devreye sokulmalıdır, 
●--Hidroelektrik santrallerinin derelere bırakmsk zorunda oldukları CAN sularının kesintisiz kontrol edilmeleri,
●--DSİ tarafından kullanılan AGİ(Akım Gözlem İstasyonu) ünitelerinin verilerinin arşivlenerek akarsu veri bankasının oluşturulması,
●--Kuraklık eylem planının acilen yürürlüğe konulması.

SULAR KORUNMALI Kİ HAYAT DEVAM ETSİN