Şehirde dün bordo mavili renklerle sarı kırmızı renkler birbirine karıştı

Her iki takımın taraftarları kolkolaydılar.

Bu birliktelik tribünlerde de devam etti etmesine de; Trabzonsporlu oyuncunun yerde kıvranmasına topu dışarı atma yerine aldırış bile etmedi, Kayserisporlu oyuncular…

Hani biz söz vardır ya kardeş kardeşte minzi parayla örneğini sergilemiş oldu Kayserili oyuncular…

Sporun manasına uygun olan o taraftar birlikteliği biçimi iyide bayram değil seyran değil bu kadar da abartmamak lazım.

Neyse dönelim maça…

Bordo mavilier Trabzon’un kıble havası gibi maçın 15-20 dakikalık diliminde estiler ve kestiler…

Bir Onur vardı, birde Marin…

Birazda Aytaç ve Muhammet…

Ha Bosingwa’yı unutmayalım; bu arkadaşı iyi ki geri getirmişler…  

Geçen haftaki yol yorgunluğunu hala atamamış…

Dün akşam tek olumlu yanı durduk yere penaltı yapmasıydı.

Ben hep derim Trabzonspor kulübü oyuncuların yanındadır. 

Bosingwa’nın emekliliğine şunun şurasında ne kaldı ki…

Ve Onur gerçekten de ismi gibi bir oyuncu. Deyim yerindeyse tek başına değeri ölçülmeyecek derecede 3 puanın alınmasına adeta imza attı.

Yüreğine ellerine sağlık.

Marin’de galibiyette ikinci isimdi. İyi bir kumaş..

Her takım kadrosunda görmek istediği bir oyuncu…

Mehmet’i Okay’ı ve diğerleri de aslını ararsanız buralara kadar düşecek değildi Trabzonspor kadrosu…

Ne söyleyelim düşürenler utansın. Şimdi gelelim saadete…

Bosingwa’dan sol bek olmaz! Birde önünde Erkan’ı oynatırsanız hiç olmaz. Mevcut kadrocunun içinden sol bek arıyorsanız Yusuf’tan başkası olmaz, dün olmadığı gibi...

Şuan Mustafa ile Aykut’a sözüm yok.

Yalnız orta alan oyuncuları topsuz oyunu hiç sevmiyorlar.

Hazırcılar…

Ama kazın ayağı öyle değildir.

Takım halinde hareket etmezseniz savaşmazsanız, kazanamazsınız.