Geçtiğimiz hafta oynanan Kayseri maçına rağmen bu hafta sahada daha kontrollü oynayan bir Trabzonspor vardı.

Şota’nın değişikleri, Özer’in garip hareketleri, Erkan’ın inanılmazı başarması, Onur fahiş hatası, Cüneyt Çakır’ın maçın yönünü değiştiren harketler maçın özetiydi adeta.

Kafa kafaya geçen mücadelede Trabzonspor ara ara oyundan düşse de toparlanmayı bildi.

Marko Marin ve etkisizi kalan N’Doye ile ilk yarıda gol arayan Trabzonspor çaresizce 1.70’lik Marin’e orta kesip durdu.

Şota ilk yarıda ki üretkensizliği görüp soyunma odasında artık neler söylediyse..

İlk 15 dakika Trabzonspor gerçek Trabzonspor gibi oynadı ama dedik ya Erkan’ın büyük talihsizliği ve Cüneyt Çakır’ın gözünün önünde ki net penaltıyı vermeyip devam ettirmesi maçın Trabzonspor’dan gidişinin habercisi gibiydi.

Sağlı sollu ataklar, direkler pozisyonlar maçın hakimi Trabzonspor’un oyundan düşürdü.

1 gol herşeyi değiştirecekti.

Vurdu, vurdu ama yıkamadı..

Kendi çaldı, kendi oynadı..

Marko Marin’in performansı gelecek adına olumlu göstergelerden biriydi.

Garip bir şekilde Erkan’ın da oyundan çıkması ile hücum anlamında etkisizleşen Trabzonspor adeta geri vitese taktı, yavaşladı da yavaşladı..

Erkan verilmeyen penaltıda, kaçan gollerde, oyun kontrolünde takımın başrolün de idi.

Oyundan çıkması kırılma anlarından biriydi.. Neden Erkan Zengin dedirtmedi değil..

Oyuna giren Yusuf’un Cardozo’nun ve Salih’in en fazla 2 kere topla buluşması değişiklilerin başarısız olduğunun bir gerekçesi.

Defansif anlamda hata yapmayan takım duran toptan Onur’un hatası ile öyle bir gol yedi ki “şansa gol” böyle olur dedirtti.

Olmadı ama olmayacak değil..

Bu maçtan bir çok ders çıkarılmalı..

Özellikle son 10 dakikadan..

Böylesine maç bırakılmamalı..

Skor 1-0’ken savrulmamalı..

 Sonuç olarak kötü futbol oynamayan Trabzonspor futbol beceriksizliği, hakem hatalarına ve tercihlere kurban gitti.