Öfke diğer duygularımız gibi insana ait doğal, evrensel, şiddet kullanmadan ifade edilebildiğinde yapıcı ve iletişimde bağlantı kurmamıza yarayan bir duygudur. Ayrıca bir haberci, bir sinyal verici olarak görevi üstlenir. Bize karşılanmayan bir beklentinin, isteğin veyahut ihtiyacın farkında olmamıza işaret etmektedir. Yararlı, yapıcı ve onarıcılığının yanında düzenlenemediğinde saldırganlığa tahrip ve yıkıcı role de dönüşebilmektedir. Tahrip edici öfkeyi ev içinde şiddet vakalarında, sokak kavgalarında, maçlarda, terör eylemlerinde, trafikte, iş yerlerinde kısacası insan olan her yerde ortaya çıkabilmektedir. Birçok insan bulunduğu bağlama göre öfkesini ya bastırmakta- içine atmakta yahut kontrolsüz olarak dışarıya göstermektedir. Bastırılmayan, yok sayılmayan yani inkâr edilmeye çalışılan öfke ve dile getirelemeyen ifade bulamayan duygumuz öfke vücutta birikir ve kronik bir hal aldığında kardiyolojik, nörolojik, gastroenterelojik, iskelet sistemi vs. tutulumlarıyla beraber baş ağrısı, bel- boyun ağrıları, tansiyon yükselmeleri, bulantı-geğirti-ishal hazımsızlık sorunları gibi somatik bedensel belirtilere dönüşebilmektedir.

Anlaşılacağı üzere öfke dile getirilmez- sağlıklı ifade edilmez ise öfkenin yerine beden konuşmaya, kendini ifade etmeye çalışmaktadır. Buraya kadar öfke, karşılanmayan ihtiyaçlarımızın bir habercisidir, doğaldır, ifade bulması anlamlıdır. Anlaşılacağı üzere öfkeyi yok saymak, içine atmak, inkâr etmek ve zarar verici- tahrip edici saldırgan tutum ve davranışlarla ifade bulması olumsuz bedensel sorunlar yanında iletişimde ötekiyle bağlantımızı koparmakla sonuçlanabilir. Düzenlenebilmesi, regüle edilebilmesi, ifade bulması ötekiyle ve kendi içimizle bağlantıda kalmamıza yarayacaktır.

Uzm.Dr. Gökhan Kandemir

Psikiyatr & Psikoterapist
www.uzmdrgokhankandemir.com
İrtibat tel: 0462 4110404