Meslek hayatım boyunca günlük pratiğimde karşılaştığım takıntılı durumlara örnek verecek olursam; çocuğuma zarar verir miyim? boğar mıyım? Balkondan atar mıyım? Deli olup hastaneye yatar mıyım? Hafızamı kaybeder miyim? Evde, iş yerinde fişleri çektim mi? Acaba prizde mi? Yanımdan geçerken burnuma vururlar mı? Ben acaba homoseksüel miyim? Namazı kıldım mı? Duaları okudum mu? Kapı, pencere, tüpü kapattım mı? İçimden küfür söylemek(dini değerlere) geliyor, söyler miyim? Yemeklere zehir koyar mıyım? Bıçakları alıp saplar mıyım? İnsanlardan mikrop hastalık bulaşır mı? Çöplerdeki pislikler üzerime bulaşır mı? Unutkanlıktan ötürü aklımı yitirir miyim? vs. gibi daha birçok takıntılara şahit olmak mümkündür.
OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK(OKB) TANIMI NEDİR?
OBSESYON=Saçma olduğu bilinmesine karşın, istenmedik bir şekilde gelen, sıkıntı yaşatan düşünce, imge(hayal) ve dürtülere verilen isimdir.
Çeşitleri; kirlenme, agresif, cinsel, biriktirme, simetri, dinsel, somatik vs.
KOMPULSİYON= Obsesyonlara tepki olarak ortaya çıkan rahatlatıcı, tekrarlayıcı, zihinsel ve davranışsal tepkilerdir.
Çeşitleri; yıkama, kontrol etme, sayma, düzenleme/sıralama, biriktirme, tekrarlama vs.
KİRLENME KORKUSU:
Okb hastalarında en yaygın olan kaygı kirlenme korkusudur. Yaklaşık %60 hastada görülmektedir. Genellikle mikrop ve hastalık bulaşması şeklindedir. Hastalar umumi helalardan, çöp kutularından uzaklaşırlar.
Kirlenme korkusundaki bilişsel(düşünsel) sapmalar şöyledir;
1)Düşünce-eylem çakışması: Dükkanımdaki malzemelerin hepsi girip çıkan müşterilerden ötürü kirleniyor ve hepsini yıkasam iyi olacak
2)Şişkin sorumluluk: Hepsini yıkamazsam insanlar hastalanacak
3)Aşırı tehdit algısı: Hastalıklı biriyle tokalaştım hemen yıkamalıyım
4)Mükemmeliyetçilik: Esas olan bütün kirlerden kurtulmaktır
5)belirsizliğe katlanamama: Kir çok küçük olsa da insana zarar verebilir
GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR? CİNSİYET FARKI VAR MI?
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada %2.6, Kanada'da %2.9 olarak rapor edilmiştir. Okb kadın ve erkek arasında görülme sıklığı açısından benzerdir
KİMLERDE? NASIL BAŞLAR?
Başlangıç yaşı genellikle geç ergenlik ve erken yetişkin dönemidir. çoğunlukla stresli yaşam olayı sonrasında başlar. İşe girme, işten çıkarılma, hamilelik ve çocuk sahibi olmak vs.
NEDENLERİ NELERDİR?
Okb’nin ortaya çıkmasına neden olan faktörler psikolojik ve biyolojik olarak ikiye ayırmak mümkün olmakla belirgin bir nedeni yoktur. ayrıca okb belirtilerinde genetik geçişinde rol oynadığı gösterilmiştir.

HASTALIĞIN SEYRİ NASILDIR?
Hastalık zaman zaman alevlenmeler bazense kendiliğinden sönmeler şeklinde seyreder. Kişi sönme dönemlerinde hastalığı kendisinin yendiğini, üstesinden geldiğini düşünür. Takıntıları olan insanlar bunların anlamsız, saçma olduğunu bilir ama elimde değil düşünüyorum der ve bunları yatıştırmak için de eylemler gerçekleştirir. Bulaşma takıntıları için dikkat ederler, sürekli olarak temkinli davranırlar birinin yediğinden yemez, içtiğinden içmez, dokunduğu yere dokunmaz, dokunsa tekrarlayıcı yıkamaları olur, şüpheye düştüğünde kontrol etmeleri artar. Eylemler saatlerce bazen gün boyu devam eder ve evden çıkamazlar sosyal aktivitelerinden geri kalırlar. Evde çocuklarını eşini kollarlar ve aile yaşantıları da sıkıntıya düşer. Ayrıca temizlik malzemesi tüketimi artar ve aylık maliyet yükü artmış olur. Artan temizlik malzemesi kullanımına bağlı parasal harcamaların artışı eşler arasında krize dönüşebilir. Zamanla kişi evden çıkmamaya, bazen de kendini yatıştırmak için alkol kullanmaya başlar sonrasında alkole bağlı sorunlar gelişir. Yine bu hastalığa bağlı depresyon sıklıkla ortaya çıkan diğer bir ruhsal hastalık olarak görülebilir. Kişi, hayattan zevk almamaya hatta ölmek isteğine varan ruh haline kadar gidebilir.
AŞK NE ZAMAN TAKINTILI HALE GELİR?
İlişkide kötü giden durumlarda aşırı endişelenme, uzak mesafelerde olmaya artık katlanılamıyorsa, güven duymayla ilgili sorunlar başlamışsa, sürekli ilişkiye odaklanmış olup acaba biter mi? Sorun çıkar mı? Endişelerinden kendinizi alamıyorsanız, endişelendiğinizde sürekli arama isteği hatta arıyor ve aramalarınız sizi rahatlatmıyor ise, sürekli aklınızda o kişiyle ilgili meşguliyet varsa, onu düşünmekten yaptığınız işe kendinizi veremiyorsanız aşkınız takıntıya dönüşmüş olabilir.

OKB’NİN TEDAVİSİ NASILDIR?
Okb günlük yaşam kalitesini kısıtlayan, aile, iş ve sosyal yaşamda kayıplara neden olabilen bir hastalıktır. Hastalığın kronikleşme ihtimali vardır.
1)İlaç tedavisi: Özellikle ssrı adı verilen gruptaki ilaçlar oldukça etkilidirler. Tedavide diğer hastalıklara göre daha yüksek dozlar kullanılması gerektiği gibi daha uzun sürede(11-16hafta) etkili olmaktadırlar. Tedavi en az 2(iki)yıl sürdürülmelidir.
2)Bilişsel-davranışsal tedavi: Okb hastaları takıntılarından kaçarlar ya da kaçınarak başa çıkmaya çalışarak davranış değişikliklerine maruz kalırlar. Hastalara kaygı veren obsesyonlarının ortaya çıkmasını sağlayarak oluşan kompulsiyonları engellemeye çalışılması öğretilir(alıştırma tedavisi).
Not: Her insanda takıntı olabilir, takıntılarımızı kontrol altında tutabildiğimiz sürece sıkıntı değil, yok eğer takıntılarımız bizi kontrol altına almaya başlamış ise psikiyatrik destek alınması gerekir.