TGC Genel Kurulu hakkında

Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin Genel Kurulu’nu gerçekleştirdik.

22. meslek yılımda, son döneminde Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde danışman olarak sürdürdüğüm görevime yönetim kurulu üyesi olarak devam edeceğiz…

Genel kurulumuz çok renkli geçti, Ramazan ayı olmasına rağmen katılım çok çok iyiydi. Farklı listelerin olması bu açıdan önemli.

Seçimde oy üstünlüğünü sağlayan, gayretlerini takdir ettiğim ve yeni dönemde bizlerle birlikte yol alma kararı alan Yönetim Kurulu Başkanı Ersen Küçük ve ekibimize başarılar dilerim. 

Aday olarak genel kurulun yoğun katılımlı geçmesinde payı olan meslektaşımız Osman Şişko ve ekibine de teşekkür ederim. Genel kurula renk, heyecan kattılar.  

Cemiyetimizi geliştirmek ve kalkındırmak adına mesleki birlik üstünlüğü sağlamak adına azimle çalışmaya devam edeceğiz. 

Genel kurulumuza gelen, gelemeyen, arayan, soran, tebrik eden herkese gönülden teşekkür ederken yaşanan bazı tatsızlıkların da zaman içinde giderileceğine inancım tamdır. 

Mesleki birliktelik olmaz ise basının gücünden bahsetmek söz konusu olamaz…

xXx

Roma'dan Trabzon'a 

Benim bir işe yeni başlayacaklara en önemli tavsiyem şudur. Gidin işi en iyi yapan kişinin yanında veya işin en iyi yapıldığı yerde 3-5 ay hiç para almadan, hatta üzerine para vererek çalışın. Sonra o işe tam anlamıyla alındığınızda vazgeçilmez olmanız asla tesadüf olmayacaktır…

Perşembe günü önce Yunanistan'a oradan da İtalya'ya bir seyahat gerçekleştirdim. 

Bu seyahatimin Yunanistan bölümünü değil de Roma ayağında turizm ile ilgili gördüklerimi bir gün Youtube kanalımızda anlatacağım fakat, turizm adına birkaç şey yazmak isterim… 

Eğer işinizi güzel yaparsınız mesela Trabzon'da Beton Helva gibi, Erşan Yılmaz (Bordo Mavi Balık) gibi, Akçay Döner gibi, Kalkanoğlu Pilav gibi, Çardak gibi, Cemil Usta gibi turizmin sizi pas geçmesi imkansız… 

Roma'da ise marka çok önemli değil, her işletmenin önünde kuyruk var, her dondurmacının, her pizzacının her makarnacının…

Çünkü turizm izdihamı var daha kış sezonu yeni sona ermişken…

Çünkü sistem oturmuş, materyalleri sağlam, kafanızı nereye çevirseniz bir eser, bir anıt, bir heykel… 

Bize haram diye dayattıkları, aslında yapmanın değil tapmanın günah olduğu heykeller açık hava müzesi gibi…

Şehrin birçok noktasındaki çeşmeler de dikkatimizden kaçmadı. 

Hele Fiat 500 çılgınlığını görünce anından Trabzon ticaretinin en önemli isimlerinden olan Fiat Bayi Erol Tuna ile paylaşma heyecanı duydum.

Turistlerin bir çoğu Trabzon'da yeni faaliyete giren elektrikli e-scoterleri kullanıyor fakat ana yolların hiçbirinde bunlara rastlamadık. Özellikle Sayın Zorluoğlu'nun bu kısımla ilgilenmesi isterim. 

Meydanlarda Rus Lideri Putin'i protesto eden ‘Katil Putin savaşa son ver’ yazılı pankartların taşındığı, Ukrayna bayraklarının sırtlandığı çok sayıda eyleme şahit oldum. 

Meydanlarında birçok nokta da zırhlı araçlarla makineli tüfeklerle bekleyen askerleri görünce bizim meydandaki minik Doblo polis aracımızı eleştirenler geldi aklıma güldüm. 

Yine şirin polis araçları da Roma meydanlarını süslüyordu. Acaba dedim İçişleri Bakanlığımız Trabzon Meydan parkına da böyle şirin polis araçları koysa nasıl olur… 

Dileriz bu şirin tavsiyeyi Sayın Bakanımız Süleyman Soylu da gündemine alır ve geri çevirmez... 

Roma, devlet içinde devlet Vatikan, ilk tapınak Pantheon, dünyanın 7 harikasından biri seçilen Kolezyum ve şehrin en romantik bölgesi Aşk çeşmesi... 

İnsanlar çıldırmışcasına sabahın ilk saatlerinden itibaren bu eserleri görmek için adeta hücuma geçiyor. Sadece Vatikan'ın önünde 3000 kişilik kuyruk vardı, müzesinin ise ayrı kuyruğu... 

Turizmin takır takır, saat gibi işlediği, hiçbir olay veya karmaşaya rastlamadığımız, trafiği saat gibi akan, raylı sistemlerle şehri boğmayan fakat şehir altından toplu taşıma işini çözmüş olan, insanların nezaketlerinden asla ödün vermediği, esnafların sizlere yardım etmek yardımcı olmak için özel çaba sarf ettiği, kazancını etkileyecek bir durum olduğunda bunu net bir şekilde sizlere işittirebildiği bir şehir… 

Kendi vatandaşlarının alım gücüne göre çok çok uygun ve ucuz, bizim alım gücümüze göre 4-5 kat pahalı bir şehir…

Yazmak istesek sayfalar dolusu yazı yazılır ama amacım Roma'yı anlatmak değil.

Amacım Trabzon'da turizm yapacak kişilerin Roma gibi turizmin en önemli sistematik işlediği ülkelere gitmeden bu işlere girişmemeleri…

Bunu Trabzon için söylüyorum, Akdeniz ve Ege bölgelerinde bu işi gerçekten çok iyi yapanlar var. Trabzon’da da turizmin bazı alanlarında iyiler var ama yetmez….

Turizm ile ilgili özellikle TTSO yöneticileri sadece özel gezmeler, ziyaretler ayarlamak yerine sektör temsilcilerini öğretmek ve göstermek için bu tür bölgelere getirmesi gerekir. TÜRSAB'ın da çeşitli projelerle buna destek vermesi, turizm STK'larının bunda öncü olması gerekir. Bakanlıklarda bu tür faaliyetleri destekleyecek bütçe çok. Yeter ki Ankara'ya yakın olunsun… E zaten saydıklarımın çoğu da başkente yakın…

xXx

Yanlışa yanlış demek

Yanlış kardeşim yanlış…

İmamdan gençlik spora müdür, din hocasından bilgi işlem daire başkanı yapmak yanlış…

Milli Eğitim’de bir ilçe milli eğitim müdürünün atamasını tersine çevirenlerin Trabzon’daki bu skandal görevlendirmelere susması yanlış..

İlçe başkanının ricasıyla taciz davası süren bir memuru 40 bin öğrencinin arasına atamak yanlış…

Şehir hastanesinin zemini, yeri baştan aşağı her şeyi tartışılan bir yere yapılması yanlış…

Hafif Raylı Sistemi Kahramanmaraş Caddesi’ne dayamak yanlış…

Uzun Sokak’ta belli saatlerde de olsa yüksek tonajlı kamyonetlerin güzelim taşların üzerini çıkması yanlış…

Dolmuşların meydan köprü altında depolanması yanlış…

Millet kıt kanaat geçinirken memurun, müdürün 50 çeşitli yiyeceğin olduğu yemek masasını paylaşması da yanlış…

Milletin parasıyla yapılan en azından hastane otoparkının ücretli olması yanlış... 

Devletin malı olan marina bahçesinin bir kişinin sözüyle yasa dışı tel örgüyle çevrilmesi yanlış…

Denizi doldurmak yanlış, hele de çamurla doldurmak hepten yanlış. 

700 metre yolcu taşıyan dolmuşla 20 kilometre yolcu taşıyan dolmuş ücretinin aynı olması yanlış…

Belediyelere ait binaların hükümete yakın vakıflara peşkeş çekilip bir de içini yine belediye ve devlet kaynaklarıyla döşemek yanlış…

İl müdür yardımcısını, şube müdürünü, il müdürünün kendisi değil il başkan yardımcısının ataması da yanlış…

10 bin lira maaş alan bürokratın, memurun 1 senede evler arabalar alması, şirketler kurup kurumlara makamını kullanarak iş yapması yanlış…

Kapatıyorum deyip riskli dönemde akaryakıt satmayarak ajitasyon yapıp sular durulunca yeniden satışa başlamak yanlış. 

Hutbenin sadece Arap dilinde okunması yanlış, cami duvarlarına ve önlerine insanımızın yüzde 99’unun anlamadığı sadece Arap harfleriyle yazılar yazmak yanlış… 

Bu yok zamanda herkesin altına, yetmedi aile bireylerine, çoluğuna çocuğuna; makam aracı, şoför, koruma vermek yanlış…

Karadeniz bölgesi'nin turizmde eski abisi Trabzon’un Haziran sonrası Ankara uçuşlarını Rize’ye kaydıracak olması yanlış (resmi olmayan bilgi fakat Ankara - Trabzon bilet satışı kapalı) 

Trabzonspor’un şampiyonluğu bahane edilerek reklam bayraklarının asılması cadde ve sokakların TS logosundan büyük şirket ve şahıs isimleri ile doldurulması ve buna Trabzonspor yönetimi ile yerel yönetimlerin sessiz durması yanlış… 

Şehrin merkezi patates tarlasına dönmüşken hatır için milletin yaylalarına köylerine beton asfalt göndermek de yanlış…

İnanın ki herkesin aynı düşündüğü tüm yanlışları yazmaya bu satırlar yetmez…

Bugün yanlışa yanlış demezseniz ne kadar doğru biri olursanız olun yanlışlar içinde yalnızlaşmaya ve yanlışlarla yaşamaya mahkum olursunuz…

Doğruyu bulun.

SİYASETİN ÇULLANDIĞI GENÇLİĞE MESAJIM

Ey Türk Gençliği birinci vazifen doğruyu bulmaktır, doğruyu görmektir, doğru bildiğin yolda değil doğru olan yolu araştırıp bulup o yolda yürümektir…

Z kuşağı hamleleri adı altında atılan yemlere sakın kanmayın sakın…

Seçimde en güçlü sizsiniz… İyi okuyun…

Bir tarafı değil her tarafı, sadece Türkiye’yi değil dünyayı okuyun….

Bu ülke büyüklerden, sizlere; sizlerden de gelecek nesile kalacaktır..