Milletimizin başı sağ olsun, şehitlerimizin yakınlarına sabırlar diliyorum, yüce Allah’tan yaralılara da acil şifalar.

Maça gelirsek; Trabzonspor takımı özgür oyunu seven bir takım, kadrosu kalitesi bunu arz ediyor. Dün bunu istem bir kez daha görüldü. 

Takımda futbol hep hücum oyunu değildir, gerektiğinde defans gerektiğinde kontrollü oyun gerektiğinde de hücum oyununun yer aldığı bir oyundur. Birinden biri eksik olmaması gerekir. Bu faktörleri yok sayamazsınız, dün Bordo Mavililer futbolun mutfağı olan orta sahanın gereklerini adeta yok sayıp sıradanlaştırarak takımı oyun olarak topal ördeğe döndürdüler. ilk yarı oyun adeta defans forvet oyununa dönüştü. gol uzun toplarla aranmaya başladı. konuk ekibin bu istek işine geldi. uzun toplarda yalnız kalan Sörloth’u kıskaca alınca koca 45 dakika heba oldu diyebiliriz. Oyuna ve oyuncuya 2. yarı yapılan müdahalelerden sonra iki duran top iki gol getirdi. Gerisini biliyorsunuz. Şimdi diyebilirsiniz ki yendik ya kazanan haklıdır ya ben birincisine prim veririm ikincisine hiçbir zaman katılmamışımdır. 

“Büyük takım kötü oynadığında da kazanmalıdır” doğrudur buna eyvallah. 

 Ancak Trabzonspor’un çizdiği rota fırtınalarla dolu, limana varabilecek güce sahiptir, kalitesi de buna müsaittir. 

Ancak şu kara gömlekliler var ya hiç boş durmadılar durmayacaklar da. Dün gördük Abdulkadir Bitigen bana göre Trabzonspor’un iki net penaltısını vermedi. VAR hakemi Yankaya da ona uyup çağırma lütfunda bulunmadı. Bu Bitigen’i hatırlayın Trabzonspor’un hangi maçıydı hatırlamıyorum ama bir maçında VAR hakemi iken Trabzonspor’un bariz penaltısını orta hakemi aynen şöyle ikaz etti “verme verme” diyen sabıkalılardan sadece birisidir. 

Rakiplerle boğuşurken bir de bunlarla boğuşma zorundadır Trabzonspor!

Bilmem derdimi anlatabiliyor muyum?

Onun içindir ki taraftarlar da üzerlerine düşen görevi eksiksiz yerine getirme zorundadırlar. 

Dün akşamki gibi değil.

Bakın bu mücadeleye artık kalpler dayanmaz oldu.

Geçen hafta Beşiktaş maçında Trabzonspor’un yediği ikinci golde kalp krizinden ölen Düzköylü Ahmet Yetim kardeşime rahmetler diliyorum, sevenlerine geride bıraktığı bebelerine de sabırlar diliyorum. Yine dönelim maça 40 yıllık Trabzonsporlu diye yazdığım Guilherme son 2 maç yokları oynuyor. Nedendir bilmiyorum. Ben bu kadar yapabiliyorum gücüm bu diyorsa artık ısrar edilmemeli. Nedeni varsa giderilmeli. Bir de şu Mikel’in atılma hikayesine değinmek istiyorum. Kenar yönetim bu futbolcu sarı kartlı olduğu için oyunda kalmasına ısrar etmemeliydi. Fenerbahçe maçında bu eksikliği çekmeyebilirlerdi. Bu şampiyonluk yolunda bu gibi basit hatalara yer olmamalı artık. Sinekten yağ çıkmaz ama çıkartmak zorundadır, her Trabzonsporlu olduğu gibi kenar yönetimi de. 

Son pişmanlık fayda vermeyecektir bu bilinmelidir.

HOŞ GELDİN ABDÜLKADİR

Ve hoş geldin Abdülkadir kardeşim.

Özledik seni, umarım böyle bir felaket bir daha yaşamazsın. Oyunda kaldığıun sürece yine yaptın yapacağını. Kaneviçe işler gibi hareketlerinle o sene bu sene yolunda takıma güç katacağına inancım tamdır. Geçmiş olsun.