Oyunu tüm doksan dakikanın akışı olarak değil de devre devre inceleyip yorumlamak gerekir.

Özellikle ilk 2700 saniye içinde oynanan bir devre futbol zarfında becerip de bir tek Allah'ın kulu bir saniyeye bir pozisyon sığdıramadı. Bunun nesine futbol veya maç diyeceğiz!

Bu takımlardan biri şampiyonluğun adayı, diğeri şampiyonlara takoz koyan ekip olarak biliniyor.
Kaç şahit veya kompetan bilirkişi ile tutup bu iddiaları desteklettirebilirsiniz.

Futbol adına yorum yapmak için birkaç satır dahi karalamaya insanın gücü yetmiyor.

Neden derseniz; ortada ne futbol var, ne de futbolcu var.

Yazık doğrusu!..

Ya kulübelerdeki teknik adamlar ne iş yapar diye sorsak ayıp olur mu acaba?

Sahada ferden oynayabilen tek adam Colman, fakat onun da takıma bir katkısı yok.

Maçın ikinci yarısına gelince, acaba birinci yarıdan farkı ne?

Gol atmış olabilirsin, üç puanı da cebe indirmiş olabilirsin, peki futbol nerede, zevk nerede, heyecan nerede? İşte size Türk futbolu...

Üç puan arka cebe girince her bir hata unutuluyor.

Yeni transfer Olcan'a gelince...

Atılan golde yüzde yüz katkısı oldu. Trabzonspor'a faydalı olabileceğinin sinyallerini verdi. Çalışkan, üretmeye yakın, top ayağına yoldaş bir oyuncu.

Son olarak şunu hatırlatmak isterim: Üç puan güzel, Burak'tan gelen iki gol güzel, fakat bunların dışında güzel olan hiçbir şey yok.