Belediye başkan adaylarının sahada neler yaptığını görmek istedim.
Sadece en doğal hallerini aynen size aktarmak için..
Aldım elime telefonu..
Tek tek aramaya başladım..
Kimisinin danışmanı çıktı, not bıraktım!
"Mümkünse vatandaşla buluşmalarınıza katılmak isterim"
"Başkan adayınıza iletiniz.." diye de ekledim!
Bu randevu talebime en hızlı CHP'nin Ortahisar Belediye Başkan adayı Nazım Özcan yanıt verdi.
Özer abinin yol tarifiyle bulduk birbirimizi..
***

İlk önce bir bakkala girdik.
Nazım Özcan esnafa  kendini tanıtırken yanındakiler iki tane kart vizit bırakıyordu her tarafa..
Önce CHP'nin Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan adayı Volkan Canalioğlu'nun kısa özgeçmişli kartviziti diğeri ise Nazım Özcan'ınki..
***

"ANAPLI DEĞİL CHPLİYİM" DER GİBİ


Nazım Özcan'ın kartının ön yüzünde CHP'nin sloganı "Türkiye'nin birleştirici gücü" ve fotoğrafı var.
Hemen kartın arkasında hayatının kısaca özeti mevcut.
* 1965 Trabzon doğumlu
* 1989 yılından beri ticaretle iştigal etmekte
* 1989 yılında ANAP ile siyasete başladı. Gençlik Kolları Merkez İlçe, İl Başkanlığı, MKY üyeliği yaptı.
* 2002 yılında milletvekili adayı oldu
* 2009 yerel seçimlerde CHP'den Trabzon Bel. Kontenjan adayı olarak seçime girdi.
* 2009 yılından beri CHP üyesi
* Evli ve 3 çocuk babası
CHP vurgularını görünce aklımdan, "Sanırım parti içinde hala kendisini CHP'den görmeyenlere mesaj veriyor" diye geçti.
Neyse biz devam edelim..
 



Bakkal amca güzel hoş karşıladı.
Nazım Özcan da çakal siyasetçi kurnazlığı ve "yanımda gazeteci var" edasıyla, esnafın sözlerini yönlendirmeye kalkmadı.
Yada esnafa bir şeyler ima edip söylettirmeye de çalışmadı.
Ardından sokakta adım adım yürüdük.
Bir çay ocağının önüne geldik.
İçeri girmedi.
Göz teması kurdukları ile tokalaştı. Hal hatır sordu.
Aralarında siyasi bir konuşma geçmedi.
Ne o'nlar dert yandı ne de Nazım Özcan sordu.
Bu arada eski bir arkadaşını çay içerken gördü.
Tekel'de çalışanlardan olduğunu duyar gibi oldum.
Sanırım mecburen kurum değiştirmek zorunda kalanlardan.
"Allah yardımcınız olsun" dedi ve yoluna devam etti.
Ne fazla sarmaş dolaş olup bunalttı ne de fazla üstten bakıp, "Öff" dedirtti.


***
SARIGÜL'ÜN ADAY GÖSTERİLMESİ TRABZON'A OLUMLU YANSIDI

Ardından arabaya bindik ve Ortahisar'daki Lokantacılar Odası'nın önüne geldik. Bu arada hemen önünde güzel çay demlenen bir yere oturduk. Bu soluklanmayı fırsat bilip, genel  ve yerel bazı pasajlar almaya çalıştım.
    Mesela Mustafa Sarıgül'ün aday gösterilmesinin Trabzon yansıması nasıl oldu?
-Çok güzel oldu. Sayın Sarıgül'ün partisinde yer alanlar zaten yanımızdalar. Omuz omuzayız. Uyum içerisinde çalışıyoruz. Kesinlikle çok renkli ve güzel bir çalışma sürüyor.
Trabzon'da "Sarıgül'ü neden aday gösterdiniz?" gibi sorular gelmiyor mu?
- Geliyor. Sıkıntı yok.
Böyle söyleyince artık üstelemedim devam ettim.
    Vatandaşa söylemleriniz nasıl? Yani "o'nu yapmadılar" "bunu yapmadılar" "şunu yapamıyorlar bıraksın gitsinler" tarzında mı?
- Hayır. Vatandaşımız bizi dürtmedikçe yani, "Yeter artık şunu şunu niye konuşmuyorsunuz? Niye söylemiyorsunuz?" tarzında şeyler gelirse bizde gerekenleri söylüyoruz. Ama anında eleştiri modunda değiliz. Yada böyle başlamıyoruz.
    Nasıl yapıyorsunuz?
- Önce kendimi tanıtıyorum. Sonra neler yapabileceğimi. Ardından dinliyorum.
    Mesela vatandaş iktidarı nasıl eleştiriyor? Neyle karşılaşıyorsunuz?
- Örneğin bugün bir amca," Biz asgari 700 lira alırken o'nların oğullarının evlerinden milyonlar çıkıyor" dedi.
    Bu o 17 aralık operasyonu sanırım.. Ayakkabı kutusu meşhur oldu.
- Yani aslında ayakkabı kutusundan devamlı bahsediliyor ama burada en önemli şey para sayma makinesi. Sistemli olarak para dağıtıldı belliki..



BEKLEMEDİĞİM BİR YORUM YAPTI


    Bu arada bu konu ile ilgili şöyle de bir tespitini aktarıyor; "Yahu tabiki bazen bankacılar zimmetine para geçirebiliyor yada bankayı dolandırıp kaçabiliyor. Bu olağan şeyler. Ben buna takılmadım. Fakat Başbakan yanlış aldığı kararları burada da sürdürdü.  Alırsın banka müdürünü görevden yerini değiştirirsin neden bunu bu kadar büyüttü. Yanlış politika izledi."
İşte bu yorumu hiç beklemiyordum..
Daha sonra sandık değerlendirmesine geldik. Şu anda seçmenin durumu ne diye sordum..
- Şu anda iktidar partisine biat edenlerin oyu yüzde 20-30 arasında… Ama bir de bu partiden olmayıp oy verenler var onlar kararsızlar ve halen daha kime oy vereceklerini bilmiyorlar. Şu anda sokakta iktidar kararsızlar!

***

SIK SIK TELEFONU ÇALDI


Bu konuşmaların arından Lokantacılar odasına girdik.
Yine esnafla ilgili karamsar konuşmalar vardı.
Lokantacılar Odası Başkanı, geçmiş dönemle ilgili bazı eleştirilerde bulundu.
38 yıl boyunca başkanlık yapan önceki başkana sitem doluydu.
Hatta odayı kişisel anlamda kendisine borçlandırmış ve bu borcu tahsil etmenin peşine düşmüş..
Bende şaşkına döndüm diğerleri gibi..
Biz başkanın küçük bir odadaki makamında otururken, diğer meclis üyesi adayları ve partililer öteki odalarda koyu siyasi sohbetlere dalmışdı bile..
İçerden bazen uğultulu bir şekilde sesler geliyordu.
Nazım Özcan'ın sık sık telefonu çalıyor cevap veriyordu.
Esnaf odasında oldukları için Şoförler Odası Başkanının, "AKP'ye oyumuzu vereceğiz" sözlerini hatırlatıp bu doğru mu? dedim.
O odaya gidecekmisiniz ziyarete diye araya sıkıştırdım.
"Tabiki gideceğim. O söylem o'nu bağlar.  Şoförler odası başkanlık makamına saygımız vardır. Her oda başkanlığına olduğu gibi. Hepisinin yüzlerce üyesi var. Biz herkese hizmet için yola çıktık." diyerek cevap verdi.


***

SAKIN HA DÜZGÜN YAZ!


Kısa sohbetin ardından müsade istedim.
Başka bir programa yetişeceğimi söyledim.
"Hay hay" dedi..
Özer abi, "seninle merkezde bir köyümüze gideceğiz Leventim" dedi.
"Olsun abi" dememe kalmadı Başkan adayı Nazım Özcan güncel olan bir Fatih Altaylı esprisi patlattı;
 "Bak bak Levent! Sakın ha düzgün yaz, sonra başbakanı aratırım sana ayar çeker.."
Gülümsedim ve oradan ayrıldım.

***

BAZI TESPİTLER

* Vatandaşla diyalogta zorunlu kalmadıkça yolsuzluk gibi sert eleştiriler önceliği değil.
* Birinci önceliği yapabileceklerini ve yapmak istediklerini sıralamak. Verilen hizmette eksikleri konuşmak
* Sert uslüp tarz ve hareketlerden kaçınıyor.
* Olumlu bir bakış açısı ile yaklaşım sergiliyor
* Sorunları not aldığını görmedim. Ama cebinde iki tane kağıdı vardı.
* Heyecanlı ve umutlu
* Vatandaşın kendisine olan yaklaşımından memnun gözüküyor.
* Yorgunluktan olsa gerek bazı partilileri vatandaşla diyalogta Nazım Özcan kadar samimi içten bulmadım. Hatta pek bi dağınıktılar..
* Sadece dağıtılan kart vizitleri gördüm. Kartvizit dağıtımı pek hoşuma gitmedi. Broşür yada kentte düşündüğü proje ve yaşanan sıkıntıları anlatan açıklayıcı bir el kitapçığı görmedim.
*  Eski bir siyasetçi olduğu için hafif ukalalığı var. Fakat bu karşı tarafı rahatsız edici nitelikte değil.

ÖZCAN'IN SOKAK ANALİZİ

Nazım Özcan'ın bugüne kadar yaptığı çalışmalardan edindiği en belirgin analizi şöyle; "İnsanlar siyasetçiden, siyasetten bıkmışlar. Anlatıyorsun ama dinlemiyorlar. Zaten sıkıntı içindeler. Bu nedenle fazla siyasete gerek yok."

ÖZCAN'IN BİR ANISI..


Sokakta iki kişiden biri "yanındakine çaktırmadan" elimi sıktı. Desteğim sana dedi ve gitti. Ama yanındakine belli etmeden yani.. Belliki korkuyor vatandaş.. Fişlenmekten, ayrıştırılmaktan!
 
Dip not:

Trabzonspor yada şike anıtı veya şike süreci ile ilgili sorular bilerek sormadım! Zira bordo mavililer her anlamda yara aldıkları için "siyasetten bari ben biraz uzak tutayım" iç güdüsüyle hareket ettim. Zaten bu yazı türümü 'adayların seçim çalışmalarında verdikleri izlenimler' olarak seçtim.