Ülkemizde ve bütün dünyada tarım , insanların beslenmesi,istihdamı, ekonomiye katkısı ve ihracat potansiyeli açısından çok önemli potansiyeli olan stratejik bir sektördür.
Durum bu kadar önem arzettiği halde üretim yerine ithalatçı politikaların uygulandığı sadece buğdaya ödenen milyarlarca döviz gösteriyorki bu rakam ihraç edilen undan elde edilen rakamların çok üstünde olduğudur.
Buğday ekim alanlarının 2.5 milyon hektar azaldığı hazin ve ürkütücü bir tablo olup, bakliyat sektöründe ise durum daha vahim yaşanarak Dünyanın " GEN" merkezi ve en önemli ihraçatcı konumundan ithalat patlaması yapan bir konuma düşülmeside gidişatın vahametini göstermektedir.
Tüm sektörlerde aynı yıkım devam ederken hayvan beslenmesinde çok önemli yer tutan saman ithalatıda tarımın ne derece bir içinden çıkılmaz durumda olduğunun ayrı bir dramatik tarafıdır.
Bir zamanlar ülkemizden bakliyat ithal eden ülkeler artık bize bin bir minnetle bakliyat satmaktadır.Tütünde şeker pancarında ve daha bir çok tarımsal üründe dışarı bağımlı hale gelirken üreticinin tarımdan uzaklaşmasıda gıda ihtiyacının giderek pahalılaşması ve azalması insanları açlıkla.karşı karşıya kalma korkusuna sürüklemektedir.
Bu bağlamda tarım sektörü gittikçe küçülürken ülkemiz yeni tarım politikaları arayışınada yakın durmayarak sektörün idare edenlerde tarımla ilgisi olmayanların inisiyatifine bırakılmış durumdadır.
Pamukta ve yağ bitkilerinde yaşanan verim düşüklüğü sonucu ülkemiz bu konudada net ithalatçı pozisyonuna düşmüştür.Sektörde üretimsizlik artarken tüketim toplumu haline dönüştürülürken çok önemli tarımsal kazanç ve varlıklarımızıda kaybetmekteyiz.T
üm bunlara rağmen çiftçiye sus payı olarak bizzat toprağa verilen teşvikte çiftçinin daha iyi tarım yapmasına yaramadığı gibi alınan paralar sairnihtiyaçlar için kullanılmakta ve tarımsal üretime hiç bir faydası olmamaktadır.
Tüm bunların yanında üreticinin mazotu, gübreyi, ilacı ve yedek parçayı çok pahalı kullanması kar marjını azaltarak yeni bir üretim yılına çiftçi borçlu girmektedir.Yani yüksek maliyet,düşük verim ve yetersiz üretim döngüsünün kırılabilmesi için bir yatırım seferberliği zorunlu hale gelmiştir.
Ülkemizde uygulanan tarım politikalarının doğru hedef, uygun araç, yeterli finansman ve etkin tarımsal kamu yönetimi gerekleri yerine getirilmediği için başarısızlık ve dışa bağımlılık sürüp gidecektir.
Bu önemli hususlara ilave olarak sulama yatırımı tarımın en önemli sorunlarından birisi olmasına karşın maliyeti düşük verimli bir tarım modeli için, SU,TOPRAK VE İNSAN KAYNAĞI olduğu halde niçin yatırım yapılmadığınıda anlamak olası değildir.Bunların yanında bitkisel ve hayvansal üretim için en temel haraket noktası olan tohum, damızlık hayvan ve AR-GE yatırımları içinde bir eylemin olmaması ayrı bir çıkmaz olarak ciddi engel oluşturmaktadır.Tüm bu sorunları çözmek için tarımın stratejikliğinin sürdürülebilirliğini kesintiye uğratmamak için çok ciddi bütçe ayırmak gerekmektedir.
Tarımda kurtuluş stratejisi için;
- Tarım politikalaŕının yapısal sorunları çözücü, eksik yatırımların giderilerek yenilerinin devreye sokulması, maliyeti düşürüp verimliliği artırmak ve rekabet gücünü artırmak,
- Beşer yıllık dönemsel politikalar hazırlanarak ülke ve dünya ölçeğindeki gelişmelere göre uygun çözümler yaratmak,
- Destekleme sistemi ve gıda egemenliği yeniden yapılandırılmalı,
- Yeni bir toprak reformunun acilen hayata geçirilmesi,
- Küçük işletmeler arasında örgütlenmeyi sağlamak,
- İstihdam ve üretim ilişkisini geliştirmek,
- Sulama seferberliğinin ekonomik olarak başlatılması,
- Toprak ve su kaynaklarının korunarak biyolojik çeşitliliğin artırılması,
- Bilginin ve teknolojinin tarımda kuanılmasına özel önem verilmeli bu konuda kamu, özel sektör ve üniversitelerin iş birliği yapması,
- Tarım ve gıda işletmeleri modernize edilerek , kamusal denetim artırılıp iç ve dış paxar sorunlarının ortadan kaldırılması,
- Tarımsal girdi ve çıktı piyasalarındaki aksaklıklar üretici ve tüketici lehine yeniden düzenlenmeli,
- Tarımsal kamu örgütlenmesi dünya ölçeğindeki esaslara göre acilen yapılandırılmalı,
- Sağlıklı bol ve ucuz gıdanın tüketiciye hızlı bir şekilde ulaşmasını sağlayıcı örgütlenme ile yeni ve çağdaş bir pazarlamanın organize edilmesi,
- Kırsal kesimde saedece tarım değil tüm sektörlerde gelişme hızlandırılarak kırsalın geliri artırılmalı,Tarım nüfusu özellikle eğitilmeli ve nitelikli insan gücü yetiştirilerek işletmelerde çalışanların mesleki ve teknik özelliklerinin iyileştirilmesi.
Bu hususlar aciliyet gerektiren ulusal ihtiyaçlar olup, kesinlikle giderilmelidir yoksa sonuçları onarılmayacak kadar ağır olacak doymak bilmeyen azgın sömürücüler bize daha fazla zaman tanımayacaktır.