Yazıma geçen haftaki başlığımla başlamak istiyorum.

Un, şeker , yağ var.!

Diyeceğim bu takımda herbir oyuncu diğerinden daha kaliteli ve şampiyon kadrodan daha bir yetenekli oyuncu grubundan oluşmuş.

Ondandır ki dün akşama bakarak karamsarlığa gerek yokda eksiklerde epeyce çok.

Öncelikle savunma süzgeç gibi akıtıyor Victor ve Denswil 'in halleri ne öyle misafir gibiler.

Ömür'ü de onlara eklemeden geçmeyeceğim.

Bu çocuğun sıkıntısı nedir?

Paraysa aldı illa gideceğim diyorsa paşa gönlü bilir.

Kalemim böyle yaz diyor ama çok önemsediğim bu yeteneğin gitmesine gönlüm asla razı değil neyse devam edelim eksiklere.

Bir kere şu zamana ihtiyaç var yeni takım uyanlar uyamayanlar , yenileniyoruz , yapılanıyoruz bu sözleri ben Ersun döneminde tamı tamına 3 yıl duymuş acıklı  filmide izlemiştim.

Birde eleştiriye sırt dönenlere diyeceğim eleştiri doğru yolu bulmanın rotasıdır. Dahası başarının anahtarıdır alırsınız, almazsınız yeri gelmişken hiç kimse kimseden daha fazla Trabzonsporlu'da değildir. Şimdi teknik ekip temel prensipler dedikleri ve uygulatmak istedikleri oyun anlayışlarını gözden geçirip ellerindeki hamuru iyi yoğurarak nasıl verim alabilirizin hesaplarını çok iyi hesaplamalılar.

Bakın beyler zaman gittikçe daralıyor rakiplerimiz transfer şampiyonu bu işi en az hasarla halletmek gerek deyip tekrar maça dönersek takım yana geriye oynayarak atak hazırlığı yaparken kaptırılan toplar başa bela. Maxi Gomez sahiden iyi bir kumaş. Ama oda  diğerleri gibi yalnızları oynuyor. Umut Bozok ondan geri değil. Oyuna girip çift santrafora döndüklerinde neler yaptıklarını cümle alem gördü. Bakasetas'ın enfes pasından Umut Bozok'un attığı gol jeneriklikti.

Bakasetas'a da bir çift sözüm var helal sana kardeşim yüreğinle oynadın korkaklara tarih yazmaz dedin.

Formsuzluğundan ötürü seni ve nokta kürekle koymak isteyenlere dimdik ayakta görevimin başındayım dedirttin.

Son sözüm teknik heyeti ve  oyuna müdahaleleri çok doğruydu tamamda eyvallah da sormazlar mı adama oyuna başlarken nerelerdeydiniz?