Baştan belirtelim. Bu kadar uçuk bir ilk 11 beklemiyorduk. İzleyen herkese sürpriz oldu.

Açıkçası ilk maçta orta alanda bizce doğru üçlünün yaptığı işleri düşününce beklentimiz böyleydi. Şaşırdık.

Zaten beklentileri minimize etmiş halde Avni Aker'e çıkmıştı Trabzonspor. Başlamadan bitti desek hata yapmış olmayız...

Hami hocanın dik oynama isteği hepimizin kabul ettiği bir durum ve elbette yakışandır.

Ancak bu kadro yapınızla dik oynama isteğiniz maceracı ya da çok riskli işler yapan teknik adam etiketi de yemenize sebep olabilir. 

Hatalı tercihler 
Radikal önlemlerini sonuna kadar desteklediğimiz yeni teknik adamın "kazanmak ya da kaybetmemek" konusunda da baştan tedbiri elden bırakmaması eleştirileri göğüslemesine yardımcı olabilir.

Malouda'nın her koşulda sahada olması fikri; Mustafa hoca gibi Hami hocanın da uygulamaya soktuğu bir plan...

Ve iki teknik adamın da ortak sorun ve takıntısı olacak gibi!

Oysa bu karşılaşma için "sonradan ve o da belki" tercih edilmesi gerekiyordu. Colman, Bourceanu, Zokora ve Özer'le yakalanmış bir buçuk doğruda neden ısrar edilmedi anlamış değiliz! 
Şubatı görmek önemli 
En azından ligde bu hataya düşülmemesi, yakalanan bu tip ikili, üçlü, dörtlülere sadık kalınması düşünülmeli.

Trabzonspor bu yıl kapasitesinin çok çok üzerinde güzel işler yaptı. Mustafa Reşit Akçay, Trabzonspor'u önce gruplara taşıdı. Akabinde ise gruplardan namağlup çıkardı.

Juventus gibi bir dünya deviyle eşleşmek talihsizlik olsa da böyle bir rakiple şubat ayında oynuyor olmak önemliydi.

Tarih oynadığımızı yazacak.

Trabzonspor, artık sürekli Avrupa'da olmak zorunda, mecburiyetinde.

Ne varsa orada var çünkü!