Tarım herkesin sorumluluğunda olan ve son süreçte stratejik olarak ilk sıralara yerleşen ciddi bir sektördür.

Hem yerel, hem bölgesel ve ulusal ölçekte Üretici ve tüketici kesimiyle iç içe geçmiş olması besin zincirini oluştururken pazarlama ve sağlıklı gıda temini de çok önem taşımaktadır.

Gıda zinciri tüm dünya insanlığını ilgilendirdiği için artık pazarlamada sınırlarda kalkarak dünya bu anlamda küçülmüştür.

Ancak tüm ülkeler bu anlamda  mevcut varlıklarını limitine kadar kullanarak insanlarının karnını doyurmak ön plana çıkarken ülkelerde en küçük birimlerine kadar gelir elde ederek bu döngünün aksamaması için azami gayret sarfetmektedirler.

Bunun için karayolu, denizyolu, limanlar , havayolları ve tren yolları kesintisiz nakliye sektörüne hizmet vermektedir.

Buradan çağrışımla Trabzon limanı rehabilite edileli tam 67 yıl olmasına rağmen bir türlü kendi alanında dominant bir konuma gelememiş ve gittikçe de işlevsizleşmiştir.

Rusya, Gürcistan ve diğer ülkelere yoğun taşımacılık yaparken bu gün geri planda kalmıştır.Genelde ihraç edilen Yaş ve sebze miktarların da 2005-2011 yılları itibariyle sürekli bir artış olduğu gözlenmektedir.

Özellikle ihraç ürünlerinin içerisinde turunçgiller, domates ve soğan gibi ürünler ön plana çıkmış olmasına rağmen maalesef bu ürünlerden özellikle sebzelerden trabzonda üretilene rastlamak mümkün değildir.

Yani eskiden Giresun, Rize,Artvin , Gümüşhane ve Erzurumun sebze ihtiyacı Trabzondan karşılanırken gelin tarımsal hezimet ve toprağın üretime küstürülmeside ayrı bir travmadır.

İhracatta daha detaylı çalışmalar(Rusya, Gürcistan) yapılsaydı ihraç edilen ürün miktarların da artış olacak ve ihraç edilen ülke sayısında da artış olacaktı.

Halbuki Trabzonda diğer sektörlerde duğu gibi liman gereği gibi kullanılmamış ihracatçı ve taşıyıcı firmalara yeterli imkanlar sağlanmadığından limanın işlevselliği önemli ölçüde azalarak uluslararası varlığı da gittikçe azalmıştır.1999 yılında 38277768 doar, 2004 yılında 65.514.020 dolar ihracatın gerçekleştirildiği liman artık bu gelir kaynağını Samsun iline kaptırmışım.

Geçmiş yıllardaki kapasitesi devam etseydi bugün tahminlere göre limanın Trabzonun GSMH'sına bir milyar dolar katkı sağlayacağı öngörülmektedir.

Trabzon sadece ihracat imkanını değil her gün diğer bölgelerden limana yük taşıyan devasa filosu, İstihdamı , İlin ticari sirkülasyonunu,İle gelen insan sayısını ve bu insanların konaklama yeme içme ve alışverişleri dahil bir çok imkanı bu vesile ile kaybederek GSMH artışınıda elinde tutmayı başaramamıştır.

Samsun limanı hayatta elde edemeyeceği bir imkana kavuşurken işsizliği ve buna bağlı bir çok olayın ilde sıkıntı yaratması kimseyi rahatsız etmemektedir.

Trabzon'un gittikçe kapılarının kapanması ve kendi içinde sıkışmasının bir çıkışı bulunmazsa ileride daha bir çok varlığımızı kaybedebiliriz.

Trabzon ticari kimliği ve misyonu eski bir ildir bu birikim  ve kültür artık kullanılmalıdır.

Yoksa bu gidişle trabzonun geleceği planlanıp belirlenemez.

Onun için siyasiler başta olmak üzere toplumsal tüm bileşenler seferberlik Ruhu ile bir araya gelerek Trabzonun geleceği projelendirilerek yeniden bir ANADOLU KENTİ YARATILMALIDIR.

Bu husus için İlimizin tüm imkanları ve rezerv varlıkları harekete geçirilirse başkada bir eyleme gerek kalmaz.

Yoksa lojistik bölgede olduğu gibi her şey elimizden çıkmaya devam eder .

TRABZON BUNLARI HAKETMEMEKTEDİR.