Kaşüstü’ne yapılan hastane ile ilgili olarak geçmişte bir dizi yazı yazmış, yeni yapılan hastane için yazılarımda planlamanın yanlışlığına dikkat çekmeye çalışmıştım.  Bu yazılardan sonra gelen sayısızca olumlu geri bildirimden sonra gerek hastane çalışanlarından gerek vatandaşlardan birçok konuda şikâyet gelmekte ve şikâyet ettikleri konulara da yazılarımda yer vermemi istenmektedirler. Ancak bir konu var ki çok önemli, yazmadan geçmek mümkün değil. Doğal olarak planlama yanlış olunca domino etkisiyle bağlı problemler de giderek artıyor ve artmaya devam edecektir.

Gelelim konuya: Acil hastalar ve 112 Acil Sağlık Hizmetleri.

Konu birçok açıdan çok hassas. Kısaca anlatmaya çalışacağım. Söz konusu olan hassasiyet acil olan hastalar ve aldıkları hizmetlerin ne kadar dolaylı oluşundan ve ayrıca 112 hizmetlerinin ne kadar amacı dışında yanlış kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Gelen bilgiler eski Numune Hastanesi Acil polikliniğine müracaat eden acil hastaların muayenelerinin ardından ileri tetkik gerektiğinde Kaşüstü’nde yapılan yeni hastaneye gönderildikleri yönünde. Tabii ki bu iş için 112 den ambulans çağırılmakta ve taşıma işlemi bu şekilde gerçekleşmektedir. Eee bunda ne var diyeceksiniz. Var olan şey hasta acil ve uzun dakikalar boyunca uzun yollar kat ederek sadece tetkik yaptırmak için ve birçok risk de tabii ki beraberinde taşıması. Örneğin hastaya MR gerekli, çağır 112’yi. Hastaya tomografi gerekli çağır 112’yi. Hastanın durumuna göre ilgili branş hekimi Numune Hastanesinde yoksa Kaşüstü’ne yolculuk başlayacak demektir, çünkü konsültasyon gerekli, çağır 112’yi Kaşüstü’ne gitsin, hastayı beklesin ve alsın geri gelsin. Bu işlemler eskiden hastane içinde yapılıyordu, ne oldu şimdi.

Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz, bu şekilde yüzlerce, binlerce hasta yolda izde perişan oluyor. Taşıma su ile değirmen döner mi? Diğer açıdan 112 hizmetleri  bundan nasıl etkileniyor bilen var mı?. Sağlıkta yeni yapılanma ile 112 Acil Hizmetlerde çalışan doktor sayısı çok az. Genellikle günde sadece bir tane 112 ekibinde doktor var diğer ekiplerde yok. Bu taşıma işlemi de yolda herhangi bir problem olur diye doktorlu 112 ekibi ile yürütülüyor. Peki bu sırada gerçekten acil ve hekime ihtiyaç duyulan bir hasta çıkarsa ne olacak?” Allah korusun” demekten başka çare var mı? Bu uygulama bana 1980 li yılları hatırlattı. Çünkü o yıllarda hastanelerde tomografi cihazı yoktu ve özel sektöre hastalar taşınarak bu şekilde ihtiyaç gideriliyordu. İlimiz adına sağlık hizmetlerinde çağ atladığımızdan bahsedenlere ithaf olunur.

Dönelim başa; siz tam teşekküllü bir hastaneyi bir takım bilimsellikten uzak gerekçelerle bozun, sonuç olarak hastalar perişan, çalışan perişanlar, 112 perişan.  Gebeler hastaneye ulaşamadan yolda doğum yapmakta, çocuk hastalar ve yaşlı hastalar perişan. Buna çağdaş hizmet diyenler bence dönüp gelişmiş ülkelerde bu işler nasıl oluyor diye defalarca bakmalı ve planladıklarının sonuçlarını bir daha değerlendirmelidir.

Gerçi gelen duyumlar bizim başından beri planlamanın yanlışlığı konusunda ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koyuyor. Zira hastanenin bazı bölümlerinin eski binaya taşınması an meselesi. Bize düşen bundan sonra da ilimiz adına doğruları söylemeye devam etmektir. Sabırla, seviyeli bir üslupla.

Saygılarımla.