Son yaşadığımız olaylar her şeyin aslında göründüğü gibi ya da söylendiği gibi olmadığını ortaya koyuyor.

Üyesi olmaya çalıştığımız AB’nin ve yıllardan beri sözde dost, müttefik ABD’nin aslında bize karşı dostane bir tavırda olmadıkları her gecen gün daha net anlaşılıyor.

Almanya Meclisi bu hafta 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımayı öngören yasa tasarısını oylayacak.

İktidar ve muhalefetteki partilerin çoğunun aynı görüşte olması nedeniyle tasarının onaylanmasına şimdiden kesin gözüyle bakılıyor.

Diğer yanda ise sözde müttefikimiz ABD’nin YPG terör örgütüne alenen verdiği bir destek var.

Bu olaylardan sonra ne olur bilinmez ama elbette hiç bir şey eskisi gibi olmaz. Kimin söylediği hep tartışılmış bir söz vardır; doğrudur, yanlıştır, tartışılır. "Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur." deyimi bazılarına göre boş ve anlamsız bir söz olabilir ama "Herkes bizim dostumuzdur, kimseyle bir sorunumuz yok" sözü daha anlamsız ve tehlikeli bir sözdür.

"Milletlerin dostları ve düşmanları olmaz, çıkar ilişkileri olur." sözü daha gerçekçidir. Çünkü bugün AB ve ABD’nin uyguladığı politika budur. Cengiz Çandar bir konuşmasında geçmişte şahit olduğu bir olayı şöyle anlatıyor. “ABD dış işlerinde refah-yol hükümetinin düşürülmesi konusu görüşülürken kendisinin o an orada olduğunu söyleyerek onlara; Refah-yol hükümeti sizlere ne yaptı, sizlere ne gibi bir kötülüğü dokundu da Refah-yol hükümetini düşürmek istiyorsunuz dedim” diyor. “Hatta İsrail’le anlaşmalar yaptılar dedim.” Sizlerle hiçbir konuda ters düşmediklerini söylediğim de vermiş oldukları cevabın şu olduğunu söylüyor, Çandar: ABD yetkilileri Refah-yol hükümetini ön görülmez olduğundan düşürülmesi gerekir, dedi.

Cevap çok enteresandır.

Yani bu cevaptan şunu anlıyoruz ki ABD için on yıl, yirmi yıl, hatta elli yıl sonra da olsa onların her dediğine “evet” diyecek hükümetler olmalı. Onların tüm çıkarlarına “evet” diyecek iktidarlar olmalı. Kendi ülkenizden daha çok onların çıkarlarına hizmet ederseniz ABD’nin dostu ve müttefiki olursunuz. Yoksa üç beş çapulcuya, YPG’ye sizi tercih ederler.

PKK terör örgütüne ve diğer terör örgütlerine de destek verirler. Bugün ABD’nin yaptığı da budur. Ülkemizde oynanmak istenen oyunun ve Cumhurbaşkanımızın istenilmemesinin nedeni de budur. Buradan şunu anlıyoruz ki ABD için dost müttefik yoktur.

Ya kullandıkları devletler vardır ya düşman oldukları devletler vardır. Aslında terör örgütü YPG'ye açıktan destek veren ABD'nin bu konuda net bir karar vermesi gerekir. ABD'nin çok açık vereceği bir karar var. Ya Türkiye gibi uzun yıllardır NATO kapsamında müttefik olduğu bir ülkeyle ittifakını sürdürecek, ya da Türkiye'ye karşı olduğu bilinen terör örgütleriyle yeni ittifaklar geliştirecek? Muhalefetin görevi iktidarı eleştirmektir. Ama milli konularda iktidarıyla, muhalefetiyle bir araya gelip tek vücut olunmalı kişisel düşünülmemeli. Başka bir Türkiye’miz yok.