Her ne kadar futbol yazmıyorsam da futbolu takip etmiyor,  futbolla ilgilenmiyor değilim. Yerelde bu alanda yazı yazan çok değerli yazarlarımız olduğundan şimdiye kadar yazmadım. Adına baktığınızda kulağa çok hoş gelen bir spordur futbol.  Bazıları için hayata keyif verir, hafta sonlarını anlamlı kılar. Ama maalesef bizim ülkemizde futbol hiçbir zaman spor olmadı. Bizde futbol; rant kapısı, ahlaksızlık, şike, makam, çıkar, menfaat, adamdan sayılma, ülkeyi karıştırmak ve bir toplumu spor adı altında terbiye etmek için kullanıldı daha çok.  5 Mayıs 1996’da başlayarak 3 Temmuz 2011’de ayyuka çıkan ve günümüzde de devam eden şike, adaletsiz futbol anlayışı Trabzon ve Trabzonspor’un maruz kaldığı haksızlıklar zinciridir. Sanki şunu duyar gibiyim: “Ya kardeşim! Sen de ne çok büyüttün, sonuçta bir spor değil mi, ne olacak? Sonuçta biri kazanacak, biri kaybedecek. Bu kadar büyütmenin ne anlamı var.”  

Elbette böyle bir düşünce de olacaktır.

Bu yanlıştır, demiyorum. Hatta doğrudur da diyorum. Çünkü bu ülkede huzur olsun, kardeşlik olsun, vatan bölünmesin diye canını seve seve veren; şehit olan askerlerimiz, polislerimiz varken futbolun bu kadar konuşulması gündemde olması elbette doğru değil hatta çok da manidar. Ülkeyi futbol adı altında karıştırmak, terörize etmek isteyenler şehit olan askerlerimizden, polislerimizden daha çok konuşuluyorsa, yazılıp çiziliyorsa o zaman burada bir algı yönetimi bir gündem değiştirme ya da terörle sonuca gidemeyenlerin futbolun en çok sevilen illerinden biri olan ve o ilin ismiyle özdeşleşmiş Trabzon’da futbol terörü oluşturma amaçları vardır.

Bu çok tehlikeli bir durumdur. Bu ülkede futbolu yönettiğini iddia edenler Galatasaray-Trabzonspor maçında hiç bir şey olmamış gibi, sanki maçı katleden bir hakem yönetimi yokmuş gibi utanmadan, sıkılmadan çıkıp konuşabiliyorlar. Oysaki böyle bir durumda şerefli insanların yapması gereken en doğru ve kesin çözüm istifa etmektir.  Bakın beyler! Adaletin bittiği yerde kargaşa başlar. Adaletin bittiği yerde herkes kendi adaletini tesis eder. Adaletin bittiği yerde hukuk kalmaz. Zaten ülkemiz otuz yıldır terör belasıyla boğuşurken ülkeyi terörize etmeye, bir ili futbolla terbiye etmeye ne kimsenin hakkı vardır ne de haddinedir. Bu saatten sonra ben ve benim gibiler yaşanan bu olaylara artık futbol gözüyle bakmıyor. Çünkü her gün Trabzon şöyle, Trabzon böyle… Spor dahi olsa hakkını alamayan bir il, ne yatırım alabilir ne de ciddiye alınır.  Şehzadeler şehri olan bir ili kimsenin başkalarına figüran olarak kullandırmaya hakkı yoktur.

Bir an önce etkililer, yetkililer, TFF ve onun yavrusu MHK istifa ettirilmelidir. Hiçbir kurum ülkenin çimentosu olan Trabzon ilinden ne daha değerlidir ne de saygındır.  Eğer bu kurumlar istifa etmiyorlarsa Trabzon ilini spor adı altına kimsenin rencide ettirmeye, ahlaksızlara, onursuzlara yedirtmeye hakkı yoktur. Trabzonspor ligden çekilmelidir. Bu olmuyorsa Trabzonspor’un ismi değişmelidir. Çünkü bir Trabzonlu olarak futbol da olsa bu kadar hakkı yenen zavallı durumuna düşürülen sahipsiz bir takımın Trabzon’la anılması acı vericidir. Top sizde beyler gereğini yapın artık.  
Mehmet ÖZTÜRK