AVCI KENDİNE HAK GÖRÜYOR

Dün geceki maçtan sonra, basın toplantısında Abdullah Avcı’ya şu soruyu sordum..

“Rakibin guruptan çıkmayı garantilemiş olması, sizin bu geceki oyun taktiğinizin sahaya yansımasında bir kolaylığı olmuş mudur..”

Avcı, bu soruyu zaman tünelinde kalmış anlamında cevapladı.

Oysa rakip tam anlamı ile rehavet içindeydi..

Rehavet de kötü bir şey değil. Futbolun genel hastalığı, teknik adamların da çözüm bulamadığı bir mesele.

Avcı, geçen sezon şampiyonluğu garantilediğimiz maçlardan sonra kaybedilen puanları, rehavete bağlamıştı.

Kayseri ve Başakşehir mağlubiyetleri buna örnek.

O zamanda, galibiyete; pirim

O zamanda, galibiyet; TFF pirimi

O zamanda galibiyet; 3 puan vardı.

Ama takımın rehaveti, bunları engelledi.

Dün gece de rakibin rehaveti, Trabzonspor’un işine geldi.

Milattan önce de(!) milattan sonra da(!) futbolda rehavet, her takım için handikap, her takım için fırsattır be hocam.

TRABZON BÖYLE BİR SEÇİME ZORLANAMAZ!

Trabzon ile Trabzonspor birleşik kaplar gibidir.

Birbirinden güç toplar.

Bu ikilemde bana göre,Trabzonspor bir adım öndedir.

Trabzon’u Trabzon yapan Trabzonspor’dur.

Çıkarın Trabzonspor’u; Trabzon’un Denizli, Afyon, Uşak, Erzurum’dan farkı kalmaz.

Geçen sezon şampiyonluk kutlamalarını 2 milyar kişi izledi.

d6636fb7-7fb4-4454-91e5-0f69c63d7069

Trabzon’un böyle potansiyelli reklamını kimse yapamazdı.

Trabzon gözümüz.

Trabzonspor gözbebeğimizdir.

O nedenle tesisler ile hava limanı ikileminde bir tercihe sıkıştırılamaz.

Tesislerimiz de gerekli. Pist te.

Çözüm; yaparsın tesisi, sonra pisti.

ŞEHRİ BÖYLE BİR SEÇİME ZORLAMA NAZİ KAFASIDIR

Şehri böyle bir seçime zorlamak Nazi kafasıdır.

Evet.

Bu kadar ağır bir tespit yapıyorum.

Trabzonspor tesisleri mi?

Havaalanı ikinci pisti mi..?

Şehri bu ikilemde bırakmak. Birini seç demek tam bir Nazi kafasıdır.

Niye mi.?

d4b8c90d-69ff-47ae-a415-fbdd6169bdf7

Yıllar önce izlediğim bir filimin hala etkisindeyim.

Zaman zaman da tekraren izlerim.

Filmin adı;

Sophie’nin seçimi.

Konusu;

Nazi Almanya’sında

SS’ler bir Yahudi kadını, toplama kampına yollayacak. Biri  kız biri erkek iki çocuğu vardır. Çocukların aralarında da birer yaş fark var. Annelerine de ihtiyacı olan çocuklar. SS subayı, kadına çocuklarından biri yanına almasına izin verir. Diğeri bizle kalacak der.. Ve kadın bir seçim yapmak zorundadır.

Filim, bu konu etrafında sürer.

Şimdi Trabzon da böyle bir seçime zorlanıyor.

Oysa;

İkisi de hayati.

İkisi de şehrin ihtiyacı

İkisi de şehir için elzem.

O zaman çözüm basit.

Trabzonspor’a tesisini yaparsın.

2 inci pisti de inşa edersin.

Birisinden birisine şehir tercih yapmaya zorlanmaz.

AĞAOĞLU’NUN RESTİ

Tesislerin istimlaki ile ilgili olarak Ahmet Ağaoğlu’nun çıkışı da yerinde, çıkış sonrası aldığı pozisyonda.

Ağaoğlu, toplumu uyandırmış, uyanık olmaya zorlamış, siyasi iradeyi de kendine getirmiştir. Trabzonspor hassasiyetini, siyasi iradeye iliklerine kadar hissettirmiştir.

indir-6

O nedenle radikal çıkışı ile Ağaoğlu doğru olanı yapmıştır.

ZAYTUNG

Avcı “Şampiyonlar ligi olmadı, UEFA var. O olmadı konferans ligi var. Sonunda Edirne’den öteye da..”