Trabzon’un sorunları var beyler.

Bırakın sevda-gönül işini, bırakın Mart’ın sonundaki baharı. Biraz gerçekçi olalım.

Ne sevda kaldı ne bahar…

Millet boğuluyor, boğuluyor…

Trabzon’un sorunları var beyler, vaatlerinizin içini doldurun, bu milleti ve milletin gerçek sorunlarını ciddiye alın.

İki sarılmak ile olmaz bu işler, toprakla asfaltla olmaz bu işler.

Daha önemli şeyler var.

Birçok kesimin psikolojisi bozuk.

Trabzon halkı mutsuz, neşesiz, renksiz, gergin.

Trafikte hareket edemiyor.

Hala duman kokusu soluyor, hala ara sokaklarda patates tarlası gibi yollar.

Faturalar almış başını gitmiş, zam yapmaya utanır hale gelenler milletin ekmeğinden kısmaya başlamış, ateş bacayı sarmış.

Çıkın bir meydana izleyin insanların yüzlerini, kaçı gülüyor.

Bir tane eğlence, dinlence alanımız yok doğru dürüst...

807 bin kişilik şehrin iki tane doğru dürüst piknik alanı yok, bir tane eğlence merkezi yok.

Efendim turist eğlenemiyormuş, kalma süresi uzatılmalıymış.

Bırakın turisti kardeşim, bu şehrin yaşayanını önce mutlu edin,

İş-kur önündeki manzarayı gördünüz. Hanginiz bununla ilgili iki kelam edebiliyorsunuz.

işsizlik almış başını gitmiş.

Trabzon’un milletvekilleri, siyasi partilerin il başkanları, ilçelerin büyükşehrin belediye başkan adayları.

Trabzon’un sorunları var, sıkıntıları var.

Öyle sizi nezaketen kucaklıyorlar ama, evde yangın var.

Herkes batakta, işler geçen seneye oranla yüzde 80 düşmüş.

Çok sayıda firma insanları 10’ar 10’a kapıya koyuyor.

İcra dosyaları almış başını gitmiş, çekler patlıyor, senetler patlıyor.

Bazılarınıza bakıyorum hala kahkahalar atıyor, millet kan ağlarken çok mutlu pozlar verebiliyor.

İzlediniz mi 61saat.com’daki pazar röportajını.

Ne diyor pazarcı artık 1 tane pırasa alıyor vatandaş. Artık iki tane domates alabiliyor.

Artık 1 tane marul alamaz oldu.

Bırakın boş boş gezip, boş vaatlerle yarım elma gönül alma işlerini.

Şehri pislik getiriyor.

Havayolu ile şehre inen birinin izlediği manzarayı canlandırın gözünüzde.

5 yıldır becerip kaldıramadığınız çimento enkazı, kir pas içinde büyük sanayi sitesi.

En güzel manzara Bostancı ve Bahçecik Mezarlığı!

Şehrin yaşayanları güç bela iki istihdamı da kaybetmemek için mücadele verirken, MA plakalı misafir lüks araçlar hiç gözünüze çarpıyor mu? Bizim binemediğimiz yüzbinlerce liralık araçlara zor durumdalar deyip şehrimizde misafir ettiğimiz göçmen vatandaşlar biniyor.

Bugün Güney Çevre Yolu’nu vaat etmekten korkanlar da haklılar! çünkü becerip Kanuni Bulvarını bitirecek ödeneği Ankara’dan Trabzon’a çıkaramıyorlar.

Şehrin merkezine bakın, toplu taşıma araçlarına bakın, sırf oy uğruna buna bile müdahale edemeyerek Trabzon’un aynası olan merkezini köy görünümünden çıkaramadık.

Yapamadık, beceremedik, atalarımızın Osmanlı döneminde döşediği demiryollarını biz milenyum çağında şehrimize getiremedik.

Beşikdüzü’ne israfın daniskası ve kullanılamayan milyonlarca liralık teleferiğin yapılmasına göz yumarken, bölgenin abisi dediğimiz Trabzon merkeze bir teleferiği kazandıramadık.

Çömlekçi’de kentsel dönüşümü beceremedik, yıllardır bu kirli görüntüyü temizleyemedik.

Trabzon’da işler yolunda değil beyler.

Şehrin ahlakı bozuldu ahlakı.

Her gün bir cinsel istismar  haberi geliyor, en baba dediğimiz mahallelerden.

Yakışmıyor beyler yakışmıyor. Trabzon bu değil. Bu olmamalı.

İktidar için en büyük şans muhalefet, muhalefet için tek çıkar yolu iktidar.

Böyle giriyoruz seçime, muhalefet iktidarı suçlayacak yapamadıkları ile, iktidar muhalefeti suçlayacak başarısızlığı ile vuracak.

Millet de galeyana gelip tercih yapacak.

Oylar verilecek, gelen enkaz edebiyatı yapacak, giden miras bıraktım diyecek, kazanamayan ne haliniz varsa görün diyecek.

Alıştık artık aynı sazın tellerinden gelen aynı sese,

Artık yeni sesler lazım bu şehre…

Çıkın kalıplarınızdan ve gerçeklerle yüzleşin yarın çok geç olmadan.


ADAYLARA ÇAĞRIMDIR

Şu sıralar belediye meclis üyelikleri için herkes birbirinin kuyusunu kazıyor, kirli pazarlık sesleri geliyor parti binalarındaki odalardan.

Gerek Ortahisar gerekse diğer ilçelerin belediye meclis üyelerini belirleyecek kişilere sesleniyorum.

Elinizi vicdanınıza koyun, Allah için mecliste gerçekten bu şehre bir şeyler kazandıracak, beyin fırtınası yapacak insanları meclise sunun.

Yaşlı, fosil, kodaman, üretmekten, düşünmekten yoksun sırf oy getirecek diye yıllardır meclis koltuklarını boş boş işgal eden insanları artık eleyin.

Bırakın dengeleri, bırakın yengeleri, bırakın kontenjanları…

Bu şehrin geleceğini yansıtan meclisler oluşsun 40 yaşın altında nesiller olsun yeni çağa ayak uyduracak isimler olsun meclislerde.

Bilgi-teknoloji çağından bir haber olan bilgisayarın, sosyal medyanın, internetin varlığından bir haber amcalarımızı artık evlerine yollayın.

Bu şehrin gelecekte bir 5 yılını daha ziyan etmeyin.