Geçmişte kalan, iki maç sonrası tamamdır dedim çalışma arkadaşlarıma… Şu hazan mevsiminde çiçekler solmayacak hatta açacak dedim.

Neden bu kötü takımların arasında sıyrılmasın Trabzonspor dedim. Bunu kendi başıma demedim tabi. Bu takım, bu hoca dedirtti bana. Bu şehirdeki kıpırtı dedirtti bana. Çok daha önemlisi bu ulvi taraftarlar dedirtti.

Her şey bitti mi? Hayal mi kurmuşum? Hayır, hayır… Benim asıl üzüntüm, derdim küme adayı bir takıma karşı verilen daha doğrusu verilemeyen mücadeledir.

Zaman zaman acze düşmeleridir… 35 Bin taraftarın önünde… O yüce formanın içerisindeki bazı ruhsuzlardır. Maçtan sonra fırsat tertip, milli arada eksik çalıştık, canım telafi ederiz, oyuncular sorumluluklarını bilmeliler, kendilerine bakmalılar, yediğine içtiğine gezdiğine dikkat etmeliler vs. vs. gibi aciz açıklamalardır.

Hataları hep başkalarında arayan teknik adam tipleridir. Zira bu anlayış, çare üretmez. Bir çare üretirler; kafalarını hep kuma gömer “Bak nasıl saklandım gördünüz mü?” derler.

Gol için rakibin kapalı kilidini açmak için, çift santrafor oynattım ya daha ne yapayım dercesine çaresizdirler.

Bu kapalı defansı açmak için, çeşitli varyasyonlar aramazlar, belkide arayamazlar… Gol geldi gelecek diye hep beklerler… Sahada gezenle çalışanı didişeni ayırt edemezler…

Üstüne üstlük bazı oyuncuları dışarı almakta imtina ederler… Yanlış oyuncu seçer, yanlış oyuncu sahaya sürerler…

Ama kendilerinin yapamadıklarından hiç ders almazlar. Saadete gelirsek son 3 maçta kayıp olan 8 puanın kendi eseri olduğunuda bilmezler…

Benim asıl sıkıntım derdim bu!

Yoksa ağıt falan yaktığım yok. Bu yılda bekar gezelim şarkısını mırıldandığımda hiç yok.  Her şeye rağmen yinede neden olmasın diyorum. Siz değerli taraftarlarada acizane bir çağrım var. Takımınıza gönül koyun, eleştirin ama asla küsmeyin..

Böyle hakemlerde varmış…

Bir kaç hafta önce amatörde erken kıyım başlıklı bir yazım vardı. Bir maçın hakemlerini eleştirmiştim. Geçen hafta o hakkı elinden alınan takımın maçına gittim. Orta hakem Emircan Fırıncı ve arkadaşları bu kez adalet çalma yerine adalet dağıttılar o karşılaşmada… 

Bağırtıya gürültüye, asla prim vermediler… 

Korku kurallarını değil, futbol kurallarını uyguladılar. Demekki böyle hakemlerde varmış dedim kendi kendime…

Ürkek korkak hakemlerden ne kadar nefret ediyorsam Fırıncı ve arkadaşlarının örnek olması umuduyla tebrik ediyorum…

Dip not: Hakem yöneticilerine bir önerim  var. Bu rahatsızlıkları önlemek için, şu gözlemcileri lütfen hakem odalarına sokmayın. Dahası hakemler gözlemcisinin kim olduğunu dahi bilmesin. İşte o zaman ahbap çavuş ilişkileri sona erecektir. Bu benim görüşüm. Karar sizin…