Ana haber bültenleri, sosyal medya paylaşımları ve dahası…

Özetle, son birkaç gündür görsel ve dijital medyada sadece O var.

Kürşat Ayvatoğlu.

Neymiş…

Ak Parti’de büro elemanı olarak görev yapan bu isim kokain kullanıyormuş.

Neymiş… 

Adam aslında bürocu değil, hatta danışmanmışmış.

Yahu hemşerim!

Hadi diyelim, memlekette başka derdimiz kalmadı…

Hadi diyelim, aylardır canımızı kurtarma derdine düştüğümüz şu ortamda her şey tıkırında, biz gündeme koyacak malzeme arıyoruz…

Bu mudur yani?

Uyuşturucu maddeyi Ak Parti çalışanı kullansa ne oluyor, memur emeklisi kullanınca ne!(?)

Dahası.

Yaşanan olayın her gün gazetelerin üçüncü sayfasında yer alan haberlerden farkı ne? 

Türk Ceza Kanunu’nda, uyuşturucu madde temini, kullanımı ve ticareti suçunun tanımı/cezası aleni olarak belli iken, anayasada uyuşturucu kullanan siyasi parti çalışanlarına yönelik farklı bir uygulama, toplumumuzda durumun sağduyu ile kabullenilmesine yönelik farklı bir algı mı var?

Hadi bunları geçtik.

İşin lügatinde yer alan argo tabirle…

Bir partili uyuşturucu müptelası ise, parti mensuplarının alayı ‘gogocu’ mu oluyor?

Değil kardeşim, değil!

Gerek iktidar, gerek muhalefet…

Hangi parti çatısı altında işlenirse işlensin, şahsi suçların hiçbiri topyekûn partilere mal edilemez, edilmemeli.

Tıpkı evvelinde, muhalefetin uçkur meseleleriyle gündeme getirilmesi gibi…

Tıpkı çetrefilli işlerle anılan bürokratlar yüzünden kurumların itibarsızlaştırılmaya çalışılması gibi…

Bu olayın da AK Parti ile ilişkilendirilme çabası, kimseye puan kazandırmayacaktır.

Beri taraftan.

Kürşat Ayvatoğlu isminin parti içerisindeki görevi doğru bir uygulamayla her ne kadar son bulsa da, şaibeli görülen ultra zenginliği tabi ki sorgulanıp işbirlikçileri araştırılmalı…

Ancak. 

Sürekli olarak;

AK Parti teşkilatları ve muhafazakâr seçmenin bu ve benzer sorunlu karakterlerle aynı seviyede kategorize edilmeye çalışılmasının komiklikten ziyade, kronik bir hastalık halini aldığı ayrıca aşikârdır.

FOTOĞRAFLAR

Olayın patlamasıyla birlikte anında albümler açıldı.

Fotoğraflara sirayet eden karalama kampanyaları bir anda hızlandı. 

Bu bağlamda, İçişleri Bakanından Cumhurbaşkanına kadar Kürşat Ayvatoğlu ile aynı fotoğraf karesinde yer alan herkes, neredeyse uyuşturucu baronu olarak lanse edilmeye çalışılmakta.

Onlara ne denir bilemiyoruz.

Uçan kuşun dahi üst düzey devlet yetkileriyle kol kola görünmek istediği… 

Fotoğraf çekilme taleplerinin hatıradan ziyade artık egolara kaldıraç olarak kullanılmak istenmesinin azımsanmayacak seviyelere ulaştığı memlekette…

Sigaraya düşmanlığıyla bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uyuşturucuya göz açtırmayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu madde bağımlılarıyla aynı hikâyede buluşturmak, olsa olsa akıl kıtlığının en net göstergesidir.

Son olarak…

Maske + Mesafe + Hijyen

Üstüne akıl!