Sevgili dostlar nereden başlasam, hangi birini yazsam…
Daha üçüncü maçta karalar bağlamaya başladık.
Nedir bu iş bilmezlerden Trabzonspor takımının ve taraftarlarının çektiği!
Dün akşamı umarım bir daha yaşamayız.
Ama bordo mavili camiayı tedbir alınmazsa zor günler bekliyor.
Bunu görmek için kahin olmaya gerek yok.
Yazar çizerlere bakıyorum da bu kadroyla olmaz diyerek sakatlar ve eksik yerlerden bahsediyorlar.
Tamam da transferlerden ele avuca sığacak ve oynayamayan bir oyuncu Mislav Orsic!
Geri kalanlar sahada!
Ve hocanın göz ağrısı bir Bruno Petkovic transfer senaryosu var ki sormayın gitsin.
Ha bugün ha yarın olmadı sabaha karşı…
Gına geldi artık gına!
Enis Destan ben varım dese de olmaz!
Neden mi?
Çünkü Petkoviç gelecek ya.
Gelelim kabus dolu akşama!
Mecazen söylüyorum;
Şu gazetecilerin işi gücü yok galiba!
Yine maç öncesi hocaya Abdülkadir Ömür ile Denswil neden yok diye sordular.
Hoca ‘Maçı kazanabileceğim bir ilk 11’i tercih ettim’ dedi.
Ondan devam edelim hocanın işçilerine.
Galatasaray maçında yaptığını eksiksiz yerine getirdi.
Bakesetas'ı forvet arkası yerine defansın önüne çekti.
Teklic orta saha yerine sağ kanat mevkinde forma giydi.
Sağ kanat ise Edin Visca’dan oluştu.
Ama sol tarafta olmazsa olmazı prensi olan Enis Bardhi’ye şans verdi.
İlk 11’e Abdülkadir Ömür ve Stefano Denswil'i almayacaksın, yedek bekleteceksin sonra da kazanabileceğim bir ilk 11 diyeceksin!
Hem ilk 11’i yanlış hem de oyuncuların yer seçimleri yanlış.
Böyle maç mı kazanılır?
Kazanmak için derken herhalde dilin sürçtü!
Hocanın icraatları böyle olunca sol bek, sağ bek Larsen'in kulvarının yol geçen hanına dönmesi kulübenin seyirci kalması birbirini aynısı gibi iki gol yenmesine neden oldu.
Sanırım Çaykur Rizespor bir daha ne böyle rahat sıkıntısız goller atabilir ne de maç kazanabilir.
Sağ kanat yol geçen hanı oldu da sol bek Eren Elmalı süzgeç gibiydi.
O da etliye sütlüye karışmadı.
Başta dediğim gibi stoperlerin içerisinde en iyisi Stefano Denswil ama o da kızaklıydı.
Sözün özü hoca geçen yılın bitimine iki ay kala gelmesine karşın kulübün ne havasından ne de suyundan haberi var.
İllede Bruno Petkovic deyip duruyor.
Birde ‘Önemsediğim 4-3-3 sistemi olmazsa olmazım olacak’ demişti.
Ben ne 4'ü gördüm ne de 3’ü!
Sizler gördüyseniz lütfen bana yazın.
Son olarak dün akşam oynanan maçtan sonra taraftarlara sahip çıkın serzenişlerinde bulundular.
Taraftar takımına sahip çıkmayıp ne yapacak?
Başka takımımı var?
Onlar görevlerini bilirler siz rahat olun!
Ancak eleştiri olacak.
Tepki de olacak!
Bilmem anlatabildim mi?
NOT: Uğurcan Çakır konusundaki eleştirilerinize katılıyorum.
Benimki sadece unutkanlık…