Elveda, gençliğim elveda, ey hatıralar.

Elveda mesut günlerim, ümit dolu sayfalar.

Yine mevsimler dönecek, yine yapraklar düşecek

Giden gençliğimiz geri gelmeyecek.

Unknown-1-11

Her insan bazen hüzünlenir. Hüzünlenecek bir sebebi olmasa bile hüzünlenir.

Geçmişi düşünür, çocukluğunu, gençliğini, şimdiyi, sevdiklerini düşünür, hatalarını düşünür, pişmanlıkları olur.

Böyle anlarda en güzeli, o güzelim eski günlere bizi götüren hayallerimizi mazinin masmavi derin sularına bırakmaktır.

Hatıralar hatırlandıkça yok olmaz ve hüzünlendirsede güzeldir.

Eskiden banyo taburesine oturmadan önce su dökerken annemizin sinirlenince kafamıza ‘dannk’ diye ses çıkartan taslarla yıkandığımız günleri unutmadık.

Unknown-2-10

Banyodan sonra havluya sarılıp sobanın yanına geçtik.

Saçlarımızdan düşen suları sobaya düşürür cısss sesini dinlerdik.

En güzel mahalle maçlarını annemizin zamansız banyo yaptırmaları yüzünden kaçırırdık.

Cumadan verilen ödevi nedense pazar akşamı yapardık. Oynamaktan fırsat bulamazdık.

Aynı simidi 2-3 kişi yiyip aynı şişeden gazoz içtik.

Arkadaşın bisküvisinden alınca içi yanan değil mutlu olan nesildik.

Anne terliğinin tadına doyumsuz bakmış,
pazar banyosunu genelde leğende Hacı şakir sabunu ve maşrapayı kafasına yiye yiye yıkanmış tertemiz çocuklardık.

Unknown-3-8

Bizim zamanımızda kokulu, meyveli, çeşit çeşit şampuanlar da yoktu.

Her sabun kokusunda çocukluğum aklıma gelir bu yüzden..

Bizler kardan adam yapıp erimesin diye dua eden çocuklardık.

Sokak oyunundan vazgeçemeyip, salça ekmek yiyip doyan çocuklardık.

Yere düşen ekmeği öpüp başımıza koyardık,

Tuvaleti geldiğinde annesi eve alır korkusuyla sokağa çiş yapan çocuklardık.

O günler çok çok güzeldi hele hele bugünlerle karşılaştırıldığında,
Çocuk gibi çocuktuk biz!.

Huzur ve saygı da vardı,
mutluyduk küçücük dünyamızda ….

Sabahtan aksama kadar oyun oynardik.

Karnımızın acıktıgını unuturduk oyun oynarken.

Unknown-4-8

Gazoz kapaklarıyla oynayan çocuklardık,

Çelik çomak oynardık, çember çevirirdik,
çomaktan bez bebekler yapardık, ekmegimize toz şeker atıp yerdik.

Yaprakları içine pirinç diye kum koyar sarardık.

Ölen bir kuş görürsek gömer mezar yapar dua okurduk çok mutluyduk…

Çam ağacının kabuğundan araba traktör yapardık,
yaramazlık yapardık annemizden dayak yememek için saklardık, ilkokulda soba ile ısınırdık…

Biz küçükken çok büyüktük.
Mesela kollarımızı bir açardık, dünyayı kucaklardık.

Güzeldik biz küçükken.
Kaşlarımızı almayı bilmezdik,makyaj çok büyüklerin işiydi sevmezdik.
Arkadaşlarımızla beraber bir gece uyuyabilirsek eğer velinimetti bizim için, çok lükstü, hayaldi belkide…

Bizler bahçeli evlerimizde çevremizdeki insanlara güvenerek büyüdük.

Annelerimizin dizlerinin dibinde sokakların, bahçelerin, ağaçların, tozun toprağın kokusunu içimize çekerek büyüdük. Unknown-19Kapı önlerine paspas serip evcilik oynardik, kapı önünde çizgili oynardık, kaldırım taşına oturur saatlerce oyalanırdık…

Oyuncaklarımız mutfak esyalarimiz yoktu.

Ekmeğin arkasındaki kağıdı sökmek için uğraşırdık,hep kağıt kalırdı…

Bizim hiç bir şeyimiz yoktu ama yine de çok mutluyduk.

O günleri yine doya doya yaşamak için neler vermezdim ki…!

Mazi kalbimde bir yaradır
Bahtım saçlarımdan karadır
Bizi zaman zaman ağlatan
İşte bu hazin hatıralardır.

Biz çocuk gibi çocuktuk…!

Kalın sağlıcakla...