Haftalardır bir Trabzonspor kongresi aldı başını gidiyor, ülke hatta dünya gündemi kırk kere değişti ama bizim gündemimiz kongrede takıldı kaldı. Ya hu kongre olmasın demiyorum, olsa ne olacak diyorum? Bu takımın ilacı belli! Hani bu işi bu kadar dallandırmanın gereği var mıdır? Kongre sonucu bir tane başkan seçilecek ama öyle paralar harcandı ki, bu paralarla Trabzonspor’un bu dönem ki borçlarının ödenmesi mümkündü! Hem vakti, hem de paramızı çarçur atiğimiz için yıllardır şampiyonluk özlemi çekiyor olamaz mıyız, ne dersiniz?

- Hadi ama şimdi bunun da payı yok diyemezsiniz… 

Kente gelen bir turistin “yerel seçim hazırlıkları” içinde olduğumuzu sanmaları gayet doğal bir tepki olacaktır. Çünkü şehrin dört bir yanında, baya bildiğiniz seçim büroları konumlandırılmış; reklamlar, pankartlar, yüzlerce hatta binlerce kişiye verilen yemekler ve daha nicesi… Harcanan paraları ya da milli ekonomiyi düşünen var mı? Yok…

Peki, o zaman sorarım; “futbol bir spor mudur?” Eğer futbol spor ise, spor sağlık değil midir? Biz sağlık dediğimiz şey için birbirimizi öldürüyor hatta içten içe bölünüyoruz ve terör dağdan önce yeşil sahada, tribünde başlıyor farkında değiliz. Ya bırakın Allah aşkına!

Tamam, birey olarak hiçbirimiz gangster sayılmayız ama birkaç kişi bir araya geldiğimizde, hepimiz teröristiz! Döner bıçakları, bira şişeleri, biber gazı, cop, tekme tokat vs vs aklınıza gelen her türlü şiddet türevi içinde… Eğer spor bu ise ben yoğum!

Haklar yenmedi mi? Yendi. Emeğimize dil uzatılmadı mı uzatıldı! Tepkisiz mi kalalım? Tabii ki hayır! Ama yıllardır bunun peşinde olup ta, halen bir sonuç alınamadıysa, bir yerlerde bir hata var demektir, bunu durup bir düşünmenin kime ne zararı var? Kanayan yarayı kesmek gerek, kangren olmuş vücutlarla savaşa girmek o ülkenin kaderini yazmak demektir! Bunları kabullenmek ise en büyük erdemliliktir!

Bir yerlerde bir şeyler yanlış gidiyor bre adam! Önemli olan bir arada olmak değil, kimlerle bir arada olduğumuzdur! Bu kutsal mücadelemizde bizimle olup sesini en çok çıkaran değil, ağzından çıkanı kulağı duyan bizimledir! Tribün ağzıyla değil, taraftar ağzıyla bağırın ve sadece inanın!

***

Bu arada şuna değinmeden geçemeyeceğim; 20 Mayıs Pazartesi günü Trabzon’un en işlek yeri olarak bilinen Meydan Parkı’nın hemen karşısında ki Halis Çebi İş Merkezi’nin çatısından intihara kalkışan 25 yaşındaki vatandaşa “Atla atla atlamayan İ…ne” şeklinde tribün tezahüratı edebilecek kadar kendimizi kaybettik ya biz Allah’ta sonumuzu hayreylesin. Amin!