Dün akşam Trabzonspor'u izlerken eski yılları hatırladım neredeyse yüzde 90 pas yüzdesi ile Kayseri galesini ablukaya alarak şutlarla dövüp bitiren bordo mavililer kaleci Doğan'ı ve koruduğu kale direklerini geçemezken birde penaltısı verilmedi...

Daha 4 gün önce hoca sistemi kendine göre değil elindeki malzemeye göre tespit eder uygular diye yazmıştım. Derdim haklı çıkmak değildir asla herkes gibi bende Trabzonspor'un başarılı olmasını istiyorum derdim odur...

Şimdi gelelim sadete...

Oldum olası şu sabırlı oyun dengeli oyun topu rakibe bırakma oyunu bana saçma sapan gelmiştir. Dahası ben bunun adına korkak oyun anlayışı diyorum. Böyle bir oyun anlayışı Trabzonspor'un ne geninde ne de kimyasında vardır olmamışdır da rakip kim olursa olsun maç başlar başlamaz topu yana geriye değil oyunu rakip sahaya yıkar nefes aldırmazdı...

Sonuca gidince de oyunu rolantiye alırdı...

Sahada rakibin değil kendisinin esamesi okunurdu...

Ondan beni eski yıllara götürdü dün akşamki takım gerçi farklı yeneceği maçda 1 puanla yetinme zorunda kaldı .

Olsun sen hep böyle büyük düşün büyük oyna ürkek oynayıp Sivas'tan aldığın 1 puana sevinme zira bu ne kimliğine ne de genine yakışır.

Gelelim kaleci Doğan 'a Uğurcan ağabey Türkiyenin en iyi kalecisidir demiş aferin sana tekdir etmek idol kabul etmek erdemliktir ondandır ki kale direklerinle birlikte edeta tek başına Trabzonspor 'dan 1 puan almayı başardın umarım 1 Uğurcan daha kazanır Türk futbolu yolun açık olsun.

DİP NOT: Bak hocam takımada Hüseyine'de yazık olmuyor işte zorlamanın da bir alemi yok ...