Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına bağlılıklarını açıklayan Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Özbekistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’nde büyükelçilik açma kararı alırken, Yunan basını bu gelişmeyi “Türkiye’ye diplomatik tokat olarak yorumladı. Ancak, Yunanistan istemediği bir durumla da karşılaşabilir. Türkiye, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda yeterli diplomatik güce sahip olmadığı için KKTC’yi topraklarına katamamıştı. Bugün, Türkiye Dünya’da sözü geçen bir ülke konumuna gelmiştir. İşte, Türkiye bu gücünü kullanıp KKTC ‘ini 82. vilayeti olarak açıklamak için gerekli halk oylaması düzenlemesini başlatabilir.

Avrupa Birliği (AB), Orta Asya ülkeleriyle 12.000.000.000,- EURO ticari anlaşma imzalarken, aynı zamanda GKRY ’ni de "Kıbrıs'ın tek meşru hükümeti" olarak tanıması ve yukarda saydığımız ülkelere bu şekilde dikte ettirmesi Türkiye ve KKTC için yeni bir strateji gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu noktada, KKTC'de yapılacak bir halk oylaması ile Türkiye'nin 82.vilayeti olma seçeneği, hem mevcut sorunları çözebilir, hem de Türkiye'nin bölgesel gücünü pekiştirebilir.

Neden şimdi ? diye bir soru akla gelebilir.

AB'nin GKRY'yi tek meşru yönetim olarak tanıması, Kıbrıs sorununda diplomatik çözüm şansının zayıflamasına hatta ortadan kalkmasına sebep olmaktadır. Türkiye, bu durumu fırsata çevirerek KKTC'de bir halk oylaması düzenleyebilir. Halk oylaması konusunda Uluslararası Hukuk açısından hiçbir sorun yoktur. BM Antlaşması, Madde: 1’e göre; her ülkenin kendi geleceğini tayın etme (self - denetmisansyon) hakkı vardır ve desteklenir. Nitekim Kosova’nın tek taraflı bağımsızlık ya da birleşme kararı uluslararası alanda kabul görmüştür.

Türkiye'nin böyle bir hamlesi, AB ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) içinde gerilimi artırabilir diye düşünülebilir. Ancak, Türkiye, şuan itibari ile hem NATO’nun en büyük ikinci silahlı gücü, hem Rusya - Ukrayna Şavaşı’ ndaki etkin rolü ve hem de Avrupa’nın muhtaçlığı sebebi ile gelebilecek tepkileri gerilimi tırmandırmadan geçiştirebilir. Avrupa ülkeleri 2020 yılında yeniden ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi için de çok tepki vermişlerdi.

Peki, eğer böyle bir şey olursa KKTC de bir Halk oylaması yapılır ve Türkiye ye katılma kararı çıkarsa başlıca olası sonuçlar neler olur sıralayalım;

Doğu Akdeniz'deki petrol ve gaz aramaları, GKRY ve AB'nin engellemeleriyle karşılaşıyor. KKTC'nin Türkiye'ye bağlanması, bu kaynaklar üzerinde doğrudan kontrole sebep olur.

- Türk askerinin varlığı uluslararası hukuk nezdinde meşrulaşır ve askeri olarak adanın tamamen Türkiye'nin güvenlik şemsiyesine girmesi, bölgedeki dengelerin değişmesine sebep olur.

- AB ve olası bazı ülkelerin potansiyel ambargo ve yaptırımlarına, Türkiye'nin bölgesel ittifakları Rusya, Azerbaycan, Pakistan ve birkaç ülke daha koşulsuz destek verebilir.

- KKTC'nin tanınmama sorunu fiilen çözülür.

Sonuç olarak böyle bir eylem Türkiye'nin Jeopolitik gücünün bir hayli artmasına sebep olur. 

Bu sonuçlar için gerekirse gelecek tepkilerin gazını almak adına Kıbrıs ın Türkiye’nin ili olarak ilanından sonra Güney Kıbrıs’a büyükelçi atama talebi bile yapılabilir.

Türkiye, uluslararası baskılara rağmen bu adımı atabilir mi? Evet, güçlü diplomasi ve askeri hazırlıkla tabiki mümkün olabilir. En azından hazırlık yapılmalı ve Demokles’in kılıcı gibi Elde tutulmalıdır.