Geçtiğimiz yıllarda kurdelesi kesilmek suretiyle hayata geçirilen milyonluk projelerle Trabzon turizmine kazandırılan Sera Gölü, bu kez yaşanan olumsuzluklarla gündemde.

Bölge halkının iddiası o ki, Derecik karayolunun gölü çevreleyen kısmında aydınlatmanın bulunmaması araç ve yaya trafiğini tehlikeye düşürmekle birlikte, göl etrafında da istenmeyen durumların ortaya çıkmasına neden oluyormuş.

Özellikle geceleri alanın karanlığa gömülmesini fırsat bilenler, göl kenarına park ettikleri araçlarda alkol alıp, bölge halkını rahatsız edici hal ve hareketlerde bulunuyorlarmış.

Yine iddialara göre, Sera Vadisinde huzursuzluk yaratan bu durum öyle boyutlara ulaşıyormuş ki, bölgede yaşayanlar kendilerini uykularından eden desibeli yüksek müzik seslerini her ne kadar es geçseler de, zaman zaman ateşli silah seslerinin eşlik ettiği sarhoş kavgaları yüzünden kendi sokaklarına çıkamaz olmuşlar.

Bölgenin incisi konumundaki Sera Gölü’nün bu gibi ithamlarla gündeme gelmesi tüm Trabzon adına hakikaten üzücü…

Umarız eşsiz güzelliğe sahip bu doğa harikasına yapılan onca yatırım… Yani harcanan milyonlar, bu gibi yakışıksızlıkların gölgesinde kalmaz.

Daha önemlisi;

Dileriz, Sera Gölü Sosyal Tesislerinin bakım onarım, güzelleştirilmesine yönelik gösterilen hassasiyet… 

Ve özellikle DSİ’nin zaman zaman gölde yaptığı yüksek maliyetli dip temizleme çalışmaları, bahse konu sorunlu noktaların 5-10 sokak lambasıyla aydınlatılmasından sorumlu yetkili kurumlara örnek olur.

Nitekim yaz-kış, yerli yabancı turistlerin uğrak yeri haline gelen Sera Gölü dediğimiz turistik alan… 

Yalnızca gün ışığında vatandaşa hizmet veren resmi kurumlarımızdan olmasa gerek!

MEĞER İNSANLIK ÖLMEMİŞ

Yaşamlarımız türlü türlü sınavlarla dolu.

Değil yarın, bir saniye sonra ne ile karşılaşacağımız meçhulken, heybedeki tecrübelerle umut etmek gerçekten zor.

Demek istediğim…

Herkes birbirinin sınavı olmuş.

Haliyle kimden nelerin çıkacağına yönelik kimsenin elinde de kullanma kılavuzu yok.

Ahvalimiz böyle olunca, sizde olduğu gibi bende de insanlığın çoktan defnedildiğine dair hükümler mevcut.

Derken…

Bir haber çıkıyor karşıma.

Hani, şu soğuk kış gününde içimizi ısıtır cinsten.

Meğer ölmemiş, diyorum insanlık.

Aksaray’da…

45 yaşındaki Yasin Köse’nin aracıyla seyir halindeyken yolda gördüğü yaralı bir yavru köpeği şefkatle kucaklayıp tedavi ettirdikten sonra anne köpekle buluşturmasından söz ediyorum.

Oluk oluk yaş geldi gözümden.

İşte var olmak bu olsa gerek, dedim.

İnsanlıktan öte…

İnsanın ahreti ancak böyle kurtulur dedim. 

Özetle.

Çok ihtiyaç var çok…

Sayın artsın, Sayın Yasin Köse.