Gözleri kapalı halde okuma yeteneğine sahip delinin biri, birkaç gün evvel mail attı.

Eleştirileri idare edilir de, tehdit, hakaretlerinin bini bir para…

Hani balkondan balkona dur duraksız tartışan mahalle cazgırları vardır ya…

Aynen öyle işte…

Metinde paragraf, noktalama işareti dahi yok.

Şahsıma uzun uzadıya vermiş veriştirmiş.

Ağzında salyalar, ardı ardına sıraladığı cümleleri topluma açık vaziyette özetlersek…

Güya kendimi Trabzon’un sahibi zannediyor, şehrin bürokrasisi ve siyasetçilerini aşağılayıp duruyormuşum.

Yahu hemşerim!

Evvelce yazmıştım ama… 

Madem yeri geldi, gene yazayım.

Ben bu kentin özellikle güvenlik bürokrasisini yere göğe sığdıramam.

Nedeni şu ki;

Cumhuriyet Başsavcılığı, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı’nın onca iş güç arasında bir de el ele verip, senin gibi şirazesi kaymış, hasta ruhlu tiplerle Trabzon’da mücadele etmesi, bu memleket ve millete yapılabilecek en kıymetli hizmettir.

Bundan mütevellit;

- Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çelikkol’u kanunlara olan bağlılığı, Cumhuriyet’e olan sadakati ve devletin gücünün ortaya koyulmasında gösterdiği iradeden ötürü tebrik ediyorum.

- Göreve geldiği günden bugüne geçen 18 aylık süreçte, kurum içi ve kurum dışında sergilediği babacan tavırlarıyla herkesin sevgisini kazanan Trabzon İl Emniyet Müdürü Kenan Aydoğan’ı, kentin huzuru ve asayişine yönelik üstün gayretlerinden ötürü kutluyor, bu vesileyle dün itibariyle başlayan emeklilik hayatında sağlık sıhhatler diliyorum.

- Şehrimizde geçtiğimiz yıl göreve başlayan İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Adem Şen’e, hem sahaya yansıttığı varlık ve uyum, hem de jandarmanın bölge insanımızla kurduğu empati yüklü iletişime öncülük ettiği için bilhassa teşekkür ediyorum. 

Elbette ki bu ahengin ortaya çıkmasında orkestra şefliği önemli…

Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu…

Şahsına; Trabzon’a ait güvenlik bürokrasisinin kalite çıtasını bu seviyelere taşıdığı ve çarşıda pazarda huzurumuza kast edecek ruh hastası tiplerin dizginlenmesine liderlik ettiği için şükranlarımı sunuyorum.

Sıra geldi, kamyon lastiği kadar kafası varken, sibop iğnesi kadar aklı bulunmayan o denyoya!

Sayende, akıl ve ruh sağlığının insan yaşamı için ne denli önem arz ettiğini, bir kez daha teyit etmiş oldum.

Bununla birlikte…

Naçizane köşemde her daim takdir ettiğim Trabzon’un güvenlik bürokrasisini bugün de vitrinime taşıttığın için zatıâline gönülden müteşekkirim.

Diyeceklerim bunlardan ibaret…

Allah, sağlığını versin!

“SOKAK KÖPEKLERİ TEHLİKE SAÇIYOR!”

Başıboş sokak köpekleriyle alakalı olarak, son dönemlerde Trabzon’un İl, ilçe merkezleri, hatta kırsal mahallelerinden dahi ciddi serzenişler geliyor.

Doğal hayatla uyumlu hale getirilmeleri açısından ilgili kurumların üstün gayretleriyle her ne kadar rehabilite edilmeye çalışılsalar da, adeta çeteler halinde dolaşan sokak köpeklerinin zaman zaman saldırgan tavırlar sergilemesi şehirdeki sosyal hayat için adeta tehdit unsuru oluşturmakta.

Trabzon’da özel bir hastanede görev yapan Dr. Yılmaz Kanber’in yaşanan bu olumsuzluklarla ilgili olarak şahsi sosyal medya hesabından dile getirdiği iddiaları, sorunun çözümünde etkin olmasını beklediğimiz yetkililerin takdirine sunuyoruz:

“Saygıdeğer etkili ve yetkili büyüklerimiz; Trabzon’da son dönemlerde 4 bacaklı canlı sayısı giderek artmakta. Her gün özellikle sabahın erken saatlerinde servis bekleyen çocuklar ve işe gitmeye çalışan bayanlar başta olmak üzere pek çok insan sokaklarda dolaşan başıboş köpeklerle muhatap olmak zorunda. Bu sabah köpeğin peşinden koştuğu çocuk için araçtan inip yardım ettim ki yoğun bir saatte ona bir araç çarpabilirdi. Meydanda polis karakolu karşısında bir çocuk 3 cins köpeğin arasında servis ya da dolmuş bekliyordu. Özellikle meydan bölgesinde çok sayıda sahipsiz köpek cirit atmakta. Artık birilerinin buna dur demesi gerekiyor. Hem de en kısa zamanda. Çözüm bulmak için illaki birine köpeğin saldırması, birilerinin canı yanması ve bunun ulusal basına yansımasını beklemek gerekmiyor. Saygılarımla….”

Umarız, doktor beyin dediği gibi iş işten geçmeden gerekli adımlar atılır.

Bizler de çözümün hem destekçisi, hem de takipçisiyiz.