Trabzonspor’un transfere ihtiyacı var ama transferden ziyade takım olmaya daha çok ihtiyacı var. Taraftarların her dönemde transfer beklentisi içinde olmasına anlam veremiyorum! Sportif başarının transferden ziyade ‘takım ruhu’nu yakalamakla elde edilebileceğini herkes biliyor. Biliyor ama ‘anlamsız bir ego’ işte, herkes ille de transfer istiyor.

Bordo-Mavili takım Rıza Çalımbay ile birlikte inkâr edilemez bir yükseliş yakaladı. Süper Lig’de üst üste alınan galibiyetleri son 8 müsabakada yenilgisizlik istatistiği ile süsledi. Buna rağmen ‘Trabzonspor takım oldu’ diyemiyorum! Sosa’yı halen kazanamadık. Castillo bal vermeyen arı. Bongonda ve Volkan Şen umutsuz vaka gibi duruyor. Yusuf Yazıcı düşüşte… Kucka ‘soru işareti’…

Eldeki oyuncuları parlatmak varken transfer peşinde koşmak akıl karı değil. Alınacak yeni oyuncuların mevcutlardan çok daha iyi olacağına inanmadığım için bu şekilde düşünüyorum. Trabzonspor sahada rakibini boğamıyor, nitelikli baskı kuramıyor. Üst düzey isimler alınarak elbette bu durum tersine çevrilebilir ama alınacak oyuncuların elimizdeki bal vermeyen arılar gibi olmayacağına kim garanti verebilir?

Transferler az, öz ve nitelikli olduğunda takıma katkı sağlar. Her transfer döneminde çok sayıda oyuncu almak, eldeki oyuncuyu kazanmak varken aynı kapasitede başka bir ismi getirmek her açıdan çöküşü beraberinde getirir. Zaten öyle olmadı mı? Ne olduğu belirsiz isimlere Trabzonspor’un olmayan milyon euro’ları verildiği için kulüp bu hallere düşmedi mi?

Rıza Hoca transfer isteyeceğine, as oyuncuları Kupa’daki Konya deplasmanına neden götürmediğini açıklasın. Bu sezon kimse şampiyonluğa inanmıyor, Rıza Hoca Türkiye Kupasını almaya baksın.