Karadeniz Sahil Yolu’nun, Trabzon’un artan trafik yükünü artık taşıyamadığını, özellikle de Ortahisar ile Yomra ilçeleri arasındaki bölümün adeta bir kaza koridoruna dönüştüğünü daha önce bu köşede dile getirmiştik.

Nitekim yıllardır neredeyse her gün bir trafik kazasının yaşandığı bu güzergâhta, en ufak çarpışmalar bile kilometrelerce araç kuyruğuna neden oluyordu.

Hız yapan araçlar, dikkatsiz sürücüler ve yetersiz yol altyapısının birleşimiyle oluşan bu olumsuz tabloya karşı, Trabzon İl Emniyet Müdürü Sayın Murat Esertürk sorumluluk bilinciyle hareket ederek önemli bir inisiyatif üstlendi.

Bölgede kısa süre önce devreye alınan çift yönlü radar uygulaması ve artırılan denetimler, etkisini göstermeye başladı.

Hız limitlerine uymayarak adeta sorunun bir parçası haline gelen kural tanımaz sürücüler yakın takibe alınınca, direksiyon başındakiler daha dikkatli davranmaya başladı.

Dolayısıyla görüldü ki, sorunlu trafik akışına yapılan küçük ama yerinde dokunuşlar bile insan hayatına yarar sağlayacak olumlu sonuçlar doğurabiliyor.

1040694573 2844 1600 1920X0 80 8A9Cb97647Fc8769E13Ab0Bc797803F0

Kazaların gözle görülür şekilde azaldığı bölgedeki uygulamalar yalnızca caydırıcı değil, aynı zamanda trafik güvenliği açısından da hayati öneme sahip.

İl Emniyet Müdürü Sayın Murat Esertürk’ün ortaya koyduğu irade ve kararlılık işte en çok bu bağlamda takdiri hak ediyor.

Rahatlamanın kalıcı olmadığının elbette herkes farkında…

Asıl ve uzun vadeli çözüm, Trabzon’un yıllardır beklediği Güney Çevre Yolu Projesi’nin hayata geçirilmesiyle mümkün olacak.

Bu konuda da şehrimizin değeri, hemşehrimiz Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu’nun yoğun çaba ve gayretleri dikkat çekiyor.

Sayın Bakan’ın bu projeye gösterdiği sahiplenici yaklaşım, Trabzon adına büyük bir fırsat.

Temennimiz, bu güçlü iradenin kısa sürede somut adımlara dönüşmesi yönünde.

Özetle;

Trabzon Sahil Yolu hala yoğun ve yetersiz lakin can güvenliğinin sağlanması adına birilerinin risk alıp frene basması, hiç değilse yaşama dair umut verici.

İKİ METREKARELİK SALTANATLAR…

Cenazenizden hemen sonra:

Ağlamalar azalır.

Aileniz eve gider, yakınlarınız ise yeme - içme işleriyle uğraşır.

Bu sırada bedeniniz topraktaki organizmalarla tanışır.

Cenazeden üç saat sonra:

Cenazeye katılmayanlar evinizi ya da cep telefonunuzu arayıp mazeret beyanlarını sıralar.

Bu sırada…

Evinizde kimi kişiler gayet normal bir ortamdaymışçasına öbek öbek, siyaset ve spor konusunda konuşmaya başlarlar.

Cenazeden 6 saat sonra:

Evinizde yalnızca birinci derecedeki yakınlarınız kalırken, diğer herkes evlerine dönüp bir sonraki günün planını yapmaya başlar.

24 saat sonra:

Tüm iç organlarınız çözülmeye başlarken öldüğünüzden bihaber olanların cep telefonlarına rutin çağrı, reklam vs. mesajları gelmeye devam etmektedir.

Üç gün sonra:

İş yerinizde sizden boşalan pozisyonu doldurmak için adaylarla görüşmeler yapılır.

O sırada kabirdeki bedeniniz şişmeye başlar.

Ağız ve burnunuzdan köpüksü sıvılar çıkmaya başlar.

Beş gün sonra:

“O olmazsa yaşayamam!” diyen evlatlarınız…

Oğlunuz, kızınız işlerine döner.

Organlarınız çürümeye başladığı için

Bedeniniz renk değiştirir.

İki hafta sonra:

Çoluk çocuklarınız miras paylaşımı için avukatlarla görüşmeye başlar.

Kıçı kırık İki metrekarelik halı, dibi zift tutmuş tencere bile kardeşler arasında dava konusu olur.

Hasılı.

“Sen ilgilenmedin, ben baktım” gibi cümleleri takiben miras kavgaları başlar.

Yakınlarınız bunlarla meşgulken, sizin mezarda dişleriniz dökülmeye başlar.

Üç ay sonra:

Eşiniz, televizyonda bir komedi dizisi izlerken ufaktan kahkaha atmaya başlar.

Sizin bedeniniz sıvılaşmaya başlar.

Bir yıl sonra:

Evinize yıl dönümü için gelenler, “Vay be bu kadar oldu mu sahi?” diye şaşırıp sizi maziye hapseder.

Asit kemiklerinizi eritir.

On yıl sonra:

Bir arkadaşınız eski bir fotoğrafta gördüğünde sizi ancak hatırlar.

Bedeninizden geriye kalan sadece kemiklerdir.

Hulasa, değerli okurlar…

Hiç ayrılmayacakmışız gibi içimize sığdırmaya çalıştığımız dünyadaki varlığımız, işte bu kadar kısa sürer.

Şimdi.

Bugün içinizi kemiren kişi ve olayları tekrar gözünüzden geçirin.

Değer mi?

★ ★ ★

Yazmak iyi gelir.

Bana;

“apektas6161@gmail.com” adresinden ulaşabilirsiniz.