AYNALI KAVŞAK...
Sonucunda yaşadığımız kentin bir ruhu olduğunuda unutmayalım.
Tek amacımız tek derdimiz Trabzon'un geçmişiyle bugününü kıyaslamak, eskiyi hatırlamak ve yüz yıl içerisinde bu şehrin hafızalarında olupta şimdilerde olmayanları ve neler neler kaybettiğimizi anlatabilmektir.
Trafik güvenliği, herkes için en üst düzeyde öncelikli bir konudur ve güvenlik aynası bu konuda önemli bir rol oynar.
Güvenlik aynaları, sürücülerin ve yaya trafiğinin daha iyi görünmesini sağlamak için kullanılan etkili bir araçtır. Özellikle dar sokaklarda, kavşaklarda ve otoparklarda, bu aynalar sürücülere kör noktaları azaltma, araçların yaklaşan tehlikeleri tespit etme ve çarpışmaları önleme konularında yardımcı olur.
Bu aynaların genellikle konveks (bombeli) bir yüzeye sahip olmaları, daha geniş bir görüş alanı sağlar. Aynı zamanda hava koşullarına dayanıklıdırlar, böylece uzun ömürlüdürler.
Güneş ışığına ve gece koşullarına uygun modelleri de vardır, bu da her türlü hava koşulunda etkili bir şekilde çalışabilecekleri anlamına gelir.
Sonuç olarak, trafik güvenliği için güvenlik aynası, sürücülerin, yayaların ve diğer yol kullanıcılarının güvende olmasına katkı sağlar.
Yıllar, yıllar önce Kalekapıdan çıkar çıkmaz eski tekel binasının hemen sol üst kenarında bizimde bir güvenlik aynamız vardı.
Trafik ışıklarının henüz yaygınlaşmadığı yıllarda Tekel binasının köşesinde büyükşehirlerde ancak görebildiğimiz trafik ışıklarına nazire yaparcasına doksanlı yıllara kadar tek başına yıllarca görev yaptı.
Çocuktuk işte Bombeli haliyle bize çok ilginç gelirdi.
Pazarkapı çocuğu olduğumuz için sur dışına oynamaya bile olsa kolay kolay çıkmazdık.
Kale kapısının sotkaya bakan tarafından sur dibini takip ederek moloza giden yolda bilyalı arabalarımızı eski wosvagen servisinin olduğu yere kadar kaydırarak sürmeyi çok severdik.
Güzergahımızın başlangıcı kale kapısına geldiğimizde, aynaya bakarak ne işe yaradığını çözmeye çalışırdık.
Sonucunda kentimizin hafısazında yer alan herkesin aşina olduğu önemli bir objeydi.
Özellikle eskiyi, çocukluk günlerimizi bize hatırlatan herşeyi yok etmekte üstlerine olmayan şehrin idarecilerinden kalekapısındaki kavşakta trafik hizmeti veren bombeli aynamızında korunmasını beklemek bir hayal olurdu zaten.
Enterasandır !!!
80 sonrasını ele alırsak şehri idare etmek için seçilmiş veya atanmış idarecilerimizin hiç birinin eskiyi koruyalım günümüze taşıyalım kültürel değerlerimizi yaşatalım diye bir dertleri olmamış.
Şehrin ve kültürel değerlerimizin korunması gerekir diyenlerede, en basit çözüm yolu olarak paramız yok diye cevap verip kestirip attırmışlardır.
Seksenden sonra idarecilik yapan insanların büyük bir kısmı halen daha hayatta, sokağa çıktıklarında, resmen tarih kokan bu kutsal şehire dönüp dönüp baktıklarında hiçmi vicdanları sızlamıyor acaba çok merak ediyorum.!!!
Arkadaşlar yenisini yapmak için eskiyi yıkmak zorunda değildiniz diye haykırasım geliyor adeta.
Yıkılan yok olan onlarca kültürel mirasımızı bugün sadece resimlerde görüyoruz.
Bir Kent'i yaşatan Kent olma özelliğini ve cazibesini koruyan asırlar öncesinden bizlere miras kalan Tarihi ve kültürel değerlerimizdir, kısacası Ruhu'dur arkadaşlar RUH'U !!!
Bu şehrin yaşanmış hikayelerini ve kültürel miraslarını yıllardan beri yazıyorum, Allah sağlık sıhhat verdiği sürecede yazmaya devam edeceğim.
Ortahisar belediye meclisi üyesi seçildikten sonra, görev aldığım kültür, turizm ve çevre komisyonunda görev yaptığım süre boyunca bu şehri ve kültürel değerlerimizi
elimden geldiğince ne olursa olsun koruyacağıma dair sizlere söz veriyorum arkadaşlar.
Bu benim şahsım adına sizlere vermiş olduğum söz!!! belediye meclisinde görev yaptığım sürece birinci derecede önceliğim olacaktır.
Yıllarca bu şehrin kültürünü ve tarihini korumak ve yaşatmak için masa başında oturmaktan, koltuk altlarında göstermelik evrak taşımaktan başka hiç bir şey yapmayanlarıda bu şehir asla affetmeyecektir.
Ekmeği, yağı, balı,
Pilavı, köftesi ve hamsisi
Park içindeki simitçisi, sevgi kaynarken içi,
Unutulan her ne varsa
konuşulmayan,
gönlü tok Trabzon.
Kalın sağlıcakla...
